Öğleden sonra, ağırlıklı bir yürüyüş zamanıydı!
Normal şartlar altında, gergin hisseder ve endişeli bir yüz takınırlardı. Ancak o gün, herkes bir mücadele ruhuyla doluydu - başlamaya hevesliydi.
Lin Ao bile saflara katıldı.
Taşıdıkları ağırlıklar başlangıçta 50 kg idi, daha sonra sırtlarına 50 kg'lık bir kum torbası daha eklendi.
“50 kg yeterince ağır değil. 70 kg deneyeyim!” Ye Lingchen, denedikten sonra sesini yükseltti.
“Eğer durum buysa, ben de 20 kg daha istiyorum!” Wu Yue de anında talep etti.
"Saçmalık! Eğitim mevcut durumunuza uygun olmalıdır. Kendini benimle nasıl karşılaştırabilirsin?” dedi Ye Lingchen.
O anda bir dövüş sanatçısı olmasa da, birlik içindeki ünü şaşırtıcıydı. Kimse onun sözlerini çürütmeye cesaret edemedi.
Wu Yue utanarak başını kaşıdı, "Artık senin dengin değilim ama hedefim olacaksın. Ben hâlâ dövüş sanatçılarının kralı olmayı hedefleyen adamım!”
"Hadi başlayalım!"
Sırtlarını kavislediler ve yürüyüşe başladılar.
Ağır bir yük taşımalarına rağmen, en ufak bir hoşnutsuzluk belirtisi göstermiyorlardı. Bunun yerine, gözlerinde kararlı bir bakışla Ye Lingchen'i adım adım takip ettiler!
Fang Hong, grubun arkalarına baktı, gözleri bulanıktı. Bu insan grubundan bir dövüş sanatçısının en önemli niteliğini buldu: Tutku!
Yarım aylık eğitim göz açıp kapayıncaya kadar bitti.
Gruba veda ettikten sonra Lin Ao, Ye Lingchen'i okula geri gönderdi.
Ye Lingchen, yarım aylık antrenmandan sonra uzuvlarından ağırlıkları kaldırmadı. Bunun yerine, her bir uzuv için 5 kg daha ekledi.
Ye Lingchen yatakhanenin kapısını açtığında, oda arkadaşları bir rüyadan yeni uyanmış gibi görünüyordu. Hemen mutlu çığlıklar atmaya başladılar.
"S*ktir! Ye'zi, sonunda döndün!"
"Seni yarım aydır görmüyorum. Daha esmersin ve kilo verdin! Seni özledim!"
"Nasıl oldu? Savaşçı Departmanındaki eğitim boğucu muydu?”
Ye Lingchen gülümsedi, “İyiyim, peki ya siz çocuklar? Dövüş eğitimi nasıldı?”
"Hahaha, sınıfımız dövüş eğitimi için tüm üniversitede birinci oldu. Üniversite yetkilileri bile bizi herkesin önünde övdü!” Xiang güldü, "Yeni eğitmen Sun Chao'dan çok daha iyiydi!"
Ye Lingchen başını salladı, "Daha önce bu kadar dalgın olmak için ne izliyordunuz?"
Bundan bahsetmişken, üçü de yüzlerinde garip ve tarif edilemez bir heyecan ortaya çıkardı.
“Ye'zi, inanılmaz bir şey bulduk! Savaşçı Departmanındayken muhtemelen internet erişimin yoktu. İnternet çıldırdı!”
Lil' Gen'in yüzü heyecandan kıpkırmızı oldu, “Gel bir bak!”
Bunu söyledikten sonra bilgisayardaki bir videoya tıkladı.
Bir kurda bakan bir adamı gösteren video yüksek kalitedeydi. Ne yazık ki o adam bir maske takıyordu ve yüzünün net bir şekilde görülmesini engelliyordu.
"Bu video, Legend of the Heroine tarafından yüklenen bir tanıtımdır. Film çekerken bir kurda rastlamışlar. Şanslarına, oyunculardan biri dışarı çıktı ve ekibi zarar görmekten kurtardı!”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Am A Prodigy
Science FictionBen Bir Dahiyim: Ye Lingchen, sınavlarla ve ebeveynlerinden beklentilerle mücadele eden sıradan bir lise öğrencisiydi. Garip bir rüyadan uyandıktan ve kendisine "Dahi Sistem" in verildiğini keşfettikten sonra her şey değişti. Bu noktadan sonra hayat...
