KB-22

14K 689 0
                                    

Az ötelerinde bir grup genç toplanmış gitar eşliğinde şarkı söylerlerken Çağla Denizin kucağında şarkıyı mırıldanıyordu. Deniz kızın sesini duyamasa da kızın söylediği her kelimede dudakları boynuna sürtüyor ve içi bir hoş oluyordu. Kendine engel olamayarak derin bir nefes aldığında kız başını yavaşça omzundan kaldırdı.

"Ağırım değil mi?" Deniz bir kaç saniyelik şaşkın bakıştan sonra başını iki yana salladı.

"Hiç de bile."

"İyi madem. Çünkü kalkmaya hiç niyetim yok." Kız içten bir şekilde gülümsedikten sonra yeniden başını Denizin omzuna bıraktı.

Bu pozisyonda geçen birkaç dakikanın ardından Betülün bağrışlarını duydular.

"Biz de oynayalım. Biz de! Biz de!" Çağla başını kaldırıp on adım arkalarındaki Betüle bakarken Deniz kucağındaki kızı düşürmemeye dikkat ederek ardına döndü.

"Ya kızım bir sus ya! Kulağımın dibinde." Tibet Betüle çemkirip başını kızın çantasına bıraktı. Deniz uçağa ilk bindikleri andan itibaren fırsat bulduğu heran kestiren arkadaşına gözlerini devirerek baktı.

"Of sana birşey diyen mi var? Abi lütfen, lütfen!" Betül Aydının koluna sarıldığında Aydın sabır dilenir gibi bir hareketten sonra kız kardeşine baktı.

"Neye lütfen?" Betül parmağını kaldırıp az ilerlerindeki şarkı söyleyen grubun da arkasındaki topluluğa baktı.

"Orada işte. Oyun oynanacakmış. Çift çift." Aydın gözlerini kısarak kardeşine baktı. "Çalgıcı çocuklar konuştular aralarında. Bak şu sarışınla sevgilisi de katılacak. Lüften biz de katılalım!"

"Eğlenceli olabilir aslında." Ardanın da desteğiyle iyice gaza gelen Betül ayağa kalkarken elini Aydına uzattı.

"Abi?" Aydın başını hızla iki yana salladı.

"Çocukça. Bana göre değil Betül."

"Ya of!" Betülün gözleri kendine partner olabilecek birini ararken Denize değdi fakat hemen gözlerini başka yöne çevirdi. Tabi bu ara Betülle göz göze gelen Deniz mesajı almıştı.

"Semih sen benimle katılır mısın?" Semih gözlerini dakikalardır bakmakta olduğu meyveli sodasından ayırıp Betüle baktı.

"E-efendim?"

"Beraber az ötedeki yarışa katılalım mı?" Semih derin bir nefes alıp başını salladı. Biraz kafasını dağıtsa iyi olacaktı, yoksa delireceğini hissediyordu. Kızın kendine uzattığı eli yardımıyla ayağa kalkarken Arda arkadan sarıp göğsüne yasladığı sevgilisinin kulağına fısıldadı.

"Hayatım. Biz de mi katılsak?" Aldığı tepkiyse yüzünün iki parmakla geri itilmesi olmuştu. Kalkık kaşlarıyla öne doğru eğilip Serranın yüzüne baktığında kızın çoktan uyuyakaldığını anlamıştı.

"Biz de katılalım mı?" Çağla gözlerini kırpıştırarak Denize baktı.

"Ciddi misin?" Deniz başını salladığında önce Çağla ardından Deniz ayağa kalktılar ve topluluğun olduğu yöne yürüdüler.

İsimlerinın yazdığı kartları verilen tişörtü giyip yapıştırdıktan sonra parkurun başına geçtiklerinde Çağla sarı tişört giymiş Betül ve Semihe el salladı.

"Bizim tişörtümüz neden pembe ya?" Deniz ise tişörtünün önünü çekiştirip kendi kendine homurdanıyordu.

On-onbeş kadar çift yerlerini aldıklarında başlama zili çalındı ve çiftler el ele tutuşarak sahil boyunca koşmaya başladılar. İki dikili direğin ve ortasına gerilmiş ipin yanına geldiklerinde Deniz Çağlanın elini bıraktı ve biraz daha hızlanıp ipe asılı şapkalardan birini yakaladı. Şapkayı kızın başına geçirdikten sonra kızı omuzlarına aldı ve yeniden koşmaya başladı. Çağla düşmemek için Denizin saçlarına yapıştığında Denizden çıkan sesler Çağlayı kahkahalara boğarken başka iki direğin ortasına geldiklerinde iyice dikleşti ve ipten sallandırılmış bisküviyi ellerini kullanmadan dudaklarıyla yakalamaya çalıştı.

"Biraz sağa, biraz sağa. Hayır hayır sola!" Deniz bir sağa bir sola giderek kızı bisküviye yaklaştırmaya çalışıyordu. Kız bisküviyi ısırmayı başarabildiğinde dişleriyle çekti ve asılı bisküviyi koparmayı başardı.

Denizin omuzlarından indiğinde bisküvinin bir parçasını Denizin ağzına attı ve son aşamaya doğru koşmaya başladılar.

Son aşamaya kendilerinden önce üç kişi gelmişti. Ellerindeki plastik topu havaya attıktan sonra kendi etraflarında dönüyorlar ve elleriyle topa temas etmeden birbirlerine sarılarak topu aralarında yakalamaya çalışıyorlardı.

Deniz kendilerine en yakın toplardan birini kapıp kızın tamam işaretiyle topu havaya attı. Kendi etraflarında dönüp birbirlerine koştuklarında top iki adım yanlarında yere düştü.

"Ahh!" Deniz dişlerini sıkıp topu yeniden yakaladı ve bir kere daha havaya attı. Kendi etrafında dönüp kıza doğru atladığında hırstan kıza ağırlığını fazla verdiğinin farkında değildi ve bunu anca kızın üzerine yığılıp kaldığında anladı. Çağla üzerindeki ağırlıkla gözlerini araladığında Deniz başına aldığı darbeyle başını kızın boynuna bıraktı.

"Ahhhhhh!" Çağla hemen yanlarından sekerek uzaklaşan topu gördüğünde ellerini yavaşça Denizin başına onun tek elinin üzerine yerleştirdi. Tam da o sırada bitiş düdüğünü duydular.

Mor tişörtlü çift birbirine sarılıp sevinç çığlıkları atarken Çağlanın içine tuhaf bir gülme isteği dolmuştu.

Deniz kıkırdamaya başlayan kıza hafiften kızarmış gözleri ve şaşkınlıkla kalkmış kaşlarıyla bakarken Çağla üzerindeki adamın yanaklarını iki eliyle sıkıştırdı.

"O top nasıl kafana düştü ya?" Deniz de kıkırdamaya başladığında Çağla bir kere daha Denizin başının arkasını ovuşturdu.

Devam edecek...



Kaçma Benden (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin