the targaryen | dornish princess

572 47 101
                                    

Cannibal gece kadar karanlıktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Cannibal gece kadar karanlıktı.

Yol aldığı gökyüzünde, dolunayı gölge gibi kapatan kanatları ile rüzgâra bir sebep sayılırdı. Parlak yıldızlar onun varlığı ile sönüyor, zifiri karanlıktaki en tehlikeli yaratık oluyordu. Güneyin kumlu görüntüsü karşılarına çıkmıştı. Dorne topraklarına doğru yaklaşıyor, gizli ziyaretlerini gerçekleştirmek için gökyüzünde sessizce süzülüyorlardı.

Güneş Mızrak, gece bile tüm ihtişamı ile yükseliyordu Dorne topraklarında. Karışık sokaklarından insan seslerini duymak, yükselen meşale ateşlerinde insan gölgeleri görmek mümkündü.

Prens Daerys, eyer iplerini tutmaya devam ederek ejderhası Cannibal'ın aşağıya doğru yönelmesini sağladı ve kara yaratık ile gümüş saçlı binicisi Dorne'a inmek için hazırlandıkları esnada, yüzlerine havaya karışmakta olan kum taneleri çarpıyordu. Güneş Mızrak'ın labirent gibi görünen şehri, gökyüzünde bir gölge gibi gördükleri ejderhaya doğru başlarını kaldırmaya cesaret eden yüzlerce insanla doluydu ve yüz yıldan sonra topraklarına yine bir ejderhanın yaklaştığını görenlerin arasında bunu kötü bir alamet olarak ifade eden çokça insan vardı. Ejderha, tıpkı fetih döneminde Kalaslı Kasaba için cehennemden kopan bir saldırıya sebep olan Balerion'u anımsatıyordu. Halk, kitaplardan bilirdi kara dehşeti. Martell hanesi ise kanlarından geçen ilkeleri sayesinde o günleri hatırlardı.

Topraklarına inmek üzere olan kara ejderhayı ihtişamlı kalesinin balkonlu salonundan izleyen Qoren Martell'in sakinliği, halkında oluşan gerginliğin aksineydi. Prens Daerys Targaryen'in onları ziyaret edeceğini biliyordu ve genç adamı karşılamaları için kalenin dışına bir düzine adamını yollamıştı.

Kızıl Prenses birkaç gün önce mektup yollayarak Martell hanesine emanet ettikleri çocuğun durumunu öğrenme isteği duyduğunu yazmıştı. Bu aslında Prens Qoren Martell'in yazacağı cevap mektubu ile halledilebilirdi ama Kızıl Prenses, kendisini temsil etmesi adına büyük oğlunu Dorne'a yolluyordu ve sebebi önemli bir konuyu iletmesi idi. Mektubunda bunu belirtmişti, Prens Qoren Martell'e ise Daerys Targaryen'i evinde ağırlamak kalmıştı. Mhyris'in sözünü dinlemeyi bir kralın emri gibi gören diyardaki bazı adamlardan biri olan Qoren Martell son dönemlerdeki düşüncelerine dalıp gitmişti, Cannibal ve Prens Daerys'in inişini izlerken. Bir şans vardı önünde. Prenses Mhyris ile kurduğu dostluk, Dorne halkına refah ve batı diyarına açılan kapı olabilirdi. Yedi Krallık'ın en soyutlanmış hanesi olan Martell ailesi artık hükümdarlık içerisinde bir yer edinmeliydi. Prens Qoren Martell bunu diliyordu. Doğu diyarı ile yapılan tüm ittifaklar yine Kızıl Prenses ve Velaryon hanesinin etkisi yüzünden gelişme göstermeden sona ermişti. Prens Qoren Martell ise vârisi olan kızına, savaşla dolu yıllar yerine tanrılardan armağan aldığı o zehir aklını kullanabileceği yetkin bir saygınlık bırakmak istiyordu. Mhyris Targaryen'in dostluğu bunu sağlardı.

Martell hanesinden bir üye konseyde yerini alırsa, Dorne asla yıkılamazdı.

Güneş Mızrak'ın tepesinde bir prensin gelecek planları sürerken; Targaryen prensi ve ejderhası serin kumlara ilk kez iniyorlardı. Annesi Mhyris'in onu uyardığı gibi davrandı. Cannibal, kent duvarları dışındaki çöl bölgesine iniş yapmıştı. Ejderhalara alışkın olmayan gizli müttefiklerine rahatsızlık verme gibi bir isteği yoktu zaten. Cannibal'ın geceyi titreten kükremesi yankılandı. Binicisi sırtından inerken, kara ejder gözlerini onlara doğru yaklaşan bir düzine Dorne askerine ve yanlarında yürüyen bağlanmış boğaya çevirmişti. Burnundan sıcak nefesi hızla çıkıyor, kum tepelerindeki toz bulutu nedeni oluyordu. Daerys ise kumdan oluşan yere ayak bastığında, çizmeleri biraz batıp çıktı çöle. Alışık değildi. Ancak tuhaf bir şekilde Dorne topraklarının sahip olduğu havayı sevmişti.

Red Targaryen ☾ Daemon Targaryen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin