KB3-9

2.5K 148 0
                                    


Betülle kısa bir selamlaşmanın ardından kendini Aydının odasının dışına atan Melek, o odadan çıkan tek kişi olmadığının farkındaydı. Nihayet kendi masasına geçiş yapmış olan Esmaya başıyla selam verdikten sonra seri adımlarla koridorun sonuna doğru yürümeye başladı.

"Ne zaman istifa ediyorsun?" Ardına bakmadan yürümeye devam etti Melek.

"Birazdan istifa mektubumu masana bırakırım."

"Çok hızlı bir karar olmadı mı sence de? Beraber iyi bir iş çıkarabilirdik."

"Kalsın."

"Büyük konuşma bence."

"Senin gibi mi?" Melek aniden koridorun ortasında durduğunda Bora kendini son anda durdurarak Meleğe çarpmaktan kurtuldu ve Meleğin arkasına döneceğini fark ederek bir adım geri çekildi. Meleği bir de bu yüzden kızdırmak istediği son şeydi.

Melek arkasını döndükten sonra direkt Boranın gözlerinin içine bakarak konuştu.

"Betül hakkında demediğin kalmadı. Hani yüzünü bile görmek istemiyordun." Eliyle yürüdükleri koridoru işaret etti. "Ne iş?"

Meleğin tepkisine karşılık Bora derin bir nefes aldı.

"Nihayet."

"Ne?" Bora ağzının içinde mırıldanmasına rağmen Melek onu duymuştu. "Ne demek nihayet?"

"Nihayet demek işte. Ne zaman patlak vereceğini merak ediyordum." Meleğin çatılı olan kaşları biraz daha çatıldı. "O gece de böyle yaptın. Ardayı evine götürdüğümüz gece. Sürekli bana bir laf çarpıtma derdindesin. Bana olan nefretini bu şekilde yok edebileceğini mi zannediyorsun sen? Karşındayım işte, vur kır parçala. Ne istersen yap, ama ergence laf sokup durmak... Gerçekten, bu şekilde intikam alamazsın benden?" Melek birkaç saniye hiçbir tepki vermeden Boranın suratına baktı. Ardından nefesini tıslayarak serbest bıraktı.

"Bunu da nereden çıkardın?"

"Neyi?"

"Nefretimi yok etmek istediğimi? Evet, haklısın senden nefret ediyorum. Ama yok etmek istediğim falan yok. Senden sonsuza kadar nefret etmek istiyorum ben."

"Neden peki? Sana bu kadar büyük ne yaptım ki ben? Ne yaptıysak beraber yaptık, en az senin kadar ben de acı çektim. Ayağa kalkabilmek için ben de çok çabaladım. Neden, ne yaptım ki sana?" Boranın gerçekten ne düşündüğünü anlamak için dikkatle gözlerine bakmayı sürdürdü Melek. Gerçekten böyle mi düşünüyordu? Ona hiçbir şey yapmadığını? Bileklerinin kaşınmaya başladığını hissediyordu.



Sadece ikisinin bulunduğu koridordaki dakikalar süren sessizlik önlerinde bulundukları asansör kapısından çıkan sesle son bulurken Melek gözlerini zorlukla Boranın gözlerinden çekti ve kapısı açılan asansöre baktı.

Serra asansörün açılmasını parmaklarıyla kucakladığı dosyada ritim tutarak beklerken derin bir nefes aldı. Uyuyakaldığına hala inanamıyordu. Ne güzel bir gece önceden hayaller kurarak bugün giyeceklerini hazırlamış ve Betülün söylediklerinin gerçek olmasını dileyerek erkenden yatağına girmişti. Ne yazık ki izin aldığının ilk günü alarmını kapattığını unutmuş ve fazladan üç saat daha uyumuştu. Esmanın anlayışla karşılayacağını umarak aldığı nefesi yavaşça dışarı bıraktı ve kapı nihayet açıldığında asansörün önünde bekleyen iki kişiye kısa bir bakış attı. Kendisini izleyen kişinin Melek olduğunu anladığındaysa dudakları şaşkınlıkla aralandı.



Devam edecek...





Kaçma Benden (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin