Esin gözlerini kıstı daha iyi görmek için ama her şey o kadar bulanıktı ki hala. Hiçbir işe yaramamıştı yaptığı. Yalpalayarak mutfağa geçti. Mutfak savaştan çıkmış gibiydi. Her şey, her yerdeydi. Gece yine epey bir dağıtmış olmalılardı. Başını tuttu içini çekerek. Bu durumdan ne zaman kurtulacaktı? Ne zaman toparlanmak isteyecek ve bu yaşamdan vazgeçecekti? "Hiçbir zaman." Dedi içinden bir ses. "Eski Esin o gün öldü. O yerde, o lanet mağarada öldü ve bir daha geri gelmeyecek. O yüzden bu haline alışsan iyi olur." Dedi o ses.
Hafif aksak adımlarla oturma odasına dönüp kendisini koltuğa bıraktı. Şuanda etrafı toparlayamayacak kadar yorgun ve uyuşmuş haldeydi. Çevresini zor görüyordu zaten. Uyuşturucunun etkisi hala geçmemişti. Oturma odası da mutfak kadar iğrençti. Her yana dağılmış, yastıklar, çarşaflar, devrilmiş sehpalar, yerlerde içki şişeleri... Ve hala uyumaya çalışan bir yığın erkek, kız...! Esin hepsinin de uyanınca kahvaltı yapmak isteyeceğini ve kahvaltıdan sonra defolup gideceklerini biliyordu. Hiçbir işe yaramayan leş kargaları! Şöyle bir göz gezdirdi onlara. Hangisiyle geceyi geçirmişti? Şu sarışın olanla mı, yoksa şu esmer, uzun boyluyla mı, şu minik boylu çıtır herifle belki de! Hepsi de birbirinden seksi duruyordu! Ayakta zor durarak vitrine yöneldi. Gözleri vitrinin içindeki fotoğrafları zor görüyordu. Fotoğraflar oldukları yerde oynayıp duruyor, bir türlü netleşmiyordu. Ama o yine de içlerinde onun olduğu fotoğrafı seçti. O, her şeye, Esin'in şuanda böyle olmasına sebep oydu. Neden toparlanamamıştı? Neden o öldükten sonra, bunun etkisinden kurtulamamış, eski hayatına geri dönememişti?
-Hey bebeğim, uyandın mı, dedi herifin biri. Esin dönüp ona baktı. Esmer, uzun boylu olandı bu.
-Canın cehenneme, dedi Esin ve orta parmağıyla işaret çekti. Adam bir kahkaha attı.
-Dün gece böyle demiyordun ama sevgilim. Yoksa seni memnun ettiğimi unuttun mu, dedi. Esin artık geceyi kimle geçirdiğini biliyordu. Birden kendisinden ve etrafındakilerden tiksindi. Her birine tek tek yastıklar fırlattı. Hepsi de irkilerek uyandı. Uyanmayanları sertçe dürtükledi Esin.
-Noluyor, diye sordu kızlardan biri.
-Elinin körü oluyor. Hadi defolun! Parti sona erdi. Hadi hepiniz cehenneme gidin! Parti sona erdi sizi kuş beyinliler, diye bağardı. Millet söylene söylene kalkmaya başladı. Esin onların ağırdan aldıklarını görünce daha da sinirlendi.
-Duymadınız mı beni, yarım saat sonra değil, on dakika sonra değil, şimdi DEFOLUN! Hiçbirinizi görmek istemiyorum. Parti bitti, diye bağırdı. Herkes hemen toparlanıp sıvıştı sonunda. Geriye kimse kalmadı beş dakika sonra. Esin de yeniden bir koltuğa yığıldı ve sinir ve üzüntüden ağlamaya başladı.
//0|
