"Neden bahsetmedin bana abi?"
"Ne farkederdi Betül. Bak o borcun altından bir şekilde kalkarım ben. Denize de şirkete de bir şey olmaz, buna izin vermem. Sorun ne biliyor musun, o adam bunu bilerek yapıyor. Bilerek şirketimizle uğraştı, bir şeylerin peşinde. O yüzden, bana ondan hoşlanıyorum deme! Şirket ve para umrumda değil Betül, ama sakın... sakın o adama inandım deme."
Betül gözyaşlarının akmasını engellemek için başını yukarı kaldırdı ve ellerini beline dayayarak sakinleşmeye çalıştı. Çabaları sonuçsuz kaldığındaysa dış kapıya yürüdü ve portmantodan kabanını alıp dışarıya çıktı.
***
Evden kendini öylece dışarı attığında ne yapacağını bilememiş, kısa bir süre sonrada kendini deniz kenarında bir bankın üzerinde otururken bulmuştu. Boş boş denize bakıp tüm bu olanların ne demek olduğunu düşünüyordu. Neden Tugay kendisine yaklaşmıştı? Neden ona sevgilim demişti? Davranışlarının sebebi Aydının da dediği gibi para mıydı?
Betül yüzünü elleri arasına alıp bir süre ovuşturdu ve bu sorulara bu şekilde oturarak hiçbir yanıt olamayacağını anladığında ellerini yüzünden çekti ve kotunun cebindeki telefonunu çıkardı. Rehbere girmeden aklına gelen ilk numarayı tuşladı ve karşı tarafın aramasını yanıtlamasını beklemeye başladı.
Kısa süre sonra telefondan gelen o rahatsız edici ses kesildi ve karşı tarafta kısa süreli bir sessizlik oldu.
"Sevgilim?" Betül Tugayın sesini duyduğunda yutkundu ve sesinin yerinde olmasını umut ederek konuştu.
"Benim."
"Betül bir sorun yok değil mi? Şirketteyim ve çok önemli bir toplantıya girmek üzereyim, bir sorun yoksa seni bir saat sonra arayayım mı?"
"Bir sorun var." Tugay odadan çıkmak üzereyken durakladı ve hemen kapının önünde elinde dosyalarla kendisini bekleyen asistanına bir işaret verdi.
"Pekala, hadi güzelim bana sorunun ne olduğunu söyle."
"Sorunun ne olduğunu söylediğimde yanıma gelecek misin?" Tugay derin bir nefes aldı ve hala açık olan kapıyı kapatıp odanın ortasına doğru yürüdü.
"Yardım edebileceğim birşeyse elbette."
"Yardım edebileceğin bir şey değilse... ben istesem de gelmeyecek misin?" Tugay Betülün derdinin ne olduğunu çözebilmiş değildi, tıpkı Betül gibi.
"Yanına gelmemi ister misin?"
"Önemli bir toplantın olduğunu söyledin. Hem... bunu neden yapasın ki?"
"Çünkü ben senin sevgilinim Betül. Bana ihtiyacın varsa tabi ki gelirim. Eğer yanında olmama ihtiyacın varsa-"
"Ben o kadar yakın olduğumuzu düşünmüyorum." Tugay nefesini tutarak Betülün devam etmesini bekledi. Ne demek yakın değiliz? Bu kız ne dediğinin farkında mıydı? "Daha düne kadar el ele tutuşmaktan ileriye gidememiştik farkındasındır. Birbirimize gerçekten sarılmamıştık bile. Söylesene, biz gerçekten de senin söylediğin gibi... sevgili miyiz?" Tugay sakin olmaya çalışarak kendini koltuklardan birine bıraktı ve başını arkasına yaslayarak gözlerini kapattı.
"Sadece bu mu, senin için sevgili olmak bu mu Betül? Bu ilişkiden beklediğin şey sadece sana dokunmam mı?"
"Bana hiç dokunmayı istedin mi?" Tugay Betülün konuyu nasıl buraya getirdiğini hiç bilmiyordu. Ama ona istediği cevabı verecekti, dürüstçe ne hissettiyse..
"O küçük öpücüğü... bir türlü aklımdan atamadım Betül. Evet sana dokunmak istedim, öpmek istedim... çok daha fazlasını istedim. Ne kadar unutmaya çalışsam da... olmadı. Hala istiyorum! Ama... merak ettiğin daha öncesiyse... Hayır. Sana bir kez bile dokunmak istemedim, ta ki bu sabaha kadar."
Betül yanağında süzülen yaşı elinin tersiyle sildi.
"Yanıma gelir misin? Seni öpmek istiyorum..."
Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçma Benden (düzenleniyor)
ChickLit"Yardım et Çağla! Aslının abisi Istanbula gelmiş. Herif eliyle koyduğu gibi buldu beni, seni göremeyince de kudurdu." "Tamam sakin ol. İş çıkışı-" "Bekleyemem Çağla. Topuğuma sıkar bu adam. Leşimi kanalizasyondan toplarsın, ben sana söyleyeyim." De...