Çağlanın gözleri dudaklarında hissettiği hafif baskıyla kocaman olurken bir an kendini daha fazlasını isterken buldu. Neler oluyordu? Bu saçma his de neydi şimdi?
Deniz yavaşça geri çekilirken Çağla katılmış kaşlarıyla Denizi geri ittirdi ve arabayla yeniden bütünleşmesini sağladı. Deniz sırtını arabasına sertçe çarptığında şaşkın bakışlarını Çağlaya yöneltti.
"Ne yapıyorsun? Annen baban izliyor."
"Asıl sen ne yapıyorsun Ömer? Evet annem babam izliyor. Sen nasıl beni öpersin?" Ömer alayla sırıttı.
"İmam nikahı kıydığımızı söyledik Çağla. Emin ol, daha fazlasını yaşadığımızı düşünmüşlerdir." Çağla Denizin sadece anne babasına gösteriş olarak kendisini öpmesine bozulsa ve de sinirlense de olayı anne baba karşısında yapılmaması gerekenlere getirmiş fakat planı ters tepmiş ve daha çok utandığını hissetmişti. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve Denize doğru bir adım attı. Elleriyle Denizin gömleğinin kenarlarından tutarak başını göğsüne yasladı.
"Sarıl." Denizin elleri belini kavradığında tepkisiz kalmaya çalıştı ve hissettiği karıncalanmaya bir iyi küfretti. "Tamam yeter bu kadar." Denizin kolları arasından sıyrıldı ve onu bir kere daha itekleyerek arabaya girdi. Deniz Çağlanın bu tuhaf hareketleri karşısında ne yapacağını şaşırsa da utandığını anladığında dudaklarına yerleşen tebessüme engel olamadı.
Arabaya geçip kemerini taktığında yan gözle Çağlayı süzdü ve arabayı çalıştırdı.
"Nereye gitmek istersin?"
"Bilmem. Bu konuda usta olan sensin." Deniz Çağlanın yersiz sataşmasını duymazdan gelerek arabayı büyük bir alışveriş merkezine yönlendirdi. En mantıklısı oturup film izlemekti Denize göre, çünkü başka nereye giderse gitsinler konuşmak zorunda kalacaklardı. Ve de işe bakın, konuşup sohbet edecek kadar birbirlerini tanımıyorlardı ve Denizin de kendini tanıtmaya pek niyeti yoktu.
"Hangi film?"
"Bilmem. Korku olmasın yeter." Deniz Çağlanın beğeneceğini umarak romantik bir filme iki bilet aldı.
"Mısır?"
"Farketmez." Deniz Çağlanın sıcacık davranşları karşısında gözlerini devirme ihtiyacı hissetti.
"İyi almayalım o zaman. Ben pek sevmem." Salona girip yerlerine oturdular ve filmi izlemeye koyuldular.
Film neredeyse yarı olduğunda Çağlanın başı Denizin omzuna düştü. Deniz sırf kızlar sever diye romantik bir film almıştı fakat yanındaki kız bile sızmışken o da kendini uykunun tatlı kollarına bırakmak üzereydi. Başını iki yana sallayıp üzerine çöreklenen uykuyu atmayı denedi. Uyumamalıydı, hele ki Çağla kolunda uyurken.
Boştaki eliyle koltuğun kenarında ritim tutmaya başladı. Lafta bu kızla ilgili planmarı vardı ama olmuyordu işte. Bu kızın yanında çekici ve romantik olamıyordu. Gözlerini devirerek kendini koltuğa bıraktı. Bu formunu kaybettiğinin bir kanıtı değil miydi?
"Gençliğimde böyle miydim ulan?" Başını yavaşça Çağlanın başı üzerine bıraktı. Biraz kestirse iyi olacaktı.
***
"Pişt, Ömer uyan." Deniz omzunda hissettiği keskin sızıyla gözlerini araladı. O nasıl bir dürtüştü ya? Deniz omzunun matkapla delindiğini falan düşünmüştü. Çatık kaşlarla kıza döndüğünde kızın da kaşları yavaşça çatıldı. "Sonunda."
Deniz etrafına baktığında salondan çıkmak üzere olan son kişiyi gördü. O da çıktığında koca salonda sadece ikisi kalmıştı.
"Gidelim o zaman." Deniz Çağlayla gözgöze gelmemeye çalışarak yerinden kalktığında Çağla ağzının içinde homurdandı.
"Birşey mi dedin?" Deniz omzunun üzerinden hala oturmaya devam eden Çağlaya baktı. Kız başını iki yana sallayarak agresif hareketlerle ayağa kalktı ve Denizi geçip ondan önce salondan çıktı. Deniz ya sabır çekip yüzünü sıvazladı ve onu takip etti.
Alışveriş merkezinden çıkıp yola koyulduklarında da aynı sessizliği sürdürdü ikisi de.
"Neyin nazını yapıyorsun anlamıyorum." Sonunda sessizliği bozan Deniz olmuştu.
"Ne?" Çağla gözlerini kısarak Denize baktı.
"Seni almaya geldiğimden beri suratın bir karış. Sanki kafana silah tutup seni zorla dışarıya çıkarmışım gibi davranıyorsun." Çağla yerinde kıpırdandı.
"Peki senin bu davranışların ne?"
"Hangi davranışlarım? Sana ters davranan ben değilim."
"Hiçbir şey olmamış gibi olan davranışların." Denizin gözleri bir süreliğine Çağlaya kaydı. "Önüne bak." Deniz kendini toparlayarak arabayı kenara çekti ve ellerini direksiyondan ayırmadan konuştu.
"Acaba... öpücük meselesinden bahsediyor olabilir misin?" Çağlanın sessizliği üzerine öyle olduğunu kabullenip devam etti. "Sadece daha inandırıcı olması içindi-" Gözleri Çağlanın kızarmış gözleriyle kesiştiğinde sustu. Bir damla yaş çenesine aktığında bakışlarını kaçırdı Çağla.
Deniz başını arabaya yasladı ve derin bir nefes aldı. Şimdi herşey daha anlaşılır olmuştu onun için. Herkesin hassas olduğu konular vardı, Çağlanın da bu konularda hassas olmasını anlayabilirdi. Zaten utanmış olması da, alışık olmadığından değil miydi? Onu yanlış anlayıp heveslenmediğine emindi, Çağla gayet de doğru anlamıştı onu. Asıl sorun yanlış anlamak ya da anlamamak değildi zaten, Çağla yaşananın yanlış olduğunu düşünüyordu.
Deniz sağ elini Çağlanın saçlarına uzattı ve başının üzerini yavaş yavaş kaşımaya başladı.
"Üzgünüm, sınırlarını bilemedim. Bir daha asla oyun da olsa... senin istemediğin temaslarda bulunmayacağım. Özür dilerim." Çağla başını sallayarak koltuğa yaslandığında Deniz tıslayarak Çağlanın saçlarını karıştırdı ve elini çekti. Yeniden arabayı çalıştırmadan önce Çağlanın gülümsediğini gördü.
Çağlanın evinin önüne geldiklerinde kız inmek için harekete geçmemişken Deniz kıza doğru dönmüş ve kollarını kocaman açmıştı.
"Gitmeden önce kocana sarılmayacak mısın karıcığım?" Çağla uysalca kollarını Denizin boynuna doladı." Deniz kızın belini kavrayıp vücudunu kendine bastırırken mırıldandı.
"Barıştık?"
"Barıştık."
Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçma Benden (düzenleniyor)
ChickLit"Yardım et Çağla! Aslının abisi Istanbula gelmiş. Herif eliyle koyduğu gibi buldu beni, seni göremeyince de kudurdu." "Tamam sakin ol. İş çıkışı-" "Bekleyemem Çağla. Topuğuma sıkar bu adam. Leşimi kanalizasyondan toplarsın, ben sana söyleyeyim." De...