7 (1. YIL)

2.9K 370 48
                                    


(Cano dememe diyetine girdim çok zor aq alıştırdılar beni şimdi kimse söylemiyo)

İyi okumalar

×

Benjamin

Vincent'in bedenini salonumdaki büyük koltuğa zar zor sürükleyebildiğimde nefes nefeseydim. Koca bedeni cidden taşımak için çok ağırdı.

"Banyoya götüremem, uzak." Kendi kendime mırıldanırken ayakkabılarını çıkardım. Zaten baygın gibiydi bu yüzden kolay olmuştu. Biraz olsun kendi ağırlığını alabilseydi ateşi için onu banyoya sokardım ama uyanmıyordu bile.

En sonunda bir havlu ve soğuk suyla sirke dolu kovayı getirip yanına geçtim. Üzerindeki tişörtü çıkarırken şort giydiğine şükrettim. Tişörtü için bile dakikalarca uğraşmak zorundayken pantolon kimbilir kaç saatimi alırdı.

"Dibindeki hastaneye gitmeyip bir buçuk saatlik yere gelirken aklın neredeydi acaba?" Söylenirken havluyu ıslatıp suyunu sıktım. Göğsünün üzerine bırakırken diğer havluyu da katlayıp alnının üzerine koydum.

Evdeki ilk yardım çantasından ateş düşürücü bulduğumda neredeyse diz çöküp şükürler edecektim. Bu havluyla etkili olurdu. Mutfağa geçip iki kaşık arasında ezerek toz haline getirdiğim hapı suyla karıştırdım. Zaten yeterince problem varken bir de boğulmasını istemiyordum.

"Yutmaya çalış." Ensesinden kaldırıp doğrultmaya çalışırken mırıldanan bedeni uyardım. Neyse ki sorun olmadan yutmuştu.

Bardağı geri götürdüm. Havluları tekrar ıslatıp yerlerine koyduğumda titriyordu ama yapacak bir şey yoktu. Ateşini düşürmek için ilaç dışında yapabileceğim tek şey buydu.

Ancak saatler sonrasında ateş cok az düşmüştü. Bu da sürekli ve sık sık havlu ıslatıp üzerini örtmem gerektiği anlamına geliyordu. Ve uyumadan saatlerce başında beklemeliydim.

"Siktir ya, resmen bela." Sinirle havluları ıslatıp sıkarak tekrar üzerine örttüm. Koltuğun dibine otururken onu izliyordum.

İç çektim, bu geceyi erken bitirirsem iyiydi başka türlü epey uzayacak ve beni uykusuz bırakacak gibiydi.

Beklemekten başka çarem yokken telefonumu aldım elime. Göz ucuyla Moy'a baktığımda onun yerini biraz değiştirmesine rağmen hâlâ uyuduğunu gördüm.

Onun yerine olmayı dileyerek telefonumdaki bildirimlere baktım ancak saniyeler sonra yapacak bir işim yoktu.

Gözlerim Vincent'e kaydı. Daha dün beni neredeyse kovarken şimdi kendisi gelmişti ayağıma. Bir enerjik bir somurtkandı. Bipolar rahatsızlığı olduğunu duymasam bile çelişkili biri olduğunu anlardım.

Telefondan arama motoruna girip bipolar rahatsızlık için bir şeyler öğrenmek istedim. Sonuçta onun yardımcısı olacaksam bu hastalık hakkında çok fazla şey bilmem gerekirdi değil mi? Bu tür davranışlarına ayak uydurmam kolaylaşırdı.

Bipolar bozukluk diğer bir adıyla manik-depresif bozukluk kişinin ruh hali, enerjisi, konsantrasyonu ve günlük yapılan aktivitelerini yerine getirme becerisini etkileyen bir psikolojik-psikiyatrik bir rahatsızlıktır.
Bipolar bozukluk, kişinin bir anda kendini çok iyi hissederken, bir süre sonra içine kapanık bir hale gelmesine neden olabilir. Bipolar bozukluk, kişinin manik depresyon tanımına da uyan ruh hallerine bürünmesine sebep olabilir. Bu nedenle hastalığa tanı konma aşamasında, psikologlar tarafından yapılacak değerlendirme büyük önem arz etmektedir.
Bipoların en belirgin özelliği kişinin ruh halinin uçlarda olmasıdır. Bipolar bozukluk en yüksek seviyedeyken kişi hiperaktif bir ruh haline bürünür ve kendini çok mutlu hisseder. Fakat depresyon haline büründüğünde ise dış dünyaya kendini kapatabilir ve hatta intihar eğilimi gösterebilir.

Vurgun| GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin