Bölüm 21: Aramızdaki Sinsi

26 8 26
                                    

Medyadaki şarkı Onur gibi itlere gelsin<3

Sarhoş olsak ya, kimiz unutsak ya♫

Elimde naneli limonata, yanımda Çınar, sahnede Rüzgar; içeriyi saran hafif alkol kokusu... İnsanlar Rüzgar'ın sesiyle mest oluyor, kimisi kalkıp sevgilisiyle dans ediyordu. Ben de dişimle pipetimin ucunu eziyordum. Hayat işte.

"Nerede kaldı bu kız? Bizi buraya sürükleyen kendisiydi halbuki." Etrafıma bakındım ama Yeliz'i ve o çok gizemli sevgilisini göremedim.

♫Yıllar önceydi, çok da güzeldi
Şimdi düşününce
Benimsin demiştin, ben de senin...♫

"Selam Miray. N'aber Çınar?" Onur, Çınar'la yumruk tokuşturup bana göz kırptı. Arkasında beliren Yeliz'i görünce kızmadan duramadım.

"Kızım neredesin ya, saatlerdir seni bekliyoruz. Hani, nerede seninki?"

Yeliz gururlu ve flörtöz bir gülümsemeyle elini Onur'un koluna doladı.

"Tanıştırayım, sevgilim Onur. Bu da kuzenim Miray ve arkadaşım Çınar. Zaten birbirinizi tanıyorsunuz ama resmi bir tanışma olsun istedim."

"Yani senin," Yeliz'in kulağına eğildim, "Çok methettiğin," bu kez Onur'a baktım, "Sevgilin..."

"Ta kendisi." Onur Yeliz'e dönüp yapmacık bir endişeyle gözlerine baktı. "Hayatım, senin rimelin mi akmış?"

"Ne? Hemen gidip makyajımı tazeleyeyim. Bir yere ayrılma tamam mı böceğim?"

Bö- böceğim mi?

"Çınar poşet getir çabuk."

"Ben direkt yere kusacağım."

"Efendim?" Anlaşılan Onur ne fısıldaştığımızı merak ediyordu.

"Hiiç." deyip bakışlarımı Rüzgar'a çevirdim ve iç çektim. "Ah, bu şarkıya bayılıyorum!"

"Çınar, kanka bize birer drink alır mısın ya?"

"Alayım kardeşim." Çınar biraz sinir olsa da kalkıp içecek bir şeyler almaya gitti. Hâl böyleyken onun boşalan yerine Onur geçti ve bana elini uzattı.

"Madem bu şarkıyı seviyorsunuz, öyleyse bu dansı bana lütfeder misiniz?" Onur, kraliyet balosundaymışız gibi bir edayla dans teklifi ettiğinde reddetmek için ağzımı açmıştım ama elimdeki limonatayı alıp masaya koydu ve beni zorla ayağa kaldırdı.

Huzursuzca kıpırdandım. "Yeliz gelir şimdi, onunla edersin dansını."

"Hadi ama Miray, bir dans sadece. Kırma beni." Elini belime koydu ve gözlerini yüzümde gezdirdi. Bu çocuktan iyice gıcık kapmaya başlamıştım. Ta ki kulağıma eğilip Romeo ve Juliet'den alıntı yapana kadar.

"Tüm göklerin en güzel yıldızlarından ikisi, yalvarıyorlar onun gözlerine işleri olduğundan..."

"Onur, dur." Elimi göğsüne koyup uzaklaşmaya çalıştım ama beni belimden tutup kendine çekti. Şimdi sesi daha alçaktı ve tam gözlerimin içine bakıyordu.

"...biz dönünceye dek siz parıldayın diye."

Yüzümü yavaşça yukarı kaldırdım. Kafasını bana doğru eğmiş, kaşlarını hafif yukarı kaldırmıştı. Sarı saçları göz kapaklarına iniyor, gözlerini açıp kapattıkça kirpiklerinin üzerinde titreşiyordu. Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme vardı ve beni kendine doğru çekmeye devam ediyordu.

Tam o sırada müzik değişti ve Athena'dan Arsız Gönül çalmaya başladı. Rüzgar'ın enerji dolu gür sesi tüm mekanı dolduruyor ve insanları çılgınca dans etmeye itiyordu. Şimdi herkes ellerini havaya kaldırıp zıplıyor ve bu hareketli şarkıya eşlik ediyordu.

Yaz RüyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin