Birbirine ölümcül bakışlar atmakta olan Deniz ve Semihin arasından sıyrılıp kendine doğru gelen Betüle doğru yürüdü Çağla.
"Selam."
"Hoşgeldiniz." Aydın Çağlaya küçük bir el sallamayla karşılık verip yeniden telefonuna gömüldüğünde Betül Çağlanın koluna girip onu diğerlerinin yanına çekiştirdi.
"Merhaba?"
"Ah tanıştırayım." Çağla sağdan başlayıp saymaya başladı. "Serra. Serranın sevgilisi Arda. Ardanın arkadaşı Semih. Ömer ve Tibet." Deniz gözlerini kısmış biricik kuzenine bakarken Betül hepsini tek tek selamladı ve Çağlaya döndü.
"Çağlacığım. Deniz ve Gökçe bizden ayrı geleceklermiş. Aydın yalnız geldiğinden onun programıyla sen ilgilenecekmişsin." Çağla hevesle başını salladı.
"Tabi ki." Çağla gülümserken Denizin gözleri Çağlaya kaydı. Kıza bak diye geçirdi içinden; kız Aydınla çalışmaya ne de hevesliydi. Neyse deyip omuzlarını silkti sonra. Azıcık iş yapsındı da anlasındı Denizin kıymetini.
Uçuş saati geldiğinde uçağa binip yerlerine yerleşmeye başladılar. Betül ve Aydın daha lüks bölümde yerlerini alırlarken Tibet, Ömer, Çağla ve Semih yan yana koltuklarına yerleşmişlerdi. İki sevgili ise onlardan iki sıra arkada başbaşa yolculuk yapacaklardı.
"Burası çok dar." Yerine bir türlü yerleşemeyen Denize gözlerini kısarak baktı Semih.
"Gören de hep business de uçmuş sanacak." Zaten hep öyle uçtum diye geçirdi Deniz içinden. Çağlayla Semihin yalnız kalmalarına gönlü razı olsaydı da yine öyle olacaktı.
Yerinde tepinmeyi bırakıp kıçını çoktan gözlerini kapatmış Tibete dönüp yüzünü Çağlaya döndü. Kız onun bu sıkıntılı hallerini yüzünde eğlendiğini belli eden bir gülümsemeyle izlerken Deniz tarafından yakalandığında bir an telaş yaptı ve sağa sola bakınmaya başladı.
"Yanlış anlama.. ben-"
"Bu ne? Çareler üretmeye çalışacağına sevgilinle dalga geç." Kaşlarını çatarak kıza baktığında kız samimice gülümsedi ve Denizin koluna girdi.
"Özür dilerim sevgilim." Semihin yanında kasıldığını hisseden Çağla derin bir nefes aldı. Olması hereken tam da buydu işte, bu tatile gitmesinin en büyük sebebiydi; Semihin kendinden vazgeçebilmesi...
***
Uçakları Antalya havalimanına indiğinde oyalanmadan kendilerini otellerine götürecek arabalara binmişlerdi. Şansa bakın, Atılgan holdingin katılması gereken toplantı Arda ve Semihin sunum yapacakları toplantıydı ve hep birlikte sunumun yapılacağı otelde kalacaklardı. Antalyanın sıcağına ve nemine arabalarındaki klimayla karşı koymaya çalışan Çağla yavaşça gözlerini kapatıp aynı arabayla yolculuk yaptıkları Denizin omzuna bıraktı başını.
Taksi kalacakları otelin önünde durduğunda Tibet çoktan taksici amcayla arabadan çıkmış ve bagajdaki valizleri boşaltmaya başlamışlardı. Deniz yavaşça başını omzunda uyuyan kıza çevirip pürüzsüz yüzünü incelemeye başladı. Upuzun birbirine karışmış kirpiklerinden kurumuş dudaklarına kaydı gözleri. Derin bir nefes alıp yerinde huzursuzca kıpırdanıp başını koltuğun arkasına bıraktı.
Kızı uzun bir süredir fazlasıyla arzuladığının farkındaydı, hatta bu arzu onu ilk gördüğünde elini kırmızı dudaklarına bastırıp ilk defa gözgöze geldiklerinde yerleşmişti içine ama bu duygunun günden güne farklı bir boyuta taşındığını hissediyordu artık. Hissettiği şey eskisi gibi ilkel ve hormonlarından gelen bir duygu değildi sanki.
Kıza söz verdiğini hatırladı bir an, asla ona istemeyeceği bir temasta bulunmayacağıyla ilgili. Verdiği söze rağmen kızın dudaklarından nefes almak isterken aslında kızın da bunu istemesini dilediğini farketti. Arzuladığı şey sadece bedensel bir yakınlaşmadan ibaret değildi artık.
"Çağla." Kolunda hissettiği büyük elle kendine gelen Çağla zorlanarak gözkapaklarını aralarken başını yavaşça Denizin omzundan kaldırdı
"Kusura bakma, dalmışım." Genç adama gülümseyerek bakarken Deniz bir kere ile kıza bakmadan aceleyle arabadan indi ve inerken ağzının içinde mırıldandı.
"Geldik, in artık." Genç kızın yüzündeki masum gülümseme yavaşça alaylı bir gülümsemeye dönüşürken yumruklarını sıkıp derin bir nefes aldı.
Evet belki de Ömer bey kendine kızmakta haklıydı; sadece ailesine karşı bir iki oyun döndürmelerinin yeterli olacağını düşünürken kendisini kızın ardında Antalyalara sürüklenirken bulmuş olabilirdi fakat bu kesinlikle değişken ruh hallerini açıklayamazdı. Kırıldığını hissediyordu Çağla, Ömerin ona karşı olan kimi zamanki kaba tutumları kalbini çok kırıyordu.
Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçma Benden (düzenleniyor)
ChickLit"Yardım et Çağla! Aslının abisi Istanbula gelmiş. Herif eliyle koyduğu gibi buldu beni, seni göremeyince de kudurdu." "Tamam sakin ol. İş çıkışı-" "Bekleyemem Çağla. Topuğuma sıkar bu adam. Leşimi kanalizasyondan toplarsın, ben sana söyleyeyim." De...