"Hayır, Kaan. Yapmadım de... Dokuzuncu sınıf birine vurulmadım de..."
"Yok yok, bizden bir yaş küçük." dedi ve bir an yumuşayan yüzüne tekrar hüzün çöktü.
"Tam olarak nasıl oldu anlatsana."
"Benden kendisine matematik çalıştırmamı istedi. Ben de konuyu pek bilmiyordum ama tamam dedim. O yüzden de sabaha kadar ders çalıştım."
"Gözlerinin hali ne diyorum ben de. Bundanmış meğer." Gamze şefkatle Kaan'a baktı.
"Kız uğruna neler yapılıyor."
"Aşk, diyoruz biz ona Sercancığım. Sen bilmezsin." dedim göz devirerek.
"Aşkın kitabını ben yazdım kızım."
"Seni neredeyse üç senedir tanıyorum, bir kere bile aşık olduğunu görmedim."
"Öyle herkese anlatınca aşk olmuyor işte. Olay orada."
"Nasıl ya?" dedi Efe. Konu onun bile ilgisini çekmişti. Zira kendisi de aşka inanmayan taş kalplilerdendi.
Sercan, "Hani insanda gizli biri vardır. Eminim şu anda herkesin vardır hatta. Senin yok mu mesela?" deyince Efe şöyle bir düşündü. Aklından neler geçtiğini anlamak gerçekten imkansızdı.
Ben, "O aşka falan inanmaz ki." deyince eliyle beni işaret edip kafasıyla onayladı. "Aynen öyle."
"Sen sadece kendini çözememişlerden birisin kardeşim."
"O ne demek Sercan?" Sercan'ın konuşmaları bugün hayli ilgimi çekiyordu.
"Bu konu hakkında daha önce kafa yormamış, hatta belki de birine o gözle bakmaya tenezzül bile etmemişsin. Biraz düşünsen aslında ruhunun acılar içinde kıvrandığını gayet rahat görebilirsin."
"Sercan sen neler diyorsun öyle, ağzından bal damlıyor bal! Sen şöyle gelsene bakayım." deyip onu biraz yanıma çektim.
"Abi bak şimdi ben bir kitap yazıyorum tamam mı, daha doğrusu yazıyordum ama dün gece bıraktım. Neyse işte, senin cümlelerin, düşünce tarzın falan baya hoşuma gitti. Aklıma yattı yani. Sana iş teklif etmek istiyorum. Benimle çalışırsan karşılığında istediğini yaparım."
"Çalışmak derken? Onu biraz açalım. Ücrette anlaşırız."
"İlham vermek yani. Hatta sadece konuşsan bile olur. Ben seni saatlerce dinlerim, valla bak. Çok bir şey değil ya, hadi ne olur!"
Elini çenesine götürüp birkaç saniye numaradan düşündü.
"Tamam, kabul. Karşılığında istediğim kişiyi bana ayarlayacaksın. Sen bu çöpçatanlık işlerinde iyisin, biliyorum. Verdiğin taktikleri uygulayıp da sap kalan olmadı. Kendin hariç."
"Yalnız bu tercih meselesi canım. Kimi istiyorsun söyle bakalım?"
"Kimi istiyorsun ne ya, karpuz mu seçiyoruz Miray?"
"Aman iyi be, gidiyorum."
"Dur tamam ya şaka yaptım." Kolumdan tutup beni tekrar oturttu. Bu hararetli konuşma ve hareketlilik diğerlerinin dikkatini çekince fısır fısır ne konuştuğumuzu sordular. Sercan'a sonra konuşuruz bakışı attıktan sonra Kaan'ın yanına gidip onunla ilgilenmeye başladım. Bugün aramızda ilgiye en çok ihtiyacı olan oydu.
"Tamam, her şeyi bırakın. Bugün Kaancığımla ilgileneceğiz." Alnına düşen bir parça saçı kulağının arkasına sıkıştırdım. "Anlat annem, kim bu kız? Biz tanıyor muyuz?"
Ağzı dolu, gözleri ışıksız zavallı Kaan'ın lokmasını bitirmesini beklerken üç yıl geçmiş gibi hissettim.
"En azından iştahın açık, bu da bir şey. Ne kadar kötü bir durumda olursanız olun yemek yemeyi asla bırakmayın. Yemek hayattır. Kamu spotu bitti." dedim ve ardından Kaan nihayet konuşmaya başladı
"Sibel. Sarışın Sibel."
"Hobaa, kolay gelsin kardeşim benim. İmkansız aşk bu." Böyle dediği için Sercan'a o kadar kızdım ki koluna bir çimdik attım.
"Ya ben neden hep sizden şiddet görüyorum? Beni bu şirretlerden koru kankam benim." deyip Efe'ye sarıldı. Efe onu itip güldü ve sonra Sercan'a katıldığını söyledi.
"Ondan hoşlanmayan mı var oğlum, sen vazgeç bu sevdadan."
Gamze ve ben bu ikisine öyle kızdık ki Kaan'ı birer kolundan tutup sınıftan çıkardık. Çocuğun zaten üzgün olan yüzü iyice asılmış, çaresizce bir yardım eli bekliyordu. Bahçeye çıkıp her zamanki yerimize, çimlere oturduk. Karşı bankta geçen seferki çocukları fark etmem uzun sürmedi çünkü özellikle bir tanesi sürekli buraya bakıyordu. Şu an için önemli olan tek şey Kaancığımızın kırık kalbi olduğu için onları şimdilik kenara bıraktım. Neler olduğunu anlatması için Gamze ile pür dikkat onu dinlemeye başladık.
"Sabaha kadar ders çalıştım, konuyu da anladım bu arada. Trigonometri hem de. Nasıl emek sarf ettiğimi anlıyorsunuz, değil mi?" İkimiz de hızlıca kafa salladık.
"Bugün, ta ki öğle arasına kadar her tenefüs oturup güzelce çalıştık. Soruyu anlayınca o kadar seviniyor ki görmeniz lazım. Çok güzel gülüyor bir de." Durakladı ve bir an gülümsedi. "En son kalkarken teşekkür ederim abi, dedi. O an öyle bir yıkıldım ki." Yüzünü elleriyle kapattı. Boğuk sesle sordu. "Kızlar doğru söyleyin, ben çok mu büyük duruyorum?"
Gamze ile birbirimize "Geçmiş olsun işimiz zor." bakışı attıktan sonra Gamze hemen durumu toparlamaya çalıştı.
"Canım benim, sen biraz irisin..." Susması için gözlerimi kocaman açtım. "...kuvvetlisin ya ondan öyle demiştir." Ne yapayım der gibi bana bakıyordu. Toparlayayım derken iyice mahvetmişti.
"Hayır ya onunla bir alakası yok." dedim. "Sonuçta 11. sınıfta. Tabii abi diyecek. Hem nasıl tepki verdiğini ölçmek istemiştir belki?"
"Bilmiyorum kızlar... Neyse, boş verin ya."
"Vah vah, bizim sessiz sakin çocuğumuz ne hâle gelmiş. Kendini şaşmış. Merak etme biz senin yanındayız. Biraz daha konuşun taktikler benden."
Bir an mutlu oldu ve bana bakışlarıyla teşekkür etti. Biz de gülümsedik. Teneffüs bitmek üzereydi o yüzden ayaklandık. Gamze kalktığı an karşısında dikilmekte olan birini gördü. Bu kişi yine o malum çocuktu.
"Gamze?"
Sessizlik. Gamze sabretmeye çalışıyor. Sakin ol kızım.
"Efendim?"
"N'aber?" Çocuk aleni flört ediyordu. Bakışlarından, tavırlarından o kadar belli oluyordu ki Gamze ne zaman patlayacak diye beklemeye başladım.
"Bir şey mi söyleyeceksin ablacığım?"
Haydi bakalım, Kaan'ın yaşadığı durumun aynısını şimdi çocuk yaşıyordu.
"Numaranı alabilir miyim ablacığım?" Çocuk hiç bozuntuya vermiyordu.
"Hayır, ablacığım. Alamazsın. Çekil bakayım şurdan. Miray, yürü gidiyoruz."
Çocuk arkamızdan bağırdı. "Fikrini değiştirirsen 10-F'deyim. Beni bul."
"Görüyor musun Kaan, küçücük çocuk bile nasıl çatır çatır konuşuyor. Sen hâlâ bana abi dedi diye ağla." Bunu söyledikten sonra Gamze bana öyle bir baktı ki korktum. Sanırım yersiz bir konuşma olmuştu ama haklıydım. Kaan'ın bu çocuktan öğreneceği çok şey vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Rüyası
ChickLitBence insan senin de dediğin gibi, bir ruha aşık olmalı. Normal hayatımda gördüğüm yüzlerce insana rağmen ben, hiç tanımadığım, hiç bilmediğim; ama düşüncelerine ve hislerine hakim olduğum biri hakkında düşünmeyi daha çok seviyorum. Zihnimin seninle...