the targaryen | at every sunset a new dragon rises

829 57 172
                                    

Ateş ve kum düşmandı yüzyıllardır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ateş ve kum düşmandı yüzyıllardır.
Kızıl Targaryen, Dorne kıyılarına bir avuç gölge adamını gönderene kadar...

Ateş tarafından dövülmüş toprağın engin bir çöle dönüşmesi kaçınılmaz olurdu. Avuç avuç kaynayan kumlar nehir olur akar, aktıkları yerde hayat bulur ve denize dönüşürlerdi. Ejderha yuvarlanırdı çölde. Kumdan toprağını havaya kaldırır, ateşiyle kara madene dönüştürürdü. Ateşin olduğu yerdeki çığlıklar kan verirdi. Ateş ve kan ayrı düşünülemezdi. Ama insanlar çöldeki ateşi unutuyordu. Ejderhaya karşıydı bu ateş, toprağının altında kaynayan bir ejderhadan habersizce. Kudretli Nymeria'nın ruhu çölde yaşardı hâlâ. Kıyılarına yanaşmış Valyria'lı kadının düşüncesinde dans ederdi. Mhyris'in öfkesi yoktu Dorne topraklarına ama ruhuna işlemiş Nymeria, onu yakında tutuyordu güneyin kıyılarına.

Westeros'un, kum denizinin ortasında yaşayan ve ne pahasına olursa olsun ele geçirilemeyen Dorne'luları savaş ile alamadığı bir gerçekti. Bu savaşın süresi arttıkça zafer alınmıyordu ama kaybedilen askerlerin sayısı her sene artıyordu. Yedi Krallık, aslında yedi bölgeden oluşmuyordu. Çünkü Dorne asla Kral'a bağlılık yemini etmemişti. Fatih Aegon ve kız kardeşleri dahi bu toprakları fethedememiş, güneylilerin başı hiçbir zaman Demir Taht uğruna eğilmemişti.

Eğilmeyecekti.

Mhyris onlardan bunu beklemiyordu.

"Eğilmez, bükülmez ve kırılmaz." dedi Mhyris. Kendi kendine tekrarlıyordu. Dorne topraklarının en etkili yönetim hakkı Martell ailesine aitti ve bu söz onlarındı. Prens Daemon'un Dorne'lu birliklere karşı ne kadar acımasız ve saldırgan olduğu biliniyordu. Mhyris ondan çok fazla hikaye dinlemişti.

Basamaktaşı savaşında yaşanan son gelişmelerin ardından Dar Deniz'in tamamı sessizlik içindeydi. Tyrosh ve Lys adalarının Üçlü Yönetim'de ortak oldukları Myr'a ihanet etmesi, geriye çekilerek kaçmaları ve Myr gemilerini Velaryon deniz filolarının yenmesi ile dengeler altüst olmuştu. Sebeplerine bakılacak olursa, Velaryon gemilerine yerleşen yüzlerce gölge adamın büyük etkisi savaşın seyrini değiştirmişti ve iki adanın -Lys ve Tyrosh- birliklerine yaptıkları vahşi saldırılar sonucunda Üçlü Yönetim parçalara ayrılmıştı. Bir yanda Velaryon kuvvetleri saldırıları güçlendirmişken, Essos'da herkesin Kızıl Targaryen'e bağlı olduklarından haberdar olduğu Gölge Adamlar'ın da beklenmedik şekilde ortaya çıkması seneler önce Prens Daemon'un başarı sağladığı savaşın sonucunu kalıcı bir hale getirmişti. Denizcilikleri gelişmiş olan ama askeri yönden başarısızlıkla lanetlenen Myr askelerinin bir kısmı öldürülmüş, kalanı ise esir alınmıştı. Basamaktaşı, Targaryen ve Velaryon bayraklarını taşıyordu artık. Zaferin kesinliği, Gölge Adamlar'ı gözetleyen kuzgun sayesinde Mhyris'e bildirildi.

Vermithor aynı gün içinde yanlarına gitmişti ve Myr yargıçları ile yapılan anlaşmalar sonucunda Essos'un kıyı kenti, Eski Valyria'dan bu yana ilk kez bir Targaryen'in sözünü dinlemişti.
Üçlü Yönetim'in ittifak yaptığı Dorne bölgesinin yöneticisi Martell hanesi ise tüm bu gelişmeler sonucunda hiç karşılık vermeden, sessizce çekilerek verecekleri kayıpların önüne geçmiş ama Kızıl Targaryen'i akıllarının bir köşesine yazmışlardı. Tyrosh ve Lys adaları sessiz kalmıştı bu sürede. Bir ordu, sessiz ve dehşet verici, ortaya çıkarak tüm planları bozmuştu. Ama olayların üzerinden birkaç yıl çoktan geçip gitmişti bile. Basamaktaşı'ndaki ticari gemiler hem Kral'a hem de Lord Corlys'e vergi ödüyordu. Myr yeniden toparlanacak fırsat bulamıyordu kıyı topraklarında gezen gölge adamların varlığından dolayı. Tyrosh ve Lys bir hamle daha yapacak kadar cesaretli değildi. Dar Deniz uzun zamandır hiç bu kadar sakin olmamıştı.

Red Targaryen ☾ Daemon Targaryen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin