Kral Viserys I. tarafından küçük yaşta himaye altına alınan ve Rhaenyra Targaryen'in gözünde bir abla gibi büyüyen Mhyris Silverarmor, uzun kızıl saçları ve büyüleyici görünüşü ile Westeros'un en güzel kadınlarından biridir.
Ancak on yedi yaşında ol...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ejderha'nın evini ve hükümdarlığın gidişatını dengede tutan kişi artık sadece Kral Viserys Targaryen değildi. Taç onundu, Demir Taht'ın sahibiydi ve mutlak kudreti, halklara kolaylıkla boyun eğdiriyordu. Ancak Viserys'in asıl güç kaynağı, bir demir yığınından fazlasıydı yıllardır. Büyükbabası Yaşlı Kral Jaehaerys'den bu yana durgun ve hatta yalpalayarak ilerleyen Viserys, ejderha üstünde eve geri dönen kızı ile birlikte kimsenin tahmin etmediği bir yükselme dönemine girmişti.
Mhyris Targaryen'in geçen tüm yıllar boyunca altına imzasını attığı başarılı girişimlerin sonu gelmeyecek gibiydi.
Kral'ın büyük kızının adı Westeros ve Essos kıtalarındaki yönetici ailelerin aklına kazınmıştı. Bazıları, Prenses'in ilahi güzelliğinin yanında hükümdar ruhu taşıdığına ikna olmuştu. Demir Taht'ın üzerinde ateşten bir gölge diye bir tanım kullanmıştı Hisar'ın Büyük Üstadı. Kitaplara gömülmüş, bilgelikle dolup taşan adamlara göre piçlikten soyluluğa giden yolda Prenses Mhyris Targaryen'in keşfettiği nice şey vardı.
Onun yara aldığı günlerde, Yedilerden Anne'yi ve Bakire'yi gördüğünü iddia etmişti inançlı genç bir üstad. Peki ya savaşçı? diye sormuştu başka bir genç üstad. Ordusu olan bir kadın ne kadar da ender rastlanan türden bir hadise idi. Hisar'daki bilgeler, Mhyris'e karşı şüpheci bir gözle bakıyordu. İçten içe imrenerek de izliyorlardı tabi olanları ve bitenleri. Bir kadın nasıl olurdu da yaklaşık iki bin askerlik bir orduya laf geçirebilirdi? O adamların Prenses'e karşı duydukları sadakatin temelinde ne vardı? Kızıl Targaryen'i ailesinden ayıran neydi? Sorular her zaman var olacaktı. Cevaplar ise bir çift kehribar gözün derinlerinde uyuyordu.
Bazıları da vardı ki; Mhyris yalnızca Kral Viserys'in büyük kızı ya da Prens Daemon Targaryen'in karısıydı, onu öyle görmek isteyenlere. Daemon'un vârislerini doğurmaktan daha önemli ne görevi vardı ki? İnancın merkezi olan Eski Şehir'de, Prenses Mhyris ile ilgili türlü laf ve dedikodular yayılırdı Hightower'lar tarafından. Onun inanç yoksunu bir kadın olduğu, cadı hatta bir yılan kadar zehirli olduğu ve Kral'ı öldürmeye niyetli olduğuna dair fitne yayıyorlardı. Kutsal Yediler'e karşı hiç saygı göstermediği konusunda hemen ikna olanlar bile vardı. İnsanların aklı bazen karışırdı, bazen de görmezden gelirlerdi. Dedikodular damarlardaki varlığı sinsice ilerleyen bir yılan zehri gibi topraktan toprağa ulaşıyordu, her ulaştığı yerde mutlaka biri inanmakta idi.
Otto Hightower'ın istediği şey, aileyi parçalamaktı. Menzil'den kuzeyin ev hanelerine kadar uzanan ve hainlikle dolu büyük bir dedikodu çıkarttı. İki prenses vardı ejderhanın evinde. Asıl vâris kimdi peki? Otto'nun yaymakta olduğu dedikodu, Mhyris'in kardeşine ihanet edeceği yönündeydi. Rhaenyra Targaryen'in elinden veraseti almaya hevesli olduğu, bunun için Winterfell ve Kartal Yuvası gibi büyük hanelerin evlerini ziyaret ederek yandaş grubu kurmaya çalıştığı söylendi. Mhyris'in ziyaretleri doğruydu ancak amacı, kız kardeşinin gelecekteki hükümdarlığı adına kalıcı işler yapmaktı. Hatta eşi Daemon ile birlikte Winterfell ziyareti yaptığı günlerde, bu dedikodu Cregan Stark ile yemek yedikleri masaya dahi ulaşmıştı. Kahkahalarının kalenin dış duvarlarına kadar ulaştığı söylendi ve kuzeyin yeni lordu genç Cregan Stark, bu kez de kuzeyden başlayıp Menzil'e kadar yayılan başka bir laf ortaya attı.
