Öğleden sonra hapishane, çoğu büyük bir şirketin üst düzey yöneticilerinden oluşan yaklaşık yirmi kişilik bir grubu tur için ağırladı.
Jiang Chijing bir mahkeme katibi olarak çalışırken birçok üst düzey şirket yöneticisinin yolsuzluk ve ödeneğin kötüye kullanımı gibi olaylara karıştığını görmüştü. İktidarı elinde bulunduran otorite sahibi insanlar için bu şirket yöneticilerini genel kanun konusunda eğitmek çok daha uygundu.
"Şu anda hücrelerden çıkma zamanı, çoğu mahkum içeride olmaz." Müdür en önden yürüyerek ziyaretçilere hapishanenin bir özetini veriyordu.
Hapishane turları diğer yerleri gezmekten farklı olarak gruptan ayrılmama, fotoğraf çekmeme, elbise giymeme gibi daha katı kurallara sahipti.
Güney Hapishanesi bir zamanlar bir grup ortaokul öğrencisini ağırlamıştı. Birkaç yaramaz öğrenci meraktan etrafta koşturmuş ve hapishane için pek çok soruna neden olmuşlardı. Ancak bu kez şirket yöneticileri kurallara uyabilen yetişkinlerdi ve bu da cezaevi personelinin bu ziyareti daha kolay halletmesini sağlamıştı.
Jiang Chijing, ilgisizce en arkadan takip ederken alışkanlıktan gruptaki her bir kişiyi gözlemliyordu.
Halka açık bir şirketin yönetim kademesinde yer alanlar olarak bu grubun yaş ortalaması az sayılmazdı. Cinsiyeti ne olursa olsun, gençlerde yaygın olan özensizliğin en ufak izi olmadan hepsi tertemiz giyinmişti.
"Merhaba." Grubun arkasında muhtemelen müdürü çok net duyamayan bir kadın, Jiang Chijing ile sohbet etmeye başladı. "Hapishanede çalışmak genelde zor mu?"
Jiang Chijing, "Değişir. Bazı görevler diğerlerinden daha zorken, bazı görevlerin işi diğerlerine göre daha az oluyor."
Örneğin bir kütüphaneci olarak görevi, diğer meslektaşlarına göre en düşük gelirdeyken aynı zamanda en kolay işti.
"Sen normal çalışma saatlerine uymuyorsun, değil mi?"
"Çoğu uymuyor. Tam bir vardiya 72 saat olup ardından 24 saat dinlenme şeklinde olabilir."
"Peki sen?"
"Ben mi?" Jiang Chijing, sorunun nasıl kişisel meselelerine döndüğünü bilmediğinden kısa bir süreliğine şaşırdı. "Sivil bir görevdeyim, saat sekizde gelip beşte çıkıyorum."
"Fena değil." kadın düşünceli bir şekilde başını salladı. "Birisiyle çıkıyor musun?"
Jiang Chijing bundan dolayı kötü hissetmeye başlamıştı çünkü bu yaşlı kadının onunla konuşması evdeki akrabalarıyla tamamen aynı şekildeydi.
"Hayır." Yabancılara yalan söylemeye alışık olmayan Jiang Chijing, şimdilik dürüstçe cevap verdi.
"Kaç yaşındasın?" kadın sormaya devam etti.
"Neredeyse otuz." Kesin olmak gerekirse yirmi yedi yaşındaydı ama Jiang Chijing bilerek söylememişti.
"Vay, hiç göstermiyorsun. Harika. Bir yeğenim var, oldukça güzel ve çalışkan. Sadece çok seçici ve bunca zamandır bir eş bulamamış. Şimdi yirmi dokuz yaşında, otuzuna basmak üzere."
Doğru ya. Bu konuşma tam da Jiang Chijing'in düşündüğü gibi ilerliyordu. Görünen o ki, sosyal sınıftan bağımsız olarak asla atlatılamayan sabit bir şey vardı ve o da çöpçatanlıktı.
"Yeğenim çok yetenekli ve yıllık geliri yüksek, bu yüzden erkeğin maddi durumuna aldırış etmiyor ve tercihlerini sadece sezgilerine dayandırıyor. Seninki gibi bir işte herhangi bir kıza rastlamak senin için zor olmalı, değil mi? Ki yeğenim gibi daha sosyetik kadınlardan bahsetmiyorum bile. Ne dersin, sizi tanıştırmamı ister misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Restricted Area
ActionJiang Chijing, röntgencilik arzusunu doyurmak için mahkumların her hareketini her zaman izlemişti. Ta ki bir güne kadar, son derece tehlikeli bir mahkum hapishaneye girmişti ve Jiang Chijing onu gözetlerken yakalandı. İzleyen, izlenen oldu; avcı, av...