KB-12

16.3K 807 0
                                    

"Teşekkür ederim tatlım, sana ilk dakikalardan iş vermiş gibi oldum ama... masadan ayrılmamam gerekliydi." Deniz kahvesini doldurduğu kupasını dudaklarına götürerek mutfak kapısına ilerledi ve dışarıya çıkmadan kapı kenarına yaslanıp arkası dönük yeni sekreterini izlemeye başladı.

"Şimdi ne yapmalıyım Gökçe hanım? Sekreterlik hakkında biraz acemiyim de." Deniz aldığı kocaman yudumun boğazını yakarak aşağılara ilerlediğini hissetti. Bu kızın ne işi vardı burada?

"Rahatına bak tatlım, kahve ister misin?"

"Ben alırım Gökçe hanım." Çağla mutfağa girmek için ardına döndüğünde Deniz telaşla mutfağa girdi ve ne yapacağını şaşırmış vaziyette sağa sola koşuşturmaya başladı.

"Gökçeeee!" Sesini değiştirerek Gökçeye seslendiğinde kadının koşup geleceğini biliyordu.

"Bir sorun mu var Deniz bey!" Deniz kadını içeriye çekip perdesi kapalı cam kapıyı kapattı.

"Yeni sekreterim Çağla mı?" Fısıldayarak sorduğu soruyla Gökçe gözlerini büyüttü.

"Çağla hanımla tanışıyor mus-"

"Sessiz ol."

"Çağla hanımla tanışıyor musunuz Deniz bey?" Gökçe de bu sefer fısıldayarak konuşmuştu. Deniz dudaklarını birbirine bastırarak başını salladı.

"Gökçe o kızın beni görmemesi lazım."

"İyi de nasıl Deniz bey?"

"Sen onu oyala, ben de ofisime geçeyim. Odama girmesini engelle. Gerekirse onun işlerini de sen yap tamam mı? Yeter ki beni görmesin." Gökçe başını salladı ve Denizin kışkışlamasıyla mutfaktan dışarı çıktı.

"Ah Çağlacığım. Kahvemiz bitmiş."

"Önemli değil, içmesem de ol-"

"Aa olur mu? Bir alt katta da mutfak var. Üstelik seni Ebruyla tanıştırmış olurum, Aydın beyin sekreteri." Ses yavaş yavaş azaldığında Deniz dışarıya çıktı ve yaşadığı rahatlamayla derin bir nefes aldı.

***

"Gökçe abla." Masasından Gökçeye seslendi Çağla. Aradan geçen iki saat sonunda artık aralarındaki resmiyeti kaldırmışlar ve kırk yıllık arkadaş gibi olmuşlardı. Oldukça yardımsever ve sıcak yaklaşıyordu Gökçe Çağlaya.

"Efendim tatlım."

"Deniz bey birşey demedi ama... benim yine de ona selam vermem gerekmez mi? Sonuçta ilk iş günüm." Gökçe gülümseyip başını iki yana salladı.

"Yok canım, boşver. Deniz bey biraz... yabanidir. Anlamaz öyle ofis adabından falan."

Kapı ardında Çağla ve Gökçeyi dinleyen Deniz gözlerini devirdi. Hayır insan kendi patronunu böyle yerer miydi ya? Ah annesi olmasa bilirdi Gökçeye yapacağını da...

"Deniz odasında mı?" Kuzeni Aydının sesini duyduğunda kapı önüne sürdüğü sandalyesiyle yeniden masasına doğru ilerlemeye başladı.

Aydın kapıyı çalmadan içeriye girdiğindeyse neredese yolu yarılamıştı.

"Ne yapıyorsun?" Önce Aydına ardına aralanık bıraktığı kapıdan görebildiği Çağlaya baktı. Çağla tek yanağını eline dayamış, telefonuyla oynuyordu. Saçı gözünün önüne düştüğünde tek eliyle kulağının ardına ittirdi ama yeniden düştüğünde gözlerini devirerek dudaklarını oynattı. Çağla kendi kendine homurdanadururken Denizin kendisini yüzünde aptal bir sırıtışla izlediğinden haberdar değil elbette. Tıpkı Denizin kuzeninin tek kaşı kalkık bir vaziyette onu izlediğinden habersiz olması gibi.

Aydın yüzünde sinsi bir sırıtışla açık bıraktığı kapıyı kapattığında Deniz uykusundan uyandırılmış gibi titredi.

"Teyzem böyle birşeye nasıl izin verebildi?"

"Ha?"

"Sekreterin diyorum."

"Haaa. Kendisi ayarlamış zaten." Aydın toplantı masasına yaslanarak sordu.

"Nasıl yani?"

"Yavuz amcanın kızıymış?"

"Yavuz amca?"

"Antalyadaki yazlıktan." Aydın birkaç saniye sessiz kalıp düşündü.

"Yavuz Soydanın kızı yani. Adı ne?"

"Çağla."

"Çağla Soydan." Aydın kendi kendine mırıldandı. "Şimdi anladım."

"Neyi anladın?"

"Boşver kuzen. Hadi işimize bakalım. Yarın Tokgöz holdingle görüşme ayarladım. Ben gidecektim ama dernekte bir olay olmuş. Onunla ilgilenmem lazım. Yani sen gidiyorsun?"

"Hayatta olmaz."

"Nasıl olmaz lan? Ne diyeceğiz adamlara?"

"Kuzen ben gidersem iş yatar bak haberin olsun. Sözleşmeyi imzalayacakları varsa da imzalamazlar."

"Ya Deniz senin bir iş yapman gerekmiyor zaten. Ben Erdem beye anlatırım herşeyi, o konuşur adamlarla. Sen sadece isim olarak orada olsan yeter." Deniz derin bir nefes aldı.

"İyi tamam ama bak başka bir iş çıkarsa elimi sürmem." Aydın gözlerini devirdi.

"İyi tamam, bu işi hallet de sen bir."


Devam edecek...




Kaçma Benden (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin