Yedi İnancı'na sahip Westeros halkına göre Valyrialı kadim Targaryen hanesi inançlarına ters olan her şeye sahipti.
Fatih Aegon ve kız kardeşleri diyarda büyük bir fetih gerçekleştirip aileleri tek çatı altına, Demir Taht'ın kudretli gölgesine topladıktan sonra bile içten içe düşmanlıkları devam eden ve belli zamanlarda bu kinlerini ortaya seren batı diyarlı haneler, eninde sonunda ejderhaların yüce varlıklarına boyun eğmek zorunda kalmışlardı. Valyria'lı bu tuhaf aile, tanrılara en yakın kana sahipti. Küstah ve güçlülerdi. Ellerine sadece kılıç ve ok alabilen insanların karşısında ateşe hükmediyorlardı. Ne yedilere uygun yaşıyorlardı, ne de bir uyum sağlama çabasına giryorlardı.
İnanca sıkı sıkıya bağlı üstadlardan bazıları, bu aileye düşmandı. Hizmet etmek zorunda kaldıkları krallarının en güvenilir elleri olmaları gerekirdi ancak inancını bir tahtın gölgesinden daha büyük gören üstadlar, ejderhaya hükmeden bu haneye karşı din adamı Yüce Septon'un yanında yer alırlardı. Çünkü Targaryen'lerin günahı büyük bir sınıftaydı. Saf soylarını bozmanın riskine girmemek için ensest evlilikler yaparlardı ve yedi inancı bu durumu lanetlemişti. Ejderhalar başka gizemli bir konuydu. Valyria'lı adı bilinmeyen bir ateş büyücüsünün günlüklerinden yola çıkarak Hisar'daki üstadlar, doğu diyarından gelen bu soluk benizlilerin ejderhalara büyü yardımı ile bağlanıp hükmettiklerine kanaat getirmişti ve büyü vari işler, yine yedi inancındaki günahlar listesindeydi.
Nitekim Targaryen hanesi diyardaki hüküm süren en güçlü aileydi ve bir üstad onları deviremezdi. Bu yüzden, zaman geçtikçe ve yeni gelen krallar inanç ile uyum sağladıkça, diyardaki farklılıklar göz ardı edilmeye başlandı ve sonunda uyumlu bir Targaryen ile Yedi İnancı ortaya çıktı. Maksat savaş olmamasıydı. Ejderhaların kudretine karşı gelmek istemeyen herkes eninde sonunda Targaryen geleneklerine bir miktar da olsa alışmış sayılırdı. Çıkan kanunlar, getirilen yasaklar ve herkes mutlu olsun diye bulunan ortak yollar nihayetinde Westeros'a sakin günleri bahşetmişti. Jaehaerys'den sonra Kral Viserys de bu huzuru korumak adına birçok girişimde bulunmuştu. Halka yarar sağlayan bu girişimleri ne yazık ki ailesini içten içe çürütmeye neden olmuştu.
Artık o çürümenin miladı dolmalıydı.
Ejderhanın soyundan ve Asshai'nin karanlığından gelen kızı Mhyris'den daha fazla sessiz fedakarlık bekleme hakkına sahip değildi. Kızıl Prenses, kendisine ve ailesine ait olan saygın unvanın karşılığını artık istiyordu ve bunu sessiz kalarak sürdürmek onu yeterince bunaltmıştı. Ejderha Kayası güvenli bir evdi, Daemon ve Mhyris'in eviydi. Fakat Kızıl Kale'nin de gerçek sahipleri onlardı. Kralın ikinci karısı ya da hain yardımcısı Otto değil, saf Targaryen'ler o kaleye aitti ve öyle de kalacaklardı. Diğer herkesin geçici bir etkisi vardı. Targaryen olan bir asilin ise soyu o kaleyle göğe ermiş, fetihleri ve yücelikleri taçlandırılmıştı.
Diyar bunu hatırlamalıydı.
Hasta Kral'dan güç bularak yeterince hadlerini asmışlardı. Mhyris'in ateşe hükmeden ellerini bahane ederek onu yeteri kadar uzun bir süredir Ejderha Kayası'nda hapsetmişlerdi zaten. Kızıl Prenses'in canı artık anılarının geçtiği eski evine dönmek istiyordu ve onun için en iyi bahaneyi, yine kovulmasını dileyen ve başaran Otto Hightower'ın aptal kibri sağlamıştı. Mhyris'in suçlu bulunup ceza alacağını -hayalleri bir ölümdü-düşünerek kendilerini tatmin ediyorlardı.
Mhyris Targaryen ise kan kokusunun tazeliğini onlara hatırlatmaktan yana kocasıyla ortak fikirlere sahipti.
Belki de ateşin sıcaklığını götürürdü.
Düşmanlarının ne kadar ileri gideceği Kızıl Prenses'in kararını etkileyecekti.
Kralın kızına karşı suçlama olacağını haber alan soylu aileler şaşırmıştı ve her aileden bir temsilci o gün kalenin kapısından giriş yapmıştı. Vaemond Velaryon'un iddiaları adına kurulacak yargı toplantısı öncesinde, Kızıl Kale durgundu. Gri bulutlar gökyüzündeki kasveti arttırmıştı. Kral topraklarında acısına yenik düşerek uyumakta olan hükümdarın sarayında, ondan izinsiz onun kızı hakkında hüküm verilmesi, yine onun konseyinde planlanmıştı ve karşı durmayı seçen her konsey üyesi itinayla Kral Eli tarafından defterine not ediliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Targaryen ☾ Daemon Targaryen
FanfictionKral Viserys I. tarafından küçük yaşta himaye altına alınan ve Rhaenyra Targaryen'in gözünde bir abla gibi büyüyen Mhyris Silverarmor, uzun kızıl saçları ve büyüleyici görünüşü ile Westeros'un en güzel kadınlarından biridir. Ancak on yedi yaşında ol...