KB2-18

4.8K 253 0
                                    

"Hayatım?" Aslı kollarını koltukta oturan kocasının omuzlarına doladı ve koltuğun kenarına oturarak tablette oyun oynayan kocasına sarıldı.

Tibet oyunu durdurup tableti kilitledi ve omzunun üzerinden güzel karısını görmeye çalıştı.

"Efendim güzelim." Aslı Tibetin omzundaki olmasan tozu yavaş yavaş silkerken mırıldandı.

"Yarın akşam..."

"Hım?"

"Kızlarla uzun zamandır toplanmadık, biliyorsun. Ben... yarın akşam için onları bize de davet ettim. Annem de memleketteyken-"

"Hayır gelemezler!" Aslı kollarını kucağına çekti ve aniden asılan yüzüyle çatık kaşlı kocasına baktı.

"Neden gelemezlermiş?" Tibet sanki karısı karşısında oturuyormuş gibi önüne döndü ve karşıya bakarak konuşmaya başladı.

"Çünkü annem bir haftalığına gitti Aslı. Bir gün babanlardaydık, bir gün şu, bir gün bu! Biz ne zaman başbaşa kalacağız peki?" Aslı sinirle kollarını önünde birleştirdi.

"Sanki bugün başbaşayız da ne oluyor? Yemekten sonra giydin pijamalarını, pıt pıt tablette oyun oynuyorsun! Azıcık karımla da ilgileneyim yok! Ben kızları çağırdım deyince de sorun yaratıyorsun! Bu ne ya? Yarın kızlar gelecekler Tibet ve de gece burada kalacaklar! Sen yarın akşam hiç gelme eve, Denizde kal!" Aslı oturduğu yerden kalktığı gibi giysi odasına yöneldi ve kapıyı çarparak kapattı. Tibetin pek beğendiği seksi geceliklerine doğru yürürken içinden Tibete saydırıyordu.

Tibet bağırıp çağıran ve de kendini açıklama fırsatı vermeyerek kendisini giysi odasına kapatan karısının ardından bir karış açık ağzıyla bakakaldı. Ne olmuştu şimdi? Ne yapmıştı da bu kadar sinirlenmişti Aslı? Biliyordu kızlar geldiğinde karısı onlarla ilgilenecek ve daha da kötüsü kız gecesi deyip onlarla uyumaya falan kalkacaktı. Normalde tabi ki de Betülün, Çağlanın ya da Serranın gelmesine karşı değildi. Tibet sadece karısıyla uyumak istiyordu ve bu yüzden de biraz ters cevap vermişti. Amacı kızların toplanmasını engellemekti ama planı ters tepmiş ve  kendisi kapı dışarı edilmişti.

"Sen yarın akşam hiç gelme eve, Denizde k-" Sesini incelterek Aslının taklidini yaparken giysi odasının kapısı açıldı ve bakış açısına sütun gibi bir çift bacak girdi. Buyurun bakalım, yine yapmıştı yapacağını Aslı hanım. Bu kadınlar ne de zor şeydi!

Tibet oturduğu yerden kalkıp karısına doğru yürürken gözlerini karısının vücudunda gezdirmekten çekinmiyordu.

"Karıcığım..." Ellerini Aslının beline yerleştirecekken Aslı elleri tarafından engellendi. Hayal kırıklığıyla karısının gözlerine baktı fakat Aslı gözlerini kaçırarak Tibetin yanından geçti ve yataklarına yürüdü. Örtüyü açıp yatağa uzanırken de Tibetin bakışlarının farkındaydı.

Tibet sakinlemek için gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve ışığı söndürüp sırt üstü Aslının yanına uzandı. Birkaç dakika sessizlikten sonra dayanamayarak sordu.

"Yarın eve gelmemem konusunda ciddi değildin değil mi güzelim?"

"Ciddiydim." Tibet saydırırak başını yastıktan kaldırdı ve sehbanın üzerinde duran tabletine baktı.

"Herşey senin yüzünden gıcık oyun. Karımla arama girdin, utan utan! Ama sen göreceksin, değerlendirmede biri basmazsam bana da Tibet demesinler!" Tibet yeniden başını yastığa bırakırken Aslı gülmemek için yüzünü yastığa bastırıyordu. İlk başta tabi ki Tibete çok sinirlenmişti ama onun için karşı koyamayacağı bir gecelik seçerken tüm kızgınlığı uçup gitmişti. Aslıya göre Tibeti kızdırmak gibisi yoktu. Bir insan sinirlendiğinde bundan daha tatlı olabilir miydi yahu!

Tibet biraz olsun sakinleşmeye başladığında yataktaki kıpırtıyı hissetti. Bu kıpırtı... Aslı gülüyordu işte! Kendisiyle oyun oynamıştı yine küçük hanım.

Bir anda bedenini Aslıya döndürdü ve beline sardığı koluyla karısını kendine çekip bedenine yapıştırdı. Biranda neye uğradığını şaşıran Aslı kendisinin kolları arasından çıkmaya çalışırken bacaklarını da kendi bacakları arasına sıkıştırıp hareketleri biraz daha kısıtladı ve karısının ensesine küçük bir ısırık bıraktı.

"Ya Tibet delirdin mi? Bırak beni be!"

"Uslu dur Aslı. Evet delirdim. Benimle dalga geçmenin cezasını çekeceksin estetik güzelim."

"Ya ne cezası? Ne dalga geçmesi? Küsüm bir kere ben sana! Bırak ya."

"Tabi tabi! Neden kıkırdayıp duruyorsun o zaman deminden beri küçük hanım?  Hayır duyan da beni karısıyla hiç ilgilenmeyen öküzün teki sanacak. Kızım ne ilgisizliğimi gördün? Bugün biraz yorgundum o kadar.  Sabahtan beri odaya gelmeni bekliyorum, bir bitmedi mutfakta işin. Oyun oynarken de dalmışım, odaya bile geldiğini farketmedim ki. Yemezler güzelim! Hiç öyle karış kadar orası burası açık gecelikler giyip rahat rahat dönüp kıçını yatamazsın. Kaç gündür bu anı bekliyorum ben, senin haberin var mı? Yarın kızlar gelecek madem..." Tibet çırpınışlarına son veren Aslıya sardığı kollarını gevşetti ve karısını kulağına doğru fısıldadı. "Hadi dön bana ve öp beni."

Aslı kolları arasında yüzünü kocasına döndü ve bilerek astığı suratını düzeltip gülümsedi. Oyunu da buraya kadardı işte. Tibet bir şekilde onun aklını çelmeyi biliyordu.

"Sapık." Yavaşça yaklaşıp dudaklarını kocasının çenesine bastırdı.


Devam edecek...


Kaçma Benden (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin