"Günaydın. Çok güzel görünüyorsun."
Yatakta gözlerimi açtığım an sandalyede oturmakta olan Onur kızarmış gözlerle bana bakıyordu. Muhtemelen benim gözlerim de şişmiş ve kızarmıştı. Tüm gece başımda dikilip bir yere gitmeyeyim diye beni izlemişti ve uyumamak için dirensem de daha fazla uykusuz kalamamıştım. Şişlikler ise ağlamaktandı. Onur ellerimi bağlayıp bir yere gittiğinde durmadan ağlıyordum ve bu huyumdan ölesiye nefret ediyordum.
Kısık ve kızarmış gözlerimle ona acıyarak baktım. Ve tabii hayal kırıklığıyla.
Onur benim en büyük hayal kırıklığımdı.
"Neden böylesin Onur?" dedim yattığım yerden. Gülümsedi fakat kafası karışmış görünüyordu.
"Nasılım ki ben?"
"Neden bana bunu yapıyorsun? Yeliz'e gitmek yerine önce bana gelebilirdin. Ya da kendini affetirip sonra benimle bir şansın olabilir mi diye deneyebilirdin."
Gelseydi de asla kabul etmezdim ama onun bunu bilmesine gerek yoktu. Hiçbir şey söylemeyince üzerine gitmeye devam ettim.
"Bu musun yani? Bu kadar mısın? Beni kaçırarak mı kendine bağlayacaksın?"
"Dün sen de benden hoşlanıyor gibiydin. Şimdi ne değişti?"
Demek ki yemi yutmuştu.
"Senden hoşlanmamı zorlaştırıyorsun. Ama istiyorum. Seni sevmek istiyorum."
Bakışları yumuşayınca kendi kendimi cesaretlendirip oyunculuğuma devam ettim.
"Sen Yeliz'le birlikteyken onun ne kadar şanslı bir kız olduğunu düşünüyordum."
"O zaman neden sana geldiğimde beni reddettin?"
Buyur burdan bak. Ne diyeceğim şimdi? Birkaç saniyeliğine gözlerimi kapattım.
"Çünkü hâlâ Yeliz'le birlikteydin."
"Haklısın..."
Haklıyım tabii. Andaval.
"Ama seni hâlâ sevemem. Bu şekilde olmaz."
Umut dolu gözlerle bana baktı.
"Beni sevmen için ne yapabilirim? Ne olursa yaparım, Miray. Sen yeter ki iste. Dünyaları önüne sererim."
Bu çocuğu kandırmak kolay olacaktı.
"Beni eve geri götüremez misin?"
Ancak ileri düzey psikopatların yapabileceği bir sinirle ayağa kalktı ve odayı terk etti. Sanırım bunu söylememeliydim. Birkaç dakika sonra geri gelip bağırmaya başladı.
"Buradan ayrılmayı düşünme bile! Eğer bir daha bunu dile getirirsen..."
Ayağa kalkıp üzerine yürüdüm.
"Ne yapacaksın?"
Sinirli yüzü yumuşadı. Ondan korkmuyordum, çünkü beni seviyordu. Ve gerçek sevgi insana asla kötü şeyler yaptırmazdı. Belki hâlâ bu çocuğu kurtarabilirdim. Hayatını geri alabilirdi ve böylece dört duvar arasında çürümezdi.
Kendimden önce başkalarını düşünmek kendimde en sevdiğim özellik olmakla birlikte en nefret ettiğimdi. Hâlâ kendimi değil, onu kurtarmayı düşünüyordum.
Ben o an dört duvar arasında tutsak olabilirdim fakat o, zihninin içindeki parmaklıklardan ömrünün sonuna kadar kurtulamayabilirdi.
"Ben sana dokunmaya bile kıyamıyorum, Miray. Sana tabii ki hiçbir şey yapmam."
![](https://img.wattpad.com/cover/330069840-288-k943943.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Rüyası
Chick-LitBence insan senin de dediğin gibi, bir ruha aşık olmalı. Normal hayatımda gördüğüm yüzlerce insana rağmen ben, hiç tanımadığım, hiç bilmediğim; ama düşüncelerine ve hislerine hakim olduğum biri hakkında düşünmeyi daha çok seviyorum. Zihnimin seninle...