KB-43

11.5K 572 4
                                    

Çağla gözlerini rahat bir yatakta araladığında doğrulup çevresine bakındı. Ardanın ısrarlarına rağmen kanepede uyumayı düşünürken şimdi bu yatakta işi de neydi?

Gözlerini kısıp bir gece önceyi düşündüğünde film izlerken sızdığını anladı. Deniz onu buraya getirmiş olmalıydı.

Başını sallayarak yataktan kalktıktan sonra önce lavaboya ardından işlerini hallettikten sonra mutfağa geçti. Kanepede yarı çıplak uyuyan Denizi gördüğünde ise çığlığı basıverdi.

Deniz kızın çığlığıyla yerinde zıplayarak uyandı ve korkusunun dozunu ayarlayamayarak kanepeden orta sehbaya da çarparak yere çakıldı.

"Belim!" Çağla Denizin belini masaya çarparak düştüğünü anladığında telaşla o yöne gitti ve masayı biraz ittirip Denizin arkasına geçti.

Elini adamın beline dayararak yüzüne doğru eğildi.

"Ben çok özür dilerim ya." Deniz acıdan buruşturduğu yüzüyle ve kapalı gözleriyle Çağlaya doğru döndü. "Çok mu acıdı ya?" Tek gözünü açarak kıza baktı.

"Neden çığlık attın ki? Korktum." Çağla tek gözü açık ve çocuk gibi dudaklarını sarkıtmış Denizin yanaklarını mıncırmak istedi.

"Ben de korktum. Hani sen film bitince gidecektin?"

"Ama sen uyuyakaldın. Ben gitseydim ardımdan kapıyı kim kilitleyecekti?" Çağla bir an kapı kilitli olmasa nasıl korkacağını düşündü ve kendini Denize hak verirken buldu.

"Pekala. Kalkabilecek misin? Kahvaltı yapıp çıkalım. İşi çok astım." Deniz tek kaşını kaldırarak kıza baktı.

"Patronun burada güzelim. Rahat ol-"

"Bak bak bak! Patronumdaki çalışma aşkına bak." Deniz dudaklarını büzerek konuştu.

"Ne yapayım, yaralayım ben. Önce dün gece seni içeriye taşırken sakatladım belimi, şimdi de-" Çağla kolunu çimdirdiğinde susmak zorunda kaldı Deniz. Ardından kızın gülümsemesini gördüğünde o da gülümsedi.

"Kalk hadi kalk! Kahvaltı yapıp işe geçelim." Deniz kızın yardımıyla doğrulup koltuğun başlığına astığı tişörtünü başından geçirdi.

"Eve uğrayacak mısın? Üzerini değiştirmek için falan?" Deniz buzdolabına yürüyen kızın ardından baktı.

"Sen ne yapacaksın?" Çağla buzdolabını açıp kahvaltılıkları çıkarmaya başladı.

"Ev Serranın eşyası dolu. Onun kıyafetlerinden aşıracağım. Yoksa heç kalacağız."

"O zaman ben de Aydına mesaj atayım."

***

Gökçe Denizin ofisinin önünde bir sağa bir sola gidip Denizin neden bu kadar geç kaldığını düşünüyordu kara kara.

"Ah nerede kaldı bu adam? Çağla gelecek birazdan."

"Günaydın Gökçe abla." Kadın zoraki bir gülümsemeyle ardına döndü fakat Çağlanın iki adım arkasında Denizi gördüğünde gözleri büyüdü.

"Çağla!" Koşup kollarını kızın boynuna doladı ve kızı iki yana sallamaya başladı. "Ah Çağlacığım. Ne zamandır görüşemedik, çok özledim seni."

"Gökçe." Gökçe gözlerini kırpıştırarak Denize baktı. "Boğacaksın kızı." Gökçe kollarını kızdan şaşkınlıkla çekip bir Çağlaya bir Denize baktı.

"Yani sen-" Parmağını Çağlaya doğrultmuştu. "Ya Çağla ben çok üzgünüm. Hep Deniz beyin oyunları işte. Bu adam hep böyl-"

Deniz yalancıktan öksürdü.

"Ben buradayım yalnız."

***

Deniz sandalyesini zıplata zıplata biraz da kaydıra kaydıra sere serpe açık oda kapısının önüne çekti elinde magazin dergisiyle.

Gözlerini zaten okuma amacının olmadığı dergisinden ayırıp manzarasına baktığında kendine tuhaf tuhaf bakan Çağlayla göz göze geldi.

"Ne yapıyorsunuz Deniz bey?" Deniz sırıtarak dergisini kucağına bastırdı.

"Tasarruf?" Çağlanın şaşkınlığı daha da artarken Deniz sandalyeden kalkıp sandalyesine bir tekme koyarak masanın önüne doğru gönderdi ve gelip kapı pervazına dayandı.

"Ya pencere açık da. Tam şu noktada süper esiyor." İşaret parmağınıyla biraz önce oturduğu yeri gösterdi ve Çağlanın bu aptalca yalana inanmasını umarak dudaklarını birbirine bastırdı.

Çağla kıkırdayarak başını ikiye sallarken Deniz cebinde titreyen telefonunu eline aldı. Arayan Tibetin annesi Gülsüm teyzeydi.

"Gülsüm teyzem! Nasılsı- Hayır konuşmadık. Babamlarla mı konuştun? Akşam nereye gidiyoruz dedin? Ne?!!" Deniz kapanan telefonu kulağından çekerek ekrana boş boş baktı, ardından kendine tuhaf bakışlar atan iki bayana döndü.

"Gökçe. Şöyle gösterişli bir çiçek yaptır." Ardından tuhaf haberi vermek için Çağlaya döndü.

"Çağla...Tibete kız istenecekmiş."


Devam edecek...



Kaçma Benden (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin