"Ya kanka, aşırıya gitmedin değil mi? Ters tepmesin?" Deniz sırıtarak kendini Tibetin karşısındaki koltuğa bıraktı.
"Cık. Hiç aşırıya gitmedim. İlk adımı da ondan bekledim." Tibet tek kaşını kaldırdığında Deniz kırlenti alıp Tibete fırlattı. "Öpücük lan öpücük."
Tibet sırıtarak konuştu.
"İlk o mu öptü yani?" Denizin gülümsemesi biraz daha yüzüne yayılırken iyice koltuğa yerleşti.
"Bundan sonra beni hiçbir kuvvet durduramaz kanka. O da beni seviyor işte. Bitti. Buraya kadar. Annemlere hiçbir şey söylemek zorunda değilim artık. Hem diyemem ki zaten, Çağlayla evlenmek istemiyorum diyemem, istiyorum." Tibet arkadaşını sırıtarak izliyordu.
"Ee iyi bari. Aranızdaki bu şeye isim de verin de yengemize rahat rahat yenge diyelim." Deniz sanki mümkünmüş gibi biraz daha sırıttı.
"Dersin dersin de... bizim yenge ne yapıyor lan?" Deniz birkaç gün önce Çağlayla konuştukları aklına geldiğinde kaşlarını çattı.
"Aman ne bileyim ben?"
"Tibet!" Tibet duygularını Denize açmak hiç ama hiç istemese de onu ancak arkadaşının rahatlatacağının farkındaydı.
"Sinirimi bozuyor. Anneme anne diyor ya." Denizin kaşları yavaşça havalandı.
"Sen ciddi misin? Ee Tibet bu çok güzel?"
"Nesi güzel? Benim anneme benden başkası anne diyemez."
"Aydınla ben de arada Gülsüm anne deriz. Biz deyince de mi böyle kızıyorsun?" Tibet saçlarını karıştırdı.
"Ya kanka siz başkasınız. O demesin işte."
"Neden?"
"Onun gibi biri-" Tibetin duraksadığını gören Deniz sırıttı.
"Onun gibi biri? Aslı nasıl biri oluyormuş da?" Tibet sertçe yutkundu ve sessizce mırıldandı.
"Tek gecelik biri."
"O öyle biri değil." Tibet sıkıntıyla iç çekti.
"Bu konuyu seninle konuşmak istemiyorum Deniz. Söylediklerinin ve yaptığın şeylerin tezatlığına bakar mısın? Sen-"
"Pişman değilim. Pişman değilim çünkü Tugayla tanıştım. Anamdan emdiğim sütü burnumdan getirdi evet ama onun sayesinde Çağlayla tanıştım. Ben pişman değilim ama... Aslı öyle Tibet. Betül Aslının bunu sadece kendinden intikam almak için yaptığını söyledi."
"Ne alaka?!" Deniz derin bir nefes aldı.
"Bunu Aslıyla konuşmalısın bence. Bildiğim kadarıyla Cenk diye bir adam var ve-" Tibet yumruklarını sıkarken oturduğu yerden ayağa fırladı.
"Kim lan o?"
"Aslının eski sevgilisiymiş. Aslı aşıkmış, yani Betülün söylediği bu. Amerika da Betülle tanıştırmış falan. Aralarında da bayağı bir yaş farkı varmış galiba. Aslı Cenki ailesi gibi görüyormuş-"
"Kısa kes!"
"Adam evliymiş Tibet. Ve bunu ilişkileri boyunca Aslıdan saklamış. Aslı da- Bilmiyorum. Kadınları anlamak zor." Tibet kendini yeniden koltuğa bıraktı. O adamı bulup bulduğu yerde- Dişlerini iyice birbirine bastırdı.
"Kötü hissediyorum Deniz. Çok kötü hissediyorum. Sen benim en yakın arkadaşımsın lan. Bu ne biçim- Ama olmuyor işte. Son günlerde... kendimi anlayamaz oldum. Neden böyle hissettiğimi anlayamıyorum. Neden bu şaçma oyunu sevdiğimi..." Deniz rahat bir nefes aldı.
"Bence... bunu da Aslıya sor kardeşim. Direkt yüzüne değil tabi ama... cevabı onda ara. Bulacağına eminim."
Kapı iki kere çalındığında elinde tepsiyle Çağla göründü kapıda. Biraz daha rahatlamıştı genç kız. En azından titreyen ellerine söz geçirmeyi başarıp tepsiyi sağsalim getirebilmişti.
Deniz gözleriyle kızı takip ederken devam etti.
"Tecrübe konuşuyor kardeşim. Ben öyle buldum."
Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçma Benden (düzenleniyor)
ChickLit"Yardım et Çağla! Aslının abisi Istanbula gelmiş. Herif eliyle koyduğu gibi buldu beni, seni göremeyince de kudurdu." "Tamam sakin ol. İş çıkışı-" "Bekleyemem Çağla. Topuğuma sıkar bu adam. Leşimi kanalizasyondan toplarsın, ben sana söyleyeyim." De...