KB3-2

3.4K 163 2
                                    


"Melek..." Melek uzun zaman önce gördüğü yüzle yerinde kalakalırken izbandut gibi adamın bir kere daha Ardanın yakalarına yapışmasıyla kendine geldi ve birkaç kişi adamı tuttuğunda Ardayı sürükleyerek bar çıkışına götüren Boranın ardına takıldı.

Bora zar zor ayakta duran Ardayı bar çıkışından biraz uzaklaştıktan sonra duvara yaslayıp ellerini beline koydu ve derin bir nefes aldı. Fakat tabi ki Arda dengesini saylayamayarak duvardan aşağıya kaydığında oflayarak elini saçlarının arasına daldırdı. Nihayet gözlerini ayırmadan kendini izleyen Meleği hatırladığında ritmini arttıran kalbini sakinleştirmeye çalışarak Meleğe döndü.

Melek gözlerini kırpmadan Borayı izlerken, Bora geçmişle yüzleşmeye korktuğundan şuan ki durumlarıyla ilgili en uygun soruyu yöneltti Meleğe.

"Ardayı nereden tanıyorsun?"

"İçeride ne oldu?" Tabi ki Meleğin de aynı yol izleyeceğinden habersizdi. Melek kendi sorusuna cevap vermediğinden önce kendisinin açıklama yapmasını uygun buldu.

"Ne olduğunu bilmiyorum. Biranda kalabalık toplandı ve ben aralarında Ardayı gördüm."

Melek başını sallayıp Ardaya döndü ve onun gibi duvar dibine çöktü.

"Melek, ne yapıyorsun?" Melek kaşlarını çatarak başını kaldırdı.

"Bekliyorum. Arkadaşım gelecek bizi almaya." Boranın da kaşları çatılırken bardan çıkmış kendilerine doğru gelen Burağı fark etti ve yeniden Meleğe döndü.

"Yardım edebiliriz."

"Gerek yok!" Bu sırada Burak gelmiş ve Meleğe kısa bir bakış attıktan sonra Boraya dönerek açıklama yapmaya başlamıştı.

"İçerideki adam çok sinirli abi! Artık ne dediyse adama adam geberteceğim o herifi diyor başka bir şey demiyor. Beş kişi zor tutuyorlar. Hemen götürelim bence arkadaşı, evini biliyor musun?" Bora gözleriyle Burağa Meleği işaret etti.

"Melek yolu tarif et hadi." Tam Ardayı kaldırmak için elini Ardaya uzatmıştı ki Melek elini Boranın Ardaya uzanan kolunun üzerine yerleştirerek onu engelledi.

"Gerek yok dedim Bora! Arkadaşımız gelecek!" Bora doğrulmadan başını Meleğe çevirdi ve tam gözlerinin içine bakarak konuştu.

"Arkadaşına söyle, Ardanın evine gelsin o zaman. Şimdi kalk ve yolu tarif et, Ardayı burada bu halde bırakıp gidecek değilim!" Meleğin yüzünde samimiyetten uzak bir gülümseme belirdi.

"Bak bu şaşırtıcı." Ardından gülümsemesini yüzünden silerek elini Boranın kolundan çekti ve Boranın Ardayı kaldırmasına izin verdi.

Bora Meleğin neyi ima ettiğini anlamasına rağmen dişlerini sıkarak Ardayı yerden kaldırdı ve çok daha beter bir tepkiyi hak ettiğinin bilincinde kızın sözlerini duymazdan gelmeye çalıştı.

Boranın ve Burağın yardımıyla Ardayı arabaya yerleştirmeyi başardıklarında Melek hemen Ardanın yanına yerleşti. Burak sürücü koltuğuna yerleşirken aynadan Meleğe bakıp yolu tarif etmesini rica etti.

"Serraaa." Alkolün etkisiyle çoktan sızmış Arda sayıkladığında Burak Ardanın söylediği ismi duymuş ve nihayet merakına yenik düşerek Boraya yandan bir bakış atmıştı.

"Ardaya Betülün arkadaşı mı demiştin?" Bora başını sallayarak Burağı onayladı.

"Aydını tanıyor musun? Betülün abisi. Aynı zamanda onunla beraber ortak iş yapıyorlar. Bir sunumunu izlemiştim Ardanın. Oradan tanıyorum Ardayı-" Melek sesli bir nefes aldığında Bora susup Meleğin konuşmasını bekledi.

"Onu şahsi olarak tanımıyormuşsun bile. Ben de sana her şeye rağmen bir kere daha güvenip arabana biniyorum, işe bak!" Bora sessiz kalıp başını cama yaslayıp akan yolu izlemeye başlarken Burak aklına takılan bir soruyu daha dile getirdi.

"Biraz önce Ardanın sayıkladığı Serra, Betülün arkadaşı olan Serra mı peki?"



Devam edecek...




Kaçma Benden (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin