Gergin bir akşam olduğu muhtemeldi.
Kulelere sert rüzgarlar çarpıyordu ve fısıltılı gerçekleri taşıyan gölgeler her şeyi biliyordu. Ve bilmesi gereken kişi için, tereddütü arşa çıkartan bir ulak olmuşlardı. Ruhların huzursuzluğunu neye bağlamak gerekirdi? Aegon'dan dolayı mıydı uğursuz kasvet? Ondan, onun günahından ve o günahın saklı kalmasını sağlayan annesi mi sebepti? Yoksa kopmak üzere olan kıyamet mi kale duvarlarına erkenden yansıyarak aciz bedenlerin üzerine çöküyordu?
Aydınlık günün neşesi kalmamıştı.
Sanki bir el boğazlarını sıkıyordu.
Aynı salonun içinde, Kraliçe Alicent'ın ve Prenses Rhaenyra'nın çocuklarının olması bu düşünceyi sağlamıştı aile üyelerinin gözünde. Ancak onlar gibi uzun yemek masasında oturan Mhyra Targaryen'in hisleri başka bir şeylerin etkisini duyuyordu. Kızıl Kale'de pek belirgin olmayan bir uğultu vardı son birkaç saattir. Arada bir yükseliyor ya da boğuklaşıyordu. Bazen bir kapının çarptığı işitiliyor, nedenini bilenlerin müdahale etmeye cesareti olmuyordu
Endişe vardı uğultularda.
Yanıt bulamadıkça ise öfke artıyordu.
Daena adım adım salona yaklaşmakta, yere sert basan adımlarına bakılır ise, hesap sormak için sabretmekteydi.
Ama henüz onun hiddetinin odağında olacağından habersiz, Kraliçe Alicent, aynı masada oldukları Harwin Strong ile göz göze gelmemeye çalışıyordu ve bunun için meşgul görünmeye gayret göstererek, her zaman ki gibi keyifsiz davranan kızı Helaena'yı konuşturma ısrarını sürdürüyordu. Yemek masası mutlak bir sessizlik içindeydi. Çatal ve bıçak seslerine bazen sıkıntılı nefesin üflenişi, bazen de iki kişinin arasında dönen fısıltılı sohbet eşlik ediyordu.
Tuhaf bir andı.
Rhaenyra ile Alicent'ın aileleri nasıl oluyordu da kralın emri yokken bir arada oturup yemek yiyebiliyordu?
Yarım saat öncesine kadar iki tarafın da böyle bir planı yoktu. Tesadüfen gelişmişti. Prenses Rhaenys Targaryen ile torunlarını uğurlamak için limana kadar giden Rhaenyra'ya, Mhyris ile birlikte büyük oğlu Jacaerys ve yeğeni Maerys de eşlik etmişti. Driftmark'a doğru yelken açan gemiyle birlikte iki ejderha da gökyüzünde onlara eşlik ettiğinde; Rhaenys artık başkentten uzağa, yaralı kocasına destek olmak ve Vaemond Velaryon'un cenazesini düzenlemek için uzaklaşıyordu. Gemi limandan ayrıldığında ise Rhaenyra ve diğerleri şehirde yaptıkları ufak bir gezinin ardından Kızıl Kale'ye geri dönmüşlerdi.
Mhyris, babasını ziyaret etmek için onlardan ayrılmıştı. Rhaenyra ise aç olduklarına dair sızlanmaya başlayan oğullarına ve ikiz yeğenlerine güzel bir akşam yemeği sözü verdiğinden, kalenin büyük yemek salonunda bir masa kuruluyordu. Fakat aynı sırada Kraliçe Alicent'ın da böyle bir arzusu olmuştu ve hizmetliler sessiz kalarak iki kadının isteklerini de aynı masaya hazırlamışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Targaryen ☾ Daemon Targaryen
FanfictionKral Viserys I. tarafından küçük yaşta himaye altına alınan ve Rhaenyra Targaryen'in gözünde bir abla gibi büyüyen Mhyris Silverarmor, uzun kızıl saçları ve büyüleyici görünüşü ile Westeros'un en güzel kadınlarından biridir. Ancak on yedi yaşında ol...