KB2-32

4.4K 272 7
                                    

Aydın kapısı çalındığında gelenin kim olduğunu biraz önce sekreterinden öğrendiği için ayağa kalktı.

"Gelebilir miyim?"

"Lütfen." Serrayı masasının önündeki koltuklara yönlendirip kendisi de kızın oturduğu koltuğun karşısına oturdu.

"Vazgeçtiğini düşünmeye başlamıştım." Serra elindeki dosyayı sehpanın üzerinden Aydına doğru ittirdi.

"Hayır. Bu teklif hayatım boyunca alabileceğim en kazançlı teklif, nasıl vazgeçebilirim ki?" Aydın başını sallayıp sehbadaki dosyayı eline aldı.

"Hımm, buna sevindim işte. O zaman..." Elindeki dosyayı salladı. "Cv ni de formaliteden alıyorum. Şimdi.. ne içersin?"

"Bitki çayı alabilirim." Aydın onaylayarak masasına yöneldi ve Serranın özgeçmişini masaya bırakıp siparişlerini vermek için sekreterini aradı.

Bu sırada kapısı açılmış ve kıravatını gevşetmeye çalışan bir adet Deniz içeriye girmişti.

"Aydın lan! İnceledin mi dosyayı, uygun mu miktar? Bak bunu da elime yüzüme bulaştıramam. Babam bu sefer de tutturmuş o iş olmazsa düğün de olmaz diye. Kukla gibi oynatıyor beni! Aa Serra! Hoşgeldin kız." Deniz Serrayı gördüğünde ihaleyi mihaleyi boşvermiş ve kendini Serranın koltuğuna atmıştı. "Ne yapıyorsun burada? Aa, yoksa Çağlayı mı ziyarete geldin? İyi olmuş iyi olmuş, beni onun elinden bir sen kurtarırsın." Aydın sekreterine üç bitki çayı siparişi verdikten sonra başını iki yana sallayarak eski yerine oturdu. Kuzeninin bu bitmek bilmeyen enerjisi Aydına çok fazlaydı, Aydın Deniz kadar konuşamazdı bir kere.

"Ne oldu ya? Yine ne yaptın kıza?" Deniz yüzünü buruşturarak koltuğa yayıldı.

"Birşey yapmadım ya. Biliyorsundur otel bittikten sonra düğünü yaparız diyorduk. Otelde eylüle anca biter diye düşünmüştük, eylülün sonunda düğünü yaparız demiştik. Ee şimdi otel yok! Ne duruyoruz o zaman, biran önce evlenelim dedim ben de. Sonra başladı konuşmaya; acelemiz neymiş? Böyle evlenilir miymiş? Gitmiş babamla konuşmuş. Babam da diyor ki şimdi bana, bir ihale işi varmışmış. O iş olmadan olmazmış. Eğer ihaleyi alıp karşı tarafla kazançlı bir anlaşma imzalayabilirsem bu işi düşünecekmişmiş de Çağlanın babasıyla konuşacakmış. Hep Çağlanın başının altından çıkıyor, ne var gidip babamla konuşacak? O da evlenmek istiyor biliyorum ama-"

"Yavaş gitmek istiyor olmasın kuzenciğim? Hani sen biraz fazla..." Aydın eliyle Denize çok konuştuğunu belirten bir işaret yaptı.

"Ya ne alakası var? Çok falan konuşmuyorum ben. Çok mu konuşuyorum kız?" Serra kıkırdayarak omuzlarını silkti ve kaşlarıyla Aydını işaret etti.

"Yaşıtlarına göre sanki biraz."

"O onun ketumluğu canım. Neyse, harbiden sen neden geldin?" O sırada kapı çalınmış ve elinde tepsiyle Aydının sekreteri içeriye girmişti.

"Deniz artık Serra burada çalışmaya başladı."

"Nasıl yani?" Aydın cevap vermek için sekreterinin dışarıya çıkmasını bekledi. Son olanlardan sonra hareketlerine ve nerede ne konuştuğuna daha fazla dikkat eder olmuştu.

"Anlaşma yaptığımız son şirketi biliyorsun, eniştem o projeye çok değer veriyor. Son olanlardan sonra daha güvenilir bir çevirmene ihtiyacımız olduğunu düşündüm. Sadece bu iş içinde değil diğer yabancı şirketlerle yaptığımız özel yazışmalarında Serra tarafından çevrilmesini istiyorum." Deniz biraz düşündükten sonra başını sallayarak Aydını onayladı.

"Dün Betül geldi, biraz konuştuk da.. sanırım Tugayın gönderdiği çalışanı tanıyormuş. Özellikle adını falan sordu. Buradan ayrılırken sinirli gibiydi. Düşün Betül şirketle falan ilgilenmemesine rağmen bu olaydan en az bizim kadar etkilendi."

'Çok daha fazla.' diye geçirdi içinden Serra.

"Yani... çok iyi düşünmüşsün." Ardından Serraya dönüp elini uzattı. "Hayırlı olsun Serra hanım." Serra gülümseyerek Denizin elini tuttu.

"Teşekkür ederim Deniz bey." Deniz çayını içtikten sonra ayağa kalktı.

"Neyse, ben daha fazla oyalanmadan haberi Çağlaya vereyim." Deniz odadan ayrıldığında Aydın Serraya döndü.

"Hadi ben de sana odanı göstereyim."

***

Tugay bir gece önce Betülü aramış, sabahsa mesaj atmıştı ama hala geri dönüş alamadığından canı bayağı sıkkındı. Betülün iyi olduğunu takip ettirdiği adamı sayesinde biliyordu, o zaman ondan haber alamaması nedendi. Evvelki gün gayet güzel bir akşam geçirmişlerdi, şimdi hergün mesajlaştığı kızın kendini geri çekmesine anlam veremiyordu. Evet sadece bir gün geçmişti ama Tugay o akşamdan sonra aralarındaki şeyin çok daha farklı olacağını düşünmüştü, hatta içten içe bu duruma sevinmişti.

Kendine engel olamayarak bir kere daha Betülü aradı fakat cevap alamadığında sıkıntıyla iç çekip ayağa kalktı. Ceketini ve telefonunu aldıktan sonra odasından çıktı ve sekreterine randevularını iptal etmesini söyleyerek otoparka indi.

Bu böyle olmayacaktı. Ne olduğunu mutlaka öğrenmeliydi. Daha önce de böyle bir problemle karşı karşıya kalmıştı ve problemi çözmesi fazla zamanını almıştı. Yine aynı şeyleri yaşamak istemiyordu. O zamanlar aklında olan birşey vardı ve korkusuzca kızın üstüne düşüp kendini affettirmişti. Ama şimdi o kadar cesur olabileceğini düşünmüyordu çünkü anlam veremese de kendinin de kırılacağını düşünüyordu. İlk defa plansız bir işe kalkışmıştı; eline yüzüne bulaştırmamalıydı. Aptal bir oyuna son vermek o kadar da zor olmamalıydı...

Devam edecek...

Kaçma Benden (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin