KB3-20

2.8K 153 10
                                    



Hikayem hakkında ne düşündüğünüzü merak ediyorum. Severek okuyor musunuz yoksa saçma mı buluyorsunuz hiçbir fikrim yok. Sadece bölüm kısalığıyla alakalı yorum atan okuyucularım var ve bu can sıkıcı. Yeni bölüm için sınır koyan biri değilim ama yorumlarınızı beklemediğimi sanmayın. iyi okumalar.


***


Semih her sabah işe gitmeden mutfakta hazır bekleyen demlenmiş çayı göremeyince meraklı adımlarını Meleğin odasına çevirdi.  Kapıyı çalmasına rağmen cevap alamayınca kapıyı açtı ve kardeşini örtüsüne sarılmış uzanırken buldu.

"Uyuyor musun?" Kısık sesle konuşmuştu bilerek eğer kardeşi uyuyorsa rahatsız etmemek için.

"Hayır."

"Tamam hadi kalk bakalım o zaman. Abi kardeş dışarıda bir kahvaltı yapalım. Sonra seni şirkete bırakırım." Melekten ses gelmediğinde kapıyı kapatmadan önce yeniden yatağında hareketsiz yatan kardeşine baktı.

"Melek?" Derin bir nefes aldı Melek.

"Abi ben işe gitmeyeceğim." Semih merakla odaya girdi ve önce kapalı perdeleri açıp Meleğin yatağına oturdu.

"Neden işe gitmeyecekmişsin?" Örtüyü kardeşinin başından çektiğinde kızarmış gözleriyle karşılaştı. "Melek... sen ağladın mı?" Melek gözlerini koluyla örtmek istediğinde Semih kızın kolunu yakalayarak ona engel oldu.

"Abi. İstifa edeceğim. Uyumak istiyorum, bırak."

"İyi de neden? Neden istifa edeceksin? Neden ağladın?"

"Abi ben..." Melek abisinin koluna tutunarak hafifçe doğruldu ve Semih yastığı dikleştirdiğinde arkasına yaslandı. "Ben neden unutamıyorum?" Semih kaşlarını çattı. "Çok uzun zaman olmuştu onu görmeyeli. Hem tedavi de gördüm. Peki neden onu unutamıyorum ben? Neden hala ondan bu kadar hoşlanıyorum?" Duyduklarıyla Semihin kan beynine sıçrasa da kardeşini daha fazla üzmemek için sustu ve başını diğer tarafa çevirdi. Semihin bu hareketiyle Meleğin akmaya hazır gözyaşları yanaklarından süzüldü.

"Sen de aynısını yapıyorsun. Sen de beni arkanda bırakıyorsun işte abi. Onun gibi. Size en çok ihtiyacım olduğu anda!" Semih kardeşine dönüp başını kendine çekti ve göğsüne bastırdı. Ne kadar kızgın olsa da onu böyle görmeye katlanamıyordu işte.

"Bırak!" Melek geri çekilmek istese de bırakmadı kardeşini.

"Özür dilerim. Özür dilerim. Sana arkamı dönmeyeceğim Melek.  Hep yanında olacağım senin. Yanında olacağım.  Yanında olacağım. Yanında..." Melek kollarında sızıp kalıncaya kadar devam etti Semih. Melek uyuyakaldığında cebinden telefonunu çıkartıp Ardaya işe gelemeyeceğini ve onu idare etmesini anlatan bir mesaj attı. Ceketini zorlukla çıkarıp yere bıraktı ve yatağa uzanıp kardeşini biraz önce yerleştirdiği yerden alıp terkardan göğsüne çekti.


***



"Aydın bey. Bence bu yaptığınız hiç doğru olmadı. Adamlar şüphelenecekler." Aydın telefonunu yerine yerleştirip o telefonuyla konuşurken not almakka görevli sekreteri Esmaya yandan bir bakış attı.

"Neyden şüpheleneceklermiş. Yaz mevsimindeyiz ve havalar mükemmel. Onları en iyi şekilde ağırlamak istememin nesi yanlış?"

"Aydın bey toplantı bir ay sonraydı zaten. Yazın bir yere kaçtığı yoktu."

"Esma!" Esma korkarak baktı Aydına. Adamın birkaç gün önceki haline dönmesinden ödü patlıyordu. Fakat Aydının yüzüne baktığında Aydının sandığının aksine gayet keyifli olduğunu gördü. "Söylesene, arkadaşın Gökçenin canı sıkılmıyor mu?"

Kaçma Benden (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin