Zaman bir canavardı. Yalnızlığın en derin köklerinden birinin hükümdarı, sadakatin sınayıcısı ve ölümün sevgili eşiydi. Var olur, hiddetini aşıklarında denerdi. Yok olur, cehennemine davet ettiği sevgiliye işkence ederdi.
Zaman adı verilen canavar, Serseri Prens Daemon Targaryen'e dişlerini geçirmişti ve kalbine ulaşana kadar her gün gizlice onu yutuyordu. Prens teslim olmuyor, inadını kadim zaman tanrısına karşı sürdürüyordu. Karşı gelirdi. Öfkesi yıkardı belki benliğini ama iplere gerilmektense yanmanın acısını tercih ederdi. Daemon'un aklı uzun zamandır yaşadığı topraklarda değildi. Mhyris'in yanında Essos'daki engin şehirlere uçup gitmişti ve geri dönmüyordu. Hem Prens'in aklı hem de aşkı... Mhyris'in Kral Toprakları'nı ardında bırakmasının üzerinden dört ay geçmişti. Tüm bu zaman dilimi bir cehennem olmuş, Daemon'un üzerine Eski Valyria kıyameti gibi çökmüştü. Prens, kendisiyle savaş halindeydi ve kimin kazandığının farkında değildi.
Dışarıdan bakıldığında, Rhaenyra'nın gözünde amcası berbat bir hâldeydi. Yarattığı kargaşalar, Viserys'in emrini dinlemek yerine kendi bildiklerini bir kralmış gibi okuması ve haftalar önce Fırtına Burnu'na yaptığı gizli ziyaret sonrası Viserys'in kulağına gelenlerin bir çeşit teselli yöntemi gibi olduğunu düşünüyordu. Ancak prenses sadece amcasına acıyor olabilir miydi? İyi bir yönden bakmaya çalışıyordu. Fakat Daemon'un iyi yönden bakılabilecek tarafı yoktu. Gümüş saçlı prenses ile aynı fikirdeki kişilerin sayısı çok azdı. Çünkü Prens'in tutarsız davranışları, onun doğasına karşı çoktan karar vermiş olanları ve onun hakkında sadece duyup bizzat tanımayanları ikna edemiyordu.
Daemon Targaryen'in taşkınlıkları bilinirdi. Kısa bir dönem, savaştan sonrasında, durgunluk çağı yaşamış ve Mhyris'in düğününe kadar başını belaya sokmamış olabilirdi ancak deli bir Targaryen'in yaratılış hamuru asla değişmezdi. Kral Viserys başına bela olan kardeşini uslu tutan tek kişinin Mhyris olduğunu, Kızıl Prenses aylar önce Essos'a gittiğinde anlamıştı ve konsey masasındaki sakin akşamların bitmesinde Daemon'dan başka sebep bulunamıyordu. Şehir Muhafızları ile yaptıkları bir yere kadar konsey ve El tarafından üstü kapatılacak konulardı ancak Fırtına Toprakları'nın üzerinde Caraxes ile uçup Lord Boremund için tehlike arz ettiği olayın yankıları iki haftadır sürüyordu. Daemon belirgin bir zarar yaratmamıştı Baratheon'lar için. Fakat saldığı korku ve pişkinliği yüzünden ipler kopmuştu. Boremund Baratheon, Prens'e gereken cezaları vermediği için Kral Viserys'e duyduğu bağın zedelendiğini ve hanesine karşı saygısızlık yapıldığını yazdığı öfkeli bir mektuptan sonra rotasını kuzeni olan Rhaenys Targaryen'e çevirmişti. Ancak umduğunu bulamamış, Lord Corlys Velaryon'un oğlunu Rhaenyra Targaryen ile evlendirmesi sayesinde Driftmark Kral Viserys'in deniz gücü olmuştu. Diyarın gözünde Baratheon hanesi öfkeli ve yalnız konumdalardı artık. Fakat hiç kimse Lord Boremund Baratheon'a Eski Şehir'den gelen gizli mektubu öğrenemeyecekti. Baratheon hanesi yalnız değildi. Prens Daemon'a sadece onlar nefret duymuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Targaryen ☾ Daemon Targaryen
FanfictionKral Viserys I. tarafından küçük yaşta himaye altına alınan ve Rhaenyra Targaryen'in gözünde bir abla gibi büyüyen Mhyris Silverarmor, uzun kızıl saçları ve büyüleyici görünüşü ile Westeros'un en güzel kadınlarından biridir. Ancak on yedi yaşında ol...