KB-1

42.4K 1.5K 12
                                    

"Ne demek yarın akşam geliyorlar ya? Çağla duyunca yıkacak ortalığı farkında mısın?"

"Ne yapayım Sibel? Muratlar kaç yıllık aile dostumuz. Haber verdiler istemeye geliyoruz diye. Olmaz gelmeyin mi deseydim?"

"Gelmeyin deseydin Yavuz!" Çağlanın içinden odaya dalıp elleri belinde anne babasının karşısına dikilmek geçse de yapmadı. Sessiz adımlarla odasına çıkıp yatağının ucuna oturdu. Elleri kucağında düşündü bir kaç dakika önce, ardından arkadaşı Serranın mesajına cevap yazdı hemen.

Vazgeçtim, ben de geliyorum.

Yatağından kalkıp giysi odasına ilerledi ve iki dolabın ortasında köşede duran küçük valizini çekip odanın ortasında açtı. Eline geçen ilk üç bikiniyi, birkaç tişörtü ve şortlarını valizine doldururken aklında olan tek bir şey vardı; ne olursa olsun yarın akşam bu evde olmayacaktı.

***

Küçük tekne ege sahillerinden ayrılırken Çağla derin bir nefes aldı. Sabahın köründe evden ayrılmış ve tekneye binmiş olsalar da şimdilik kurtulmuştu Çağla. Bir süre tatilin keyfini çıkaracak, ne bu akşam onu istemeye geleceklerini ne de bir hafta önce ayrıldığı şerefsizi takacaktı kafasına. Herkesten uzak, sadece biricik arkadaşı Serra ile unutulmaz bir tatil geçireceklerdi. Buna adı kadar emindi...

***

Adaya ulaştıklarında kontrolleri yapılmış ve tekneyi limana çekmişlerdi. Çağla tüm bunları sadece köşede oturarak izlemiş ve Serrayla sohbet etmişti. Serranın sevgilisi Arda ve Arda'nın arkadaşı Semih yanlarına döndüğünde okuldan bir kızın dedikodusunu rafa kaldırmışlar ve gelen ikiliye gülümseyerek hoşgeldin demişlerdi.

"Kahvaltı yapıp biraz dolaşalım." Arda bu teklifi kolunu Serranın omzuna atarken yapmış ve kabul edilmişti. Kahvaltılarını yaptıktan sonra adaya inmişler sokaklar arasında dolaşmaya başlamışlardı.

Serra ve Arda bir dükkandan tişört bakarlarken Semih telefonla konuşuyor, Çağla ise gözüne kestirdiği bir tezgahtan bileklik bakıyordu. Dillerini bilmiyor olsa da yaşlı kadın kendine el kol hareketleri ile bilekliği anlatıyor ve Çağla onu yüzünde bir tebessümle izliyordu.

Çağla kendisine çarpan kişiyle elindeki boncuklu bilekliği tezgaha düşürdü ve öne doğru savruldu. Sinirle doğrulup kendisine çarpan fakat bir özür dileme zahmetinde bulunmayıp tabanları yağlayıp kaçan serserinin peşinden bağırdı.

"Dikkat etsene ayı! Bir özür dileme zahme-" Kendisini tuhaf bakışlarla süzen yaşlı teyzeyi farkettiğinde utangaç bir gülümsemeyle elini çantasına attı fakat beklediğinin aksine cüzdanı eline geçmediğinde sinirle dişlerini sıktı ve biraz önce kendisine çarpan kişinin koştuğu yöne koşmaya başladı.

"Seni şerefsiz ayı!" Taştan yer evlerinin arasından geçerken iki evin arasında gördüğü mavi gömlekle doğru yolda olduğunu anladı ve pis hırsızın aksine yolu takip etmek yerine evlerin arasından geçerek arayı kapattı.

Çıkmaz sokaklardan birine girdiğinde nefes nefese bağrınmaya devam etti.

"Şerefsiz ayı! Pis hırsız! Görürsün lan sen! Parama dokunan o parmaklarını teker teker kırmazsam bana da-" Aniden bileğinden tutulup dar aralığa çekildi ve mavi gömleği görmesiyle bağırmak için ağzına açtı fakat ağzına kapanan parmaklar yüzünden sesini çıkaramadı.

Ağzındaki ellere çekmeye çalışadururken aynı zamanda yerinde tepinip karşısındaki bedene yapışmasına sebep olan güçlü koldan kurtulmaya çalışıyordu ama nafile. Karşısındaki bu sert gövde kime aitse elinden kurtulması o kadar da kolay olmayacaktı anlaşılan.

"Sessiz olursan kaybettiğin paranın beş katını veririm. Lütfen sessiz ol." Yüzüne çarpan nefesle sımsıkı kapattığı gözlerini araladı ve mavi gömlekli hırsızının ilk defa yüzüne baktı.

Kahve gözler gözlerine değdiğinde başını salladı ve ağzını kapatan el geri çekildiğinde yutkundu.

"Abi limandaki herifler sorun çıkaracak bak. Geri dönelim, patrona bulamadık deriz." Çağla duvar kenarından başını uzattığında iki tane izbandut gibi takım elbiseli adamı görüp kendini hemen geri çekti. Görünmemek için mavi gömlekliğe biraz daha sokulduğunda mavi gömlekli belinden tutarak onu iyice kendine çekti.

"Saçmalama Hikmet! Patron sıkar topuğumuza. O iti bulmadan dönmek yok."

Ses yavaş yavaş uzaklaşırken Çağla gözlerini kısarak karşısındaki adama baktı.

"Beş katı? İyiymiş."

Devam edecek...

Kaçma Benden (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin