I Am A Prodigy

Bölüm 63 - Canlı Yayın Hikaye Anlatımı

[İyi. Kararını verdiğine göre, sana bazı haykırışlarda yardım edeceğim,] Coold yanıtladı.

[Teşekkürler.] Ye Lingchen içtenlikle yanıtladı.

Coold ile şahsen tanışmamış olsa da, Wechat'ta oldukça sık iletişim kurdular. Coold ara sıra ona akış platformunun düşüşünü ve çabucak kazanabileceği kadar kazanmasını hatırlatıyordu.

Coold'un çoğu zaman onun için endişelendiğini hissedebiliyordu.

Başka bir yayın stüdyosunda, Coold kaşlarını çatarak derin bir iç çekti.

'Hikaye anlatımı başarısız olursa, umarım çabucak dönebilirsin.'

Bunu takiben kameraya gülümseyerek baktı, "Herkes için iyi haberlerim var. Y-Tanrı çevrimiçi. Yayınını izlemek istiyorsan acele etsen iyi olur.”

[Ne? Y-Tanrı çevrimiçi mi? Gidip izleyelim.]

[Hostes, onu gerçekten seviyorsun ha? Hayranlarınızı seve seve Y-God'a gönderiyorsunuz.]

[Hostes, neden Y-God ile oynamıyorsun?]

…

Ye Lingchen yayını başlatırken, yayınının izleyici sayısı sürekli arttı. Yarım aydan fazladır online olmamasına rağmen 3000'e yakın izleyicisi vardı.

Kamera parlaklığını en düşük ayara getirdi, ardından tüm odadaki ışıkları kapattı.

Ekranda, karanlığın yanı sıra, bir kişinin silueti sadece belli belirsiz seçilebiliyor.

[Ne yapıyorsun ev sahibi? Bir hayalet gibi mi giyiniyorsun?]

[Y-God bir oyuncu değil mi? Kanalın türünü değiştirdi mi?]

[S*ktir! Sorun mu arıyor? Oyun oynamıyorsa takibi bırakacağım!]

[Yukarıdaki ile aynı. Eğer takibi bırakmazsam, üç kilo kaka yiyeceğim!]

…

"Herkese merhaba. Çoğunuzun bunu hissettiğine inanıyorum. Doğru! Bugün oyunumu yayınlamıyorum. Bunun yerine sizin için bir roman hazırladım. Romanın adı Grave Robber's Chronicles.”

Ye Lingchen Oyunculuk 101'i okumuş, dil ve edebiyat öğrenmiş ve ara sıra iletişim sanatı üzerine çalışmıştı. Sonuç olarak, bir ev sahibi olarak kalifiye olmanın ötesindeydi.

Sesi ne aceleci ne de yavaştı, kulağa rahat geliyordu. Birçok izleyici ayrılmaya hazır olsa da, bir anlığına geri çekildiler.

[Mezar Soyguncusu Günlükleri?]

[Bu da ne böyle? Hiç duyulmadı.]

[Bir günlük değildi, değil mi?]

[İsim oldukça ilginç geliyor.]

Karanlığın içinde saklanan Ye Lingchen derin bir nefes aldı ve ardından hemen alçak sesle konuşmaya başladı.

"50 yıl önce, Changsha'da bir grup mezar soyguncusu Savaşan Devletler döneminden kalma bir cilt ipek metin buldu. Hasarlı metinde benzersiz bir antik mezarın yeri kaydedildi. Ancak o grup mezar soyguncuları yer altında paranormal olaylarla karşılaştı ve neredeyse tamamı hayatını kaybetti.”

Ye Lingchen'in sesi son derece sakindi, hikayeyi yavaşça anlatıyordu, “50 yıl sonra, mezar soyguncusunun torunlarından biri atalarının günlüğünden bu sırrı öğrendi. Bu hazineyi aramak için bir grup deneyimli mezar soyguncusu tuttu. Ne yazık ki, hiç kimse bu antik mezarın bu kadar çok paranormal olayı içermesini beklemiyordu: Yedi Gizemli Tabut, Yeşil Gözlü Tilki, Dokuz Başlı Yılan bitkisi…”