6- Yüzleşmek

213 38 0
                                    

Üç test sonucu da C Bloğunun amirine verilmişti. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde blok amiri, Zheng Mingyi ile iyi bir konuşma yapacaktı.

Diğer yandan Jiang Chijing yine boş kalmıştı. Rutini takiben öğle yemeği yedi ve mahkumların gelmesini beklerken bir şeyler okumak için ofisine döndü.

Mahkumların öğleden sonra molaları saat ikiye kadardı. Bu aynı zamanda en uzun boş zamanlarıydı.

Bazı mahkumlar hücrelerinde uyurdu, ancak çoğu dışarıda olurdu. Ne de olsa ışıklar her gece saat onda kapatılıyordu. Doğal olarak özellikle gün içinde geçirdikleri saatler değerliydi.

Son günlerde artan sıcaklıkla birlikte daha fazla insan vakit geçirmek için kütüphaneye geliyordu.

"Memur Jiang." Mahkumlardan biri elinde bir dedektif romanıyla Jiang Chijing'in ofis masasına yaklaştı. "Kitabı bitirdim. Başka tavsiyeniz var mı?"

Jiang Chijing'in bakışları uzakta bir köşeye kayarken kitabın iadesini gerçekleştirmek için tarayıcıyı aldı, "Bu yazarın eserlerinin hepsi çok iyi, gidip bakabilirsin." dedi.

Mahkum kurgu bölümüne gitti ve aynı yazarın başka eserlerini aramaya başladı, Jiang Chijing ise bakışlarını uzaktaki adam üzerinde tutmaya devam ediyordu.

Zheng Mingyi kütüphaneye gelmişti ama hiç kitap almamıştı. Pencerenin yanına oturmuş bahçede takılan mahkumları izliyordu, ne düşündüğünü anlamak zordu.

Jiang Chijing bu adamla gerçekten başa çıkamıyordu.

Belli belirsiz bir sıkıntıyla Zheng Mingyi'nin yan profiline bakarken yüzünün yarısını bilgisayarın arkasına sakladı.

Luo Hai'nin dediği gibi, Jiang Chijing, görünüş ve vücut yapısı açısından yüksek standartları olan eşcinsel bir adamdı. Bunun asıl nedeni kendisinin de gayet iyi bir görünüşe sahip olmasıydı, partnerini seçerken standartları da düşük olamazdı.

Luo Hai oldukça iyi bir partnerdi. Komikti, uysaldı ve zayıflara karşı anlayışlıydı. Ama Jiang Chijing onu tam olarak anladıktan sonra ona karşı olan tutkusu tamamiyle sönmüştü.

Ancak asıl tezat, Jiang Chijing'in insanlarla gerçekten etkileşime girmektense onları karanlığın ardından gözetlemeyi tercih etmesiydi. Bunun nedeni birini tamamen tanıdıktan sonra o kişiye olan ilgisini de tamamen kaybetmesiydi ve bu süreci insanlarla temasta olmaktan daha fazla hızlandıran hiçbir şey yoktu.

İnsanlar doğası gereği bir çelişkiler karmaşasıydı. Jiang Chijing birinin içini görmenin onu sıkacağını, görememenin ise sinirlendireceğini bugün yeni fark etmişti.

Tam o sırada Zheng Mingyi, odanın diğer tarafından Jiang Chijing'in bakışlarını hissetti, aniden başını çevirdi ve bakışlarıyla karşılaştı.

Ama Jiang Chijing bu sefer kaçmadı. Kütüphane onun bölgesiydi. Kütüphanedeki mahkumları gözlemlemek için her hakkı vardı.

Zheng Mingyi, Jiang Chijing'in ona bu kadar yüzsüzce bakmasını beklemiyor gibiydi. Başta oturduğu yerde yayılmıştı, omuzları doğal olarak çökük duruyordu. Ama Jiang Chijing'in bakışlarıyla karşılaştıktan sonra sandalyesinde geriye yaslandı ve kollarını göğsünün önünde kavuşturdu.

İkisi, aralarında görüş alanlarını engelleyen kimse olmadan, kütüphanenin pencere kenarındaki iki köşesinde oturuyorlardı.

Kütüphane zaten en başından beri sessizdi. İkisinin bakışları havada sessizce buluşmuştu, sanki ilk başını çevirenin kaybedeceğine dair ortak bir anlayışa varmışlar gibi, öylece birbirlerine bakıyorlardı.

Restricted AreaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin