KB-47

10.2K 508 0
                                    

İki hafta boyunca sadece dosyaları incelemekle yetinmemişler ve de otel inşaatında bayağı bir yol katetmişlerdi.

Deniz inşaat malzemeleri için anlaştıkları şirketin dosyasını incelerken dosya ile arasına giren kupayla bakışlarını Çağlaya çevirdi.

"Ara mı versek?" Deniz saatine baktığında saatin neredeyse dokuz olduğunu gördü.

"Bayağı olmuş. Son dosya, bitirip çıkalım?" Kızın elinden bardağı alıp dudaklarına götürdü. Sıcak sütlü kahvesi boğazından akarken göz ucuyla yanına oturan kızı izliyordu.

İki haftadır hergün mesai çıkışında bir iki saat daha geç eve gitmişler ve Deniz hayatında ilk defa çalışmaktan zevk almıştı. Bunun tek sebebiyse hemen yanında oturuyordu işte.

"Bugün bayağı çalıştık." Doğrusu ilk defa bu kadar geçe kalmışlardı ve Deniz kızın zor durumda kalabileceğini düşündü.

"Ailen kızar mı?" Kız alayla sırıttı.

"Seninle olduğumu bilseler sevinçten horon bile teperler."

Çağlanın aklına iki haftadır ailesiyle olan durumu geldi. Ailesi artık eskisi kadar kendine yüklenmese de hala niyetlerini bariz belli ediyorlardı. Çağla hala Denizle arasında birşeyler olmasını istediğini biliyordu ailesinin. Derin bir nefes alıp bedenini Denize doğru döndürdü.

"Deniz." Deniz zaten gözleriyle izlediği kızın kendine döndüğünü hissettiğinde gözlerini kaçırdı ve sanki daha önce kızı izleyen o değilmiş gibi yavaşça ona döndü.

"Efendim?" Kız aklındaki şeyi söylemek ve söylememek arasında gidip gelirken Deniz kaşlarını kaldırıp komik bir yüz ifadesiyle kıza baktı.

Kız tam konuşmak için ağzını açmıştı ki Denizin yüzünü gördüğünde yeniden kapadı ve iki parmağıyla Denizi omzundan ittirdi.

"Ya bakma şöyle. Çok gıcıksın. Önemli birşey soracaktım."

"Aa. İnsan patronuna gıcık der mi, çok ayıp." Deniz bu sefer de yalancıktan kaşlarını çattığında kız daha fazla kendini tutamadı ve kahkahalarını serbest bıraktı.

"İyi tamam. Ben de sormam." Deniz kızın soracağı şeyi merak ettiğinden şebekliğini bir rafa kaldırdı ve ciddi bir yüz ifadesi takındı.

"Tamam, hadi sor." Kız başını iki yana salladı.

"Boşver. Hadi dosyaya geri dönelim." Zaten baştan beri aklındaki soruyu sormak istemediğinin farkındaydı Çağla. Kendisi söylemişti Denize ailesine aralarında birşey olmayacağını söylemesini ama... gerçekte istediği bu değildi, biliyordu. Ve korkuyordu, Denizin ailesini ikna etmiş olmasından. Bilmediği şey ise Denizin hala bu anlaşmayı kimseye açmamış olmasıydı.

Deniz ailesine söyleyeceğine söz vermişti kıza ama hem Tugay meselesi hem iş hem de Tibete kız isteme ve bir hafta içinde gerçekleşecek olan düğün işleri yüzünden bu işi hep ertelemişti. Ve daha da fazla erteleyebilmek için sürekli bir bahane arıyordu.

"Bak bu adam büyük patron. İşi oğluna devretmiş ama yine de bilmekte fayda var. Adam kansermiş galiba ve de oğlu bu konuda çok hassasmış." Deniz dirseğini koltuğun ardına yaslayarak başını eline dayadı ve diğer elindeki kahvesini dudaklarına götürdü. Allah biliyor ya sırf bu kızı doyasıya izleyebilmek için bu kadar çalışıyordu.
"Toplantılarda Aydın bey bu meseleyi açmamaya bilhassa özen gösteriyormu-"

Çağla kendinde olan bakışları farkederek Denize döndüğünde Denizin dikkatle kendini izlediğini gördü. Ama sadece izlediğini... Anlatmayı bırakıp hala bir tepki vermemiş adamın gözlerine çevirdi bakışlarını ve elindeki dosyayı göğsüne bastırarak o da başladı dikkatle karşısındaki adamı incelemeye...

Devam edecek...




Kaçma Benden (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin