12 (2. YIL)

2.5K 356 101
                                    

Benjamin

Vincent bir manyaktı.

Bunu defalarca kez duymuştum hatta bazen ben de öyle olduğunu düşünüyordum ama artık emindim. O cidden aklını kaçırmıştı.

"Bilin bakalım kim geldi?" Kahkahası ve bağırışı öyle deli bir tondaydı ki silahı eline alır almaz ruhuna kavuşmuş bir ceset gibi dirilmişti. Sanki hayatı sadece bu tür anlarda yaşıyormuş gibiydi.

"Saklanma kabzasız pezevenk! Düzgün öleceksen öl bak böcek gibi sürünüyorsun canım sıkılıyor!"

Silahlar arasında duyulan bağırışı o kadar keyifli ve o kadar enerjikti ki sanki liseli bir arkadaş grubunun en fazla espri yapan aykırı çocuğuydu. Ses tonu saf keyif barındırıyordu resmen.

"Manyak ha?" Yanımdaki bedenle irkiledek ona döndüm. Viktor hemen dibimde silahı ileriye tutmuş önüme birisinin çıkmasını engelliyordu.

"Öyle." Diye cevap verirken ilk bombayı tuşa basarak tıra fırlattım. İlk bomba tamamdı ve içeri gireli beş dakika olmuştu.

"Yardımcısı mısın?" Viktor'un yönlendirmesiyle hareket ediyorduk ama zaten herkes Vincent ve diğerlerine odaklandığında arka bölüm hemen hemen boştu.

"Evet." Dedim endişemi bastırmaya çalışarak. Aklım tamamen bana verilen görevdeydi. Elimde tuttuğum şeylerin bomba olduğu gerçeği bu silah seslerinin olduğu durumda kabullenmek isteyeceğim son şeydi.

İkinci tıra yaklaştığımızda Vincent'in kahkahaları arasında hemen dibimden gelen silah ses ile refleksle geriledim. Birisi bizi görmüş tam ateş edecekken Viktor hızlı davranmıştı. Kalbim göğsümü delecek gibi atarken omzumda bir el hissettim.

"Bunlara kendini alıştır." Dedi Viktor kulağıma. "Yoksa av olman kaçınılmaz olur."

Sözleri kafamda yankılanırken yürümeye devam ettik. İkinci tırın içine aktifleştirdiğim bombayı fırlattığımda geriye bir tane kalmıştı.

Üçüncü tır biraz farklı bir yerdeydi. Orta kısımda kalmıştı ki oldukça tehlikeliydi çünkü hemen hemen herkes oraya saklanıyordu.

"Beni dinle, bombayı aktifleştirdiğinde sana önden destek olacağım ama şunu al." Elime bir silah tutuşturdu. "Kimi görürsen sık, bizim ekibe dikkat et yeter."

Dehşetle ona bakarken ifadem onu eğlendirmiş gibi gülüp burnumu sıktı.

"Hatırlat sana peluş bir şey alayım." Dedi birden. "Sütünü içip ona sarılır, uyursun."

Sözlerine normal şartlarda sinirlenirdim ama odağım bir elimde yer alam bomba ve silahtaydı. Arka planda azalmayan gülme ve silah sesleriyle nasıl bir şeyin içine düştüğümü düşünüyordum ama çok geçti.

Korkak olma, diye düşündüm içimden. Vincent saha alanında zaten ve sen de onun yardımcısısın. Ne olmasını bekliyordun? Bratva'nın Ölüm Makinesi elinde şişle örgü mü örecekti?

Biraz da olsa özgüvenim yükselirken yutkunup Viktor'a baktım. Gözümden onayı almış gibi kafasını salladı ve önüme geçti. Saniyeler sonra önümüzde arkası dönük bedenlere ateş etmeye başladığında ben de hemen peşinden ilerledim. Bombayı aktifleştirip elimde tutarken bize dönen bedenler Viktor'a zarar vermesin diye olabildiğince ona destek olmak isteyerek ben de silahı kullanmaya başladım. İşe yaradığı söylenemezdi çünkü onların aksine ben öldüremiyor yaralıyordum ama en azından dengelerini kaybettiklerinden Viktor kolayca onları yok ediyordu.

Elimdeki aktif bombayı koşarak tıra fırlatırken keyifle dönmek üzereydim ki arkamdan gelen sesle hızla tırın arkasına saklandım. Kurşun kulağımın dibinden geçmişti ve ben kılpayı kurtulmuştum.

Göz ucuyla tırın oraya baktığımda olduğum yere sıkılan kurşun ile hızla geri çekildim. Silah sesleri kulak çınlaması yaratıyordu ve bu kesinlikle kötü haberdi.

Yerimden çıkmadan silahı çıkarıp onun olduğu yere rastgele sıktım. Bu gecenin bitmesini istiyordum ve bu istek tam şu an gerçekleşmeliydi yoksa gerginlikten kalp krizi geçirecektim.

Göz ucuyla baktığımda adamla göz göze geldim. Bu sefer geri çekilmek yerine hızla ona ardarda sıktım. Anlaşılan şansım yaver gitmişti. Keyifle zıplayıp güldüğümde arkamda hissettiğim bedenle mutluluğum kısa sürdü.

"Aferin, küçük fare. Kuyruğunu böyle salla." Vincent'in kulağımın dibinde konuşmasıyla korkum yerini rahatlamaya bıraktı. Hızla ona döndüm.

"Bitti mi?" Diye sordum bitmiş olmasını umarak.

Mavi gözleri yüzümü süzerken gözümün önüne gelen saçımı çekip, "Bitti." Dedi. Öylece durmuş birbirimize bakarken sessizlik yeni ilgimi çekmişti. Sahiden de bitmişti anlaşılan. Biz ne yapıyorduk peki?

"Bombalar," dedim en sonunda sakinleşerek. Kalbim normal atışlarına dönmüştü ve gayet sakindim artık. "Gitmeliyiz."

Yeni aklına gelmiş gibi irkilse de kolumdan tutup beni hızla tırdan uzaklaştırdı. Büyük arabaya bindiğimizde Lev'in sürmesiyle uzaklaşmaya başladık.

"Yakışmış." Sesiyle Lev'e baktım.

"Ne?"

"Silah." Diyerek elimi gösterdiğinde farkında olmayarak elime baktım. Silah hâlâ elimdeydi. Şaşkınlıkla bakıp Viktor'a uzattım.

"Senin olsun." Dedi Viktor. "Seksi görünüyorsun."

İltifatla ne yapacağımı bilemeyerek gözlerimi kaçırdım. Sanırım tüm hayatım boyunca aldığım ikinci iltifattı. Hoş, yüzümün küçük farelere benzemesi bir iltifat mıydı? Tartışılırdı.

"Siktir git." Dedi Vincent. "Küçük fare terör estiremez. Karınca görse oturur muhabbet eder bu."

Yarı uykulu konuşmasıyla grup güldü. Buna alınmamıştım ancak bir tarafım bunu bir eleştiri olarak almıştı. Belki de daha iyi olmak istiyorsam ilk yapmam gereken şey silah kullanmayı öğrenmek olurdu. Vincent'in hayatına bir faydam dokunacaksa bu yönden olabilirdi.

Derin bir iç çektim. Gidecek çok yolum vardı ancak işimde iyi olacaksam buna değerdi.

Geçiş bölümü bunlar 2 yılda fazla bir değişim olmaz

Ama geliyor gelmekte olan

Yorum bekliyorum bak az geliyor hoşlanmıyorum bu durumdan yazasım gidiyo

Haydi Eyvallah

Insta: Fromthemonlight

Vurgun| GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin