38- Dur

100 24 0
                                    

Jiang Chijing aniden Xu Sheng'in kaçışını durdurmanın aslında bungee jumpinge benzediğini keşfetti.

Herkes bungee jumpingin gözlerini kapatıp atlamaktan başka bir şey olmadığını biliyordu ama aslında yükseltilmiş platformda durduğunda birçok insanın kalbi geri çekilme naralarıyla çarpmaya başlardı.

Xu Sheng'i durdurmak da aynıydı. Teslimat kamyonunun engellenmesinden ve Xu Sheng'in dışarı çıkarılmasından başka bir şey değilmiş gibi görünüyordu, bu kadar basitti. Ancak iş o noktaya geldiğinde Jiang Chijing açıklanamaz bir şekilde hazır olmadığını  hissediyordu.

Korktuğundan değildi, sadece daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştı ve tabii ki de özgüvensiz hissediyordu.

Ya başka bir gardiyan onu hücre bloğunun dışında dolaşırken bulursa? Ya Xu Sheng işbirliği yapmayı reddederse ve devriye ekibine haber vermek zorunda kalırsa?

Daha dikkatli düşündüğünde o kadar çok belirsiz değişken vardı ki, Zheng Mingyi'nin düşündüğü kadar basit görünmüyordu.

Zheng Mingyi düşüncelerini toparlamasına yardım ettikten sonra Jiang Chijing önemli derecede sakinleşmişti. Ama şimdi aniden Xu Sheng'in kaçma girişiminin bu gece olacağını öğrendiğinde kalbi yeniden endişeyle dolmuştu.

Birkaç ayrıntıyı Zheng Mingyi ile teyit etmeyi umuyordu ama öğle vakti geldiğinde Zheng Mingyi her zamankinin aksine kütüphaneye gelmedi.

Şimdiye kadar birkaç mahkum, Xu Sheng'in Old Nine'ı durdurduğunu öğrenmişti ve her zamanki yüzler birbiri ardına kütüphaneye dönmeye başlamıştı. Ancak tuhaf bir şekilde her gün mutlaka gelen kişi hiçbir yerde bulunamıyordu.

"İdol," Yu Guang kütüphane kapısından başını uzattı ve Jiang Chijing'e el salladı. "Biraz gelsene."

Kütüphanede başkaları da olduğundan konuşmak pek uygun değildi. Jiang Chijing, Yu Guang'ın bir şey için geldiğini anlayabiliyordu, bu yüzden çalışma alanından çıkıp kapıya doğru geldi.

"Ne oldu?" diye sordu Jiang Chijing.

Yu Guang, "Zheng Mingyi benden bugün bir işi olduğunu ve öğleden sonra gelmeyeceğini söylememi istedi." dedi.

"İşi mi varmış?" Jiang Chijing, Yu Guang'ın aracı olarak kullanılmasını beklemiyordu. "Ne olduğunu söyledi mi?"

"Eh, hayır." Yu Guang mağdur bir şekilde konuştu. "Mesajını iletmek istemedim ama bana vurmakla tehdit etti."

"Vurmaz." dedi Jiang Chijing. "Eğer vurursa bu konuyu onunla ben hallederim."

Aslında Jiang Chijing'in kastettiği, Zheng Mingyi'nin şiddete başvurmamayı kabul ettiğiydi. Eğer sözünü tutmazsa Jiang Chijing bunun hesabını sorardı.

Ancak Yu Guang, Jiang Chijing'in ne demek istediğini açıkça yanlış yorumlamıştı. "İdol, biliyordum, kalbinde ondan daha önemliyim." derken gözleri parlıyordu.

Pek öyle değildi ama...

Jiang Chijing, bu çocuğun geri dönüşü olmayan yolda daha da ileri gitmesinden korkuyordu, bu yüzden nazik ve anlayışlı bir şekilde hatırlatmaya çalıştı. "Go ve benim huylarımızın oldukça farklı olduğunu düşünmüyor musun?"

"Tss, biraz." Yu Guang çenesini ovuşturdu, "İdol internette çok soğuk ve ilgisiz ama gerçekte..."

"Gerçekte...?" Jiang Chijing kaşlarını kaldırdı.

Yu Guang, "İdol gerçekte biraz sert." dedi. "Bana her zaman bir disiplinci gibi eğitim veriyorsun."

Jiang Chijing, "......"

Restricted AreaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin