"Buna inanamıyorum ya! Düğün günümde... bu bana yapılacak şey mi?" Serranın kendine uzattığı ceketi aldı Tibet. "Nasıl en yakın arkadaşının değil de o çirkin kızın yanında olur?" Ceketini giydikten sonra ardına döndüğünde kendine şaşkın bakışlar atan Serra ve Çağlayı gördü.
"Ne oldu?" Çağla alt dudağını dişleyerek sırıttı.
"Denizi mi kıskandın sen?" Tibet yüzünü buruşturarak yeniden aynaya döndü.
"Neden kıskanacakmışım?" Çağla omuz silkerek kapıya ilerledi.
"Ben bir de geline bakayım."
"Hı evet, bak bak!" Tibet kendi kendine homurdanırken Çağla çoktan odadan çıkmıştı.
Serra papyonu eline alıp Tibete doğru uzattı, Tibet almak için uzandığındaysa elini çekti.
"Cidden kıskandın sen." Tibet sıkıntılı bir iç çekişle papyonu kızın elinden yolarcasına aldı ve boynuna götürdü. "Ama Denizi değil, Aslıyı."
Tibet telaşla ardına döndü.
"Ne saçmalıyorsun? O çirkini neden kıskanayım ben? Serra! Bu evlilik gerçek değil, farkındasındır umarım." Serra omuzlarını silkti.
"Biliyorum gerçek değil ama... sanki senin gerçek olmasını ister gibi bir halin var."
"Ne? Saçmaladın iyice!" Tibet sinirle aynaya, bir türlü düzgünce takamadığı papyonuna döndü.
"Kıskanmışmışım. Ben? Tibet? O estetik güzelini? O çirkin silikonlu şeyi? Saçmalık? Neden kıskanayım? Ne, ondan hoşlandığımı mı düşündün yoksa? Nasıl hoşlanayım? O Denizle birlikte ol-"
Sinirden gözü dönen ve ne dediğinin farkında olmayan Tibet kendini son anda durdurarak yutkundu. Elindeki papyonu aynaya çarpıp aynadaki yansımadan yüzünde tuhaf bir gülümsemeyle kendini izleyen Serraya baktı.
"Ne bakıyorsun? Papyon falan takmam ben! Asla!"
***
Tibet ve Aslı, Tibetin babasının taaa İngilterelerden işe burnunu sokması vesilesiyle pek sevgili babacığının şanına yakışır bir şekilde tam bir sosyete düğünüyle evleniyorlardı.
Tibet nikah masasına Aslının eli kolunda yürürken de, evetlerini derken de hep Serranın yanında ağzından kaçırdığı fakat kendine bile itiraf edemediği gerçekteydi.
Gerçekten kıskanmıştı. Aslıyı en yakın arkadaşından kıskanmıştı ve... haklı bir açıklaması vardı. Hem de çok haklı.
Bir an Aslıyla şuanda aynı masada oturduğu için kendinden tiksindi. Böyle birşeyi nasıl yapabilirdi? Nasıl o kızla yalandan da olsa evlenebilirdi? Nasıl annesinin evine 'anne bak gelinin' diye sokabilirdi?
Masanın altında ellerini yumruk yapmış sıkarken nikah memurunun kendine sorduğu soruya öyle yüksek sesle cevap vermişti ki salonda büyük bir gürültü kopmuştu.
Yükselen alkış sesiyle kendine gelen Tibet zorlukla yutkundu. Biraz önce 'Eveeet!' diye haykıran kendisi olamazdı değil mi? Tabi olamazdı? Olsa olsa hayır diye haykırırdı çünkü. Ama bu alkışlar neydi o zaman?
Bakışları annesini bulduğunda bir kez daha yutkundu. Ağlıyor muydu bu kadın?
"Evet." Hemen yanında oturan Betül ve Aydının sesini duydu. Ne zaman şahitlere geçmişlerdi ki?
Evet. Evet. Evet! Evet demişti. Aslıyla evlenmeye evet? Çirkin Aslıyla? Neden evet demişti gerçekten? İstemiş olma ihtimali var mıydı?
"Gelini öpebilirsiniz." Bir alkış daha koptuğunda Aslıyla beraber yavaşça ayağa kalktı Tibet.
Bedenini Aslıya doğru döndürüp ellerini kızın duvağına uzattı. Duvağı kaldırıp kızın gözlerine baktığındaysa kızın korktuğunu anladı.
"Korkuyor musun?" Aslı cevap vermeden gözlerine bakmayı sürdürdü. "Yoksa seni öperim diye mi?" Aslının yutkuduğunu görür gibi oldu Tibet. "Neden? Biz evlendik."
"Zorunlu olduğumuzdan. Gerçek bir evlilik değil bu." Kızın fısıltısıyla gözleri kısıldı Tibetin.
Estetik güzeli kendisinden korkuyordu öyle mi? Numaradan demişti. Numaradan. Kızın aslında kendini istemediğini iyice aklına kazıyan Tibet sinsice sırıttı ve kıza doğru eğildi.
"Sen öyle san. Bu geceyi sabırsızlıkla bekliyorum karıcığım."
Dudaklarını sertçe kızın dudaklarına bastırdığında kızın titrediğini hissetmesine rağmen geri çekilmedi ve kızı belinden tutarak biraz daha kendine çekti. Zorla kızın dudaklarını öperken kızın kendini geri çekmek için fırsat kolladığını biliyordu fakat salonda yankılanan alkış sesleri kızın hiç de işini kolaylaştırıyormuş gibi değildi. Tibet de bu durumdan iyice faydalanmayı umarak daha da yapıştı kızın dudaklarına ve büyük bir ustalıkla kızın alt dudağını dudakları arasına aldı.
Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçma Benden (düzenleniyor)
ChickLit"Yardım et Çağla! Aslının abisi Istanbula gelmiş. Herif eliyle koyduğu gibi buldu beni, seni göremeyince de kudurdu." "Tamam sakin ol. İş çıkışı-" "Bekleyemem Çağla. Topuğuma sıkar bu adam. Leşimi kanalizasyondan toplarsın, ben sana söyleyeyim." De...