Büyük Salon'daki eğlenceyi geride bırakmıştı. Bitmiş yemek tabağı ve yarım bıraktığı şarap kadehi onun kısa süre önce yerinde olduğundan emin olmalarını sağlardı. Prenses Rhaenyra'ya odasına gideceğini ve bir şeyler okuyacağını zaten haber vermişti ancak Kral Viserys, ondan izin almadığı için Mhyris'e kızabilir ya da kendi başına hareket ettiğini söyleyerek onu uyarabilirdi. Fakat genç kızın kurallara ve Viserys'e bağlı bir leydi gibi gözükme derdi yoktu. Uslu olamayacağı bir ruh haline sahipti.
Kızgındı, yine.
Sebebi Daemon Targaryen'den başkası değildi.
Zarif bedenini saran ve ardından yerlere sürünerek onu takip eden parlak kumaşlı mavi elbisesinden nefret ediyordu. Omuzlarına açıkta bırakan elbiseyi parçalayıp atmak, odasına giden koridorda karşısına çıkan herkesi tokatlamak istiyordu ama onun durumunda bir kadının yapabildiği tek şey, surat asmaktı. Mhyris bir çocuk gibi surat asmayı tercih etmezdi ancak öfkesini gizli tutabilmenin yolu buydu. Peşindeki genç muhafızı Raymond'un gölgesi ve zırhlı gövdesi onu takip ediyor, uyumlu yürüyüşü ile Mhyris'i onu seçtiğine pişman ettirmiyordu. Tek kelime etmelerine bile gerek yoktu, Raymond anında Leydi Mhyris'deki gerginliği veyahut üzüntüyü anlar ve o rahat etsin diye yakınında bir hizmetlinin yürümesine dahi izin vermezdi. Bu akşam da öyle olmuş, Büyük Salon'dan odasına giden yol beyaz pelerinli muhafızı Raymond sayesinde hızlıca geçilmişti.
On altıncı isim gününden bu yana geçen üç hafta boyunca, Mhyris'in kulağına çok fazla haber gelmişti. Öncelikle, onunla evlenmek için Kral'ın başını ağrıtan adamların farkındaydı. Birinin o adamların icabına baktığını da biliyordu ama yine de keyfi uzun zamandır bozuk olmakla birlikte Prens Daemon'un da bunda katkısı büyüktü. Özellikle biraz önce yaptıklarıyla. Koridoru döndü. Raymond onun için hizmetli çağırmasını ister mi diye sormuştu ama Mhyris hemen uyuyacağını ve rahatsız edilmek istemediğini belli etti. Yapacağı buydu. Yarın sabaha kadar Daemon'a olan kızgınlığını unutmak için uyuması gerekirdi.
Aslında bugünü harika başlamıştı. Kral Viserys'in hediyeleri, Prenses Rhaenyra ile Leydi Mhyris'i öğlen saatlerinde oldukça meşgul ve çok mutlu etmişti. Kraliçe Aemma'nın iltifatlarına karşılık kızaran kızlar, akşam yapılacak ziyafet için hediye elbiselerini deneyip takılarını seçip meşgul olmuşlardı. Ama asıl güzel haber, Daemon'un gitmek zorunda olmayışı idi. Bit Çukuru'nda geçen günlerde büyük bir kargaşaya yol açtığı için Viserys ile kavga etmişti. Kral, bildiği en kolay yolu kullanıp Daemon'u yine bir yerlere sürmek konusunda kararlıydı ancak Prens her ne yaptıysa, abisini ikna ederek ziyafete katılmanın yolunu bulmuş ve akşam uslu duracağına dair söz vermişti.
Uslu durmak, Mhyris'in etrafında dolaşmamak demekti Kral'ın küçük kardeşi için uygun gördüğü deyim lügatında.
Daemon sözüne sadık kalmıştı.
Birçok hanenin davet edildiği gece ziyafeti Büyük Salon'daki Yedilerin heykelleri huzurunda müzikler ve danslarla başlamış, öyle de devam etmişti. Mhyris, Prenses Rhaenyra ile birlikte Kraliçe Aemma Arryn'in yanında oturmuştu. İki kız yemek boyunca gelen konuklarla ilgili çok sayıda fikir paylaşmış ve Mhyris'in bir gözü mutlaka Prens Daemon'un üzerinde olmuştu. Daemon, Kral'ın yanında oturup içiyor ve konseyin sıkıcı üyeleri ile sohbet ederek tüm akşamı geçiriyor gibi görünüyordu. Fakat aklı, masanın diğer ucundaki Leydi Mhyris'deydi. Kral'ın meşgul olduğu her anı değerlendirip genç kıza bakıyor, karşılığını alıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Targaryen ☾ Daemon Targaryen
FanfictionKral Viserys I. tarafından küçük yaşta himaye altına alınan ve Rhaenyra Targaryen'in gözünde bir abla gibi büyüyen Mhyris Silverarmor, uzun kızıl saçları ve büyüleyici görünüşü ile Westeros'un en güzel kadınlarından biridir. Ancak on yedi yaşında ol...