KB-24

12.8K 624 3
                                    

"Siz bu kızı nereden tanıyorsunuz ki?" Çağla cevap vermek, Ömerin başına mafyayı saran kızın bu olduğunu söylemek istedi fakat arkadan omuzlarına dolanan kollar ve boynuna gömülüp kokusunu içine çeken bir adet Deniz tüm laflarını geri tepti. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlarken Denizin yüzüne çarpan nefesiyle nefessiz kaldığını hissetti.

Deniz kızın kulağına doğru fısıldadı.

"Günaydın sevgilim."

"G-günaydın." Deniz kollarını çekerek Çağlanın oturduğu koltuğun arkasından dolanıp kendini çakma sevgilisinin yanına attı ve kolunu kızın omzuna bıraktı.

Çağla sağ tarafındaki koltuğa yerleşen Semih ve Ardayı gördüğünde Denizin bu küçük oyununun maksadını anladı ve aptalca tepkiler vermeye başlayan kalbine bir güzel sövdü.

"Neyden bahsediyordunuz?" Deniz ortadaki bardaklardan birini dudaklarına götürürken Serra telefonunu sevgilisine uzattı.

"Aslı Doğan." Deniz koca bir yudum aldığı kolasını püskürtürken Tibet iki eliyle yüzünü sıvazladı.

"Yarabbi şükür." Herkes Tibetin verdiği tepkiyle gülümserken yeni gelen Betülün sesini duyduklarında ona kulak kesildiler.

"Aslı benim yakın bir arkadaşım. Siz onu tanıyor musunuz?" Serra omuz silkti.

"Sadece sosyal medyadan takip ediyorum." Betül başını sallayıp Çağlaya döndü.

"Çağla, abim seni arıyordu. Yarın sunumlar varmış,  odanın içinde dört dönüyor şimdi." Çağla başını sallayarak ayaklandı.

"Ben bir bakayım o zaman." Çağla yanlarından ayrılırken Semih de Ardayı dürttü.

"Kalk hadi biz de son kez sunumun üzerinden geçelim."

"Ee biz de havuza gidelim o zaman." Betülün teklifiyle diğerleri de ayağa kalktı. Betül Denizin koluna girerek ilerlemeye başladığında Serra ikisinin arkasından tek kaşını kaldırarak baktı.

"Betül de ne sıcakkanlı değil mi? Kızın hiç yabancısı yok." Serra hayretle başını sallarken Tibetin omzuna attığı kolla Betülleri takibe başladı.

***

"Tabletimde listenin olması lazım. Sunum yapacak olanları kişisel bilgilerle beraber olacak şekilde bir slayt hazırla. Sunuma beraber katılmamıza gerek yok. Takım dolapta, kırışmış olabilir; o yüzden oda servisiyle bir konuş. Bir de bu toplantıyı hazırlayanlarla akşam yemeği ayarla." Aydın kolundaki saate bakıp devam etti. "Slaytı en geç bir saate istiyorum. Çıkabilirsin."

Çağla dolaptaki takımla beraber odadan çıktığında derin bir nefes aldı. Ardından jet hızıyla odasına koşup Gökçenin tabletine yüklediği dosyalardan yarınki toplantının ev sahipliğini yapan şirketin numarasını aldı ve boğazını temizleyip ara tuşuna bastı.

Akşam yemeği için otelin restoranından bir masa ayırttıktan sonra oda servisini aradı ve oda servisi gelinceye kadar slaytta kullanacağı bilgileri gruplandırmaya çalıştı. Oda servisi geldiğinde elindeki takımı gelen kadına verdi ve yetiştirmek için çok az zamanı olan slaytına geri döndü.

Bu şirkette çalışmaya başladığı günden beri ilk defa bu kadar yoğundu kuşkusuz.

***

Serra, Deniz ve Betül güneşin tadını çıkarırken Tibet havuzda bir iki tur atmış ve ardından diğerlerinin olduğu tarafta havuz kenarına kollarını dayayarak yaslanmıştı.

"Bence bir ara yat gezisi ayarlayalım." Serra Tibete bakmadan mırıldandı.

"Şunların sunumları bitsin, ayarlarız. Ayrıca denize de gidelim. Antalyalara havuza girmeye mi geldik?" Tibet havuzdan çıkıp Serra ve Deniz arasındaki şezlonguna yürüdü.

"Sanki havuza girdin de." Serra gözlüğünü burnuna indirip Tibete baktığında çoktan kurulanmaya başladığını gördü.

"Güneşleniyorum canım. Ayrıca az ötede kurulanır mısın? Suların damlıyor." Tibet Serraya inat onun şezlongunun başında kurulanmaya başladığında kızın dudaklarından rahatsız olduğunu bariz bir şekilde belli eden homurtular yükseliyordu.

"Betüüüüüüüll!" Betül yakın arkadaşının senini duyduğunda uzandığı şezlongtan kalkıp kendine gülümseyerek gelen arkadaşına baktı.

"Deniz çabuk kalk ve saklan." Fısıltısını Denizin duymadığından habersiz dibine gelen kıza kollarını açtı.

"Aslı! Bu ne büyük süpriz?" Deniz Aslı adını duyduğunda gözlerini kocaman açtı ve baş ucundaki kıza baktı. Tabi güneş gözlüğü sayesinde henüz farkedilmemişti fakat bu farkedilmeyeceği anlamına da gelmezdi. Yavaşça yerinden doğrulup ağzını oynatarak Tibete sinyal vermeye çalıştı.

Bu sırada Serra yerinden doğrulmuş sabahtan beri fotoğraflarına baka baka aşık olduğu kızı kanlı canlı görmenin mutluluğunu yaşıyordu; Denizin durumundan habersiz.

"Hakan?!" Deniz Aslının sesini duyduğunda gözlüğünü yolarcasına çıkardı ve sessiz bir küfür mırıldandı.

Devam edecek...

Not: Selam gençler! Hikayemizin önceki bölümlerinden birkaç bölüm kendiliğinden silindi ve şuan moralim çok bozuk. :/ Telden yazdığımdan dolayı da wattpadden başka yerde kayıtlı değildi, o yüzden ne yapacağımıda bilmiyorum. :(



Kaçma Benden (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin