KB3-23

2.7K 151 1
                                    

Melek günlerdir dışarıya çıkmıyor ve sadece abisiyle vakit geçiriyordu ama elbette abisiyle yapamayacağı daha doğrusu abisinin izin vermeyeceği şeyler de vardı. Örneğin gece dışarıya çıkmak gibi. Bu yüzden Ardaya mesaj atmıştı işte.

Ardadan olumlu bir cevap aldığında odasından çıktı ve mutfağa girdi.

"Abi?" Semih elindeki tepsiyi fırına yerleştirirken başını çevirip kardeşine baktı.

"Az kaldı, sabret. Yarım saat sonra yemeğimiz haz- Ah sen başka birşey mi söyleyecektin?"

"Evet.  Ben bu gece dışarıya çıkabilir miyim?  Ardayla birlikte?" Semih normalde olsa böyle birşeye kesinlikle karşı çıkardı ama kardeşi günlerdir dışarıya çıkmamış olduğundan ve de yanında Arda olacağından başını salladı.

"Çıkabilirsin ama önce yemek yiyelim."

"Teşekkürler abi." Melek abisini öptükten sonra hazırlanmak için odasına geçti.

***

Telefonu çaldığında Bora elindeki bardağı sehbaya bırakıp telefonunu açtı.

"Alo?"

"Bora!  Neredesin oğlum sen günlerdir? Hadi gel, bizim çocuklarlayız. Seni bekliyoruz bizim mekanda." Bora iç çekti.

"Yok Burak! Siz takılın."

"Oğlum saçmalama! Bu ne lan, kaç gün devam edecek bu durum? Aşk acısı falan mı çekiyorsun yoksa?" Bora Burağın dalga geçtiğinin farkındaydı. O yüzden cevap vermedi. "Hem bak senin atarlı da burada! Azıcık didişirsiniz bize de eğlence çıkar."

"Benim atarlı kim lan?"

"Ya oğlum hani vardı ya... Serranın arkadaşları. Evine götürdük ya, Ardaydı sanırım çocuğun adı. Bir de kız vardı, adı neydi..."

"Melek orada mı?"

"Hah evet Melekti adı. Burada Ardayla beraber." Meleğin adını duyan Bora ayağa fırladı. Artık bu işe bir son vermenin zamanı gelmişti.

Tugaydan istediği belgeler günler önce eline ulaşmıştı. Okuduklarıyla şaşkına dönen Bora katlanılmaz bir vicdan azabı çekiyordu. Üstelik hissettiği şey sadece vicdan azabı da değildi. Nasıl bu kadar kör olabildiğine hayret ediyordu. Nasıl görememişti Meleğin  hislerini, nasıl anlayamamıştı?

Meleğinde o zaman kendisi gibi olduğunu sanmıştı. Kendisi gibi unutmak istediğini. Bu yüzden hiç düşünmemişti Meleği yanına çekerken. Sadece zihnini boşaltmak, düşünmeden zevk almak için çabalamıştı. O son geceyse... yeniden düşünebildiği ilk andı. Sabah uyandığında nasıl bir batağa saplandığını görmüş ve Tugayı arayıp yardım istemişti abisinden.

Bora annesiyle beraber  tedavi için yurtdışına çıkarken abisine son kez arkadaşını sormuştu. Tugaysa herşeyi yola gireceğini,  o kıza yardım edeceğini söylemişti. Yardım etmişti de zaten, Semihin haberi olmasa da Melek tedavi gördüğü süre içinde destek olmak için herşeyi yapmıştı aslında.

Bora bara geldiğinde önce arkadaşlarının yanına gitti ve Burağın yanına oturdu.

"Oo hoşgeldin kard-"

"Neredeler?" Boranın direkt Ardayla Meleği sorması Burağın dikkatini çekse de günlerdir kendinde olmayan arkadaşını rahatlatmak için dans pistini işaret etmekle yetindi.

Bora dans eden ikiliyi gördüğünde ardına yaslandı ve onları daha doğrusu Meleği izlemeye başladı. O da hoşlanıyordu, hoşlanmasa o günlerde yanında tutmazdı ki zaten. Ama aptal gibi korkunç günlerini silmeye çalışırken Meleği de geride bırakmayı tercih etmişti. O zamanlar kendinden emin olamadığı için yapmıştı bunu. Şimdiyse emindi!

Meleğin Ardanın yanından ayrıldığını gördüğünde ayağa kalktı ve onu takibe başladı. Melek lavaboların olduğu koridora döndüğünde bileğine yapıştı ve onu ilk kapıyı açıp içeriye ittirdi.

Melek kendini bir anda depo gibi bir yerde bulduğunda şaşkınca etrafına bakındı ve ne olduğunu anlamaya çalıştı.

"Neler oluyor? B-bora ne yapıyorsun sen?" Bora ellerini kızın iki yanında duvara dayadı ve kıza biraz daha yaklaştı.

"Neden işe gelmiyorsun?" Melek Borayı ittirmeye çalıştı fakat başarılı olamayınca ellerini serbest bıraktı.

"Neden gelecekmişim?" Başını kaldırıp Boranın yüzündeki ifadeyi gördü. Ne demekti bu? Yoksa...? "Yoksa pişman mısın? Yaşananlar için özür mü dileyecektin? O yüzden mi gelmeliydim işe?"

"Yaşananlar için pişman değilim Melek! Her şeyi beraber yaşadık biz, pişman olmak için sebebim yok! Sadece... sana yaşattıklarım için pişmanım. Gittiğim için pişmanım, seni yalnız bıraktığım için." Melek yumruk yaptığı elini sertçe Boranın göğsüne çarptı.

"Bu neyi değiştirir ki? Dalga mı geçiyorsun sen benimle? Pişmanmış... Aptal!" Bora bir eliyle Meleğin bileğini kavrarken diğer eliyle uzanıp kızın yaşlarını sildi yavaşça.

"Haklısın aptalın tekiyim ben. Pişman olmam hiçbir şeyi değiştirmez Melek. Ama... beraber olursak her şeyi değiştirebiliriz." Kızın çenesini kavrayıp hafifçe kaldırdı ve gözlerinin buluşmasını sağladı. "Yaşanan hiçbirşeyi silemeyiz ama..  yeni anılar inşa edebiliriz. Yeniden başlayalım."

"Yeniden başlamak?" Biraz daha yaklaşıp dudaklarını kızın dudaklarına sürtüp geri çekildi önce. Meleğin bu küçük hareketle dahi kapanan gözlerini gördüğündeyse  gülümsedi hafifçe. Hala kızın teninde olan parmaklarıyla kızın dudaklarını araladı ve bu sefer sahiden öptü kızı.

Saniyeler sonra Melek kendini ittirdiğinde umutsuzluğa kapılsa da kızın gülümsediğini gördüğünde rahat bir nefes aldı ama bu rahatlığın uzun sürmeyeceği Meleğin dudaklarından dökülen kelimelerle tescillenmiş oldu.

"Bora... abim delirecek farkındasın değil mi?"


Devam edecek...

Kaçma Benden (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin