KB3-1

4.2K 159 5
                                    


Melek çalan telefonuyla tek gözünü araladı ve elini yere uzattı. Her gece olduğu gibi yine telefonunu kurcalarken uyuyakalmış ve de telefonunu yere düşürmüştü. Gerçi hala gece sayılırdı... henüz gün doğmamıştı.

Birkaç saniye yeri yokladıktan sonra telefonunu bulduğunda açıp kulağına götürdü.

"Efendim?"

...

"Tamam geliyorum." Karşı tarafı dinledikten sonra aceleyle yataktan kalktı ve dolabına yürüdü. Bir pantolon, üzerine ise bir hırka aldıktan sonra hızlıca pantolonunu giydi. Anahtarını alıp salonda film izledikten sonra kanepede uyuyakalmış abisini ve de Filizi uyandırmamaya dikkat ederek evden dışarı çıktı ve asansöre bindi. Asansörde üzerindeki kedili pijamasının üzerine hırkayı geçirip hırkasının cebine attığı tokayla saçlarını topladı ve derin bir nefes aldı. Çok şükür evden kazasız belasız çıkmayı başarabilmişti. Şimdi ise sırada o bara gidip körkütük sarhoş olmuş Ardayı almak vardı.

***

"Abi hala inanamıyorum Betülle barıştığınıza."

"Ay ben de inanamıyorum Burakcığım ya. Yani Bora! Ben senin yerinde olsam yüzüne bakmazdım Betülün. Seni hiçbir açıklama yapmadan ortada bırakan oydu sonuçta." Bora sanki Betülle ayrılmalarından sorumlu olan kendisi değilmiş gibi yüzsüzce yorum yapan Melise bakarak içkisini yudumladı. Betülün çevirdiği dolaplardan haberi olduğunu bilmediğinden bu kadar rahat olduğunu düşündü kızın. Neyse deyip Burağa döndü.

"Küs kalmamız saçma olurdu be Burak. Her ne kadar kötü ayrılsakta, ilişkimizi bitiren ikimizin de yaptığı hatalardı. Sonuçta Betül mutlu, Tugay mutlu." Omuzlarını silkti. "Ben de mutluyum.Tugay rahatsız olacağımı düşünmüştü ama ben gerçekten hiç rahatsız olmadım. Aksine bir araya gelmeleri için çok uğraştım."

"O çocuk nasıl Betüle bakabilir ki?" Tam Bora ağzını açıp Melise bir çift laf edecekti ki barın içinde yankılanan öfkeli ses üçünün ve de masalarındaki iki arkadaşın daha bara dönmesine sebep oldu.

Adamın biri etrafa küfürler saçarak bir adamın üzerine yürüyor, etrafındaki üç kişide o adamı tutmaya çalışıyordu. Buna karşılık izbandut gibi bedene sahip öfkeli adamın karşısındaki adam hala o adamı rahatsız edecek şeyler söylemeye devam ediyordu. Bora o adama gözlerini kısarak baktı. Sanki bir yerden tanıdık gibiydi ama...

"Arda?"

"Tanıyor musun?" Bora Burağa dönmeden başını salladı.

"Betülün arkadaşı. Kalk halledelim şu işi!"

Bora ve Burak kavgayı yatıştırmak ve de özellikle Ardayı susturmak için olay yerine ilerlerken Melek taksiden inmiş ve barın kapısına gelmişti.

"Can geldim ben, içeriye giriyorum. Tamam....tamam. Olur olur, oyalayayım ben biraz burada. Sen gelince götürürüz evine."

Melek telefonunu kapattıktan sonra kapıdan içeriye girdi. Gözleri Ardayı ararken birkaç saniye barın önündeki kavgaya takıldı. Yeniden gözlerini ortama çevirdi fakat sanki biraz önce gördüğünü sandığı şey yeniden kavgaya odaklanmasına sebep oldu. O kavganın ortasında gördüğü kafa Ardaya mı aitti sanki?

Hemen kavganın olduğu yere koştu ve araya kolunu uzatıp ardanın gömleğine yapıştı.

"Arda?" Arda Meleği duymadı fakat Bora Ardayı tutmaya çalışırken hem yan tarafından Ardaya tutunan kolun sahibini görmek için başını çevirdiğinde Melekle göz göze geldi.

"Melek..."



Devam edecek...





Kaçma Benden (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin