Evin içi duman dolmuştu. Herkes sigara içtiği için sigara içmeyen birisinin hayatta duramayacağı bir ortamdı. Salondaki masada oturmuşlar, poker oynuyorlardı. Esma pokeri bir türlü öğrenememişti, o yüzden o izliyordu, zevkli de oluyordu izlemesi. Esin, Engin, Emre, Semra ve Ferit misafirdi bugün Esma'nın evinde.
-Tatlım, biraz uzak dur yoksa dikkati pokere veremeyeceğim, dedi Dağhan Esma'ya. Esma Dağhan'a neredeyse yapışık duruyordu. Kaç gündür ondan ayrı kalmanın acısını çıkartıyordu. Aslında Dağhan'ın bundan şikâyeti yoktu ama öyle demesinin nedeni vardı.
-Niyeymiş, ben rahatsız olmuyorum bu durumdan, sen de olamazsın, izin vermiyorum, dedi Esma şımarık bir şekilde. Gülüşmeler oldu.
-Hayatım konsantre mi bozuyorsun ama, bu kadar yakınımda olunca aklım başka şeylere kayıyor, dedi Dağhan. Bu sefer:
-Oooo, dedi poker oynayanlar.
-Abi bunlar azıttı. Biz yavaştan yavaştan uzayalım bence, dedi Emre.
-Belliydi abi baştan. On gündür olmuyor hiçbir şey, siz ne bekliyordunuz, dedi Engin de.
-Engiiinn, dedi Dağhan kızarak.
-Yalan mı? Allah'ın bildiğini kuldan mı saklıyorsunuz, dedi Engin. Gülüşmeler oldu yine.
-Sana Allah'ın bildiği ama kuldan sakladığım bir şeyi bir göstereceğim şimdi, dedi Dağhan. Bu sefer kahkahalar çınladı odada.
-Yok, kalsın. Midemi kaldırmaya gerek yok şimdi, dedi Engin.
-Eee Dağhan'ınki kalkınca senin de miden kalkıyor doğal olarak, dedi Emre.
-Tövbe Yarabbim kapatsanıza şu muhabbeti, dedi Esin kızarak.
-Tamam, her şey benim yakın durmamdan başladı, ben uzaklaşıyorum, dedi Esma ve çay doldurmak için mutfağa geçti. Odaya geri döndüğünde muhabbet değişmişti. Herkes pokere konsantre olmuştu.
-İki as, iki onlu, dedi Esin.
-İki as da benden, dedi Emre. Engin somurtarak açtı kâğıtlarını. Onun elindekiler küçük rakamlardı hep. Ferit oynamıyordu. Semra'nınki de Engin'in ki gibi küçüktü. En son Dağhan açtı büyük bir keyifle.
-Dört as, dedi Esin gözlerine inanamayarak. Dağhan sırıttı.
-Hanımlar beyler, bahisler kapandı, kaybettiniz, dedi keyifle. Ve hepsinin önündeki pulları topladı.
-Eşek şansı bu yaa, dedi Semra.
-Hile yaptın oğlum, ben seni bilmem mi. Kesin hile var bunun elinde. Esma yardımcı oldu, evet, dedi Engin.
-Ben çay dolduruyordum lan, dedi Esma şaşırarak. Dağhan Engin'in sırtına bir tane geçirdi.
-Hadi koçum, şimdi mızıkçılık yapma. Paraları göreyim, dedi. Herkes somurtarak paraları uzattı.
-Uğurum bana geri döndü, dedi Dağhan Esma'yı belinden tutup yanına çekerek. Sonra yanağından uzun, tutkulu bir öpücük aldı.
-Bunun üstüne bir çay içilir. Çayları boşalan, dedi Esma gülerek.
Gece herkes gidince soluğu yatak odasında aldılar Esma ile Dağhan. Dağhan millet gider gitmez onu öyle bir kucağına aldı ve hızla yatak odasına taşıdı ki, Esma kahkaha atmaktan kendini alamadı. Çabucak soydu Esma'yı. Kendisi de soyunurken, sert öpücükler kondurup durdu Esma'nın dudaklarına. Esma da soyunmasında yardımcı oldu ona. Sonra yatağa itiverdi Dağhan onu. Her yerini, her yerini öpücüklere boğdu, okşadı. Tabi Esma da rahat durmuyordu. Dağhan'ın her yerini öpücüklere boğuyordu. Onu bu gece öylesine istiyordu ki, çıldıracak düzeye gelmişti. Dağhan göğsünün ucunu ısırırken, zevk ve acıyla inledi. Tanrım, bu muhteşemdi. Elleriyle aşağılara doğru kaydı Esma. Dağhan'ın ürperdiğini görünce gülümsedi. Dağhan da elleriyle aşağıya kadar indi. Usulca Esma'nın en hassas noktasına dokundu. Esma sıçradı. Bunun güzelliğine ve yarattığı etkiye hiçbir zaman alışamayacaktı anlaşılan. Dağhan'ın elleri daha da derinlere girdi. Esma'nın bacakları arzuyla kendiliğinden açıldı. Çıldırmak üzereydi. Dağhan'ı çok istiyordu. Dağhan onun bacaklarını hafifçe kaldırdı ve birden, sertçe içine girdi. Esma içinde bir patlamanın yaşandığını hissetti. Harikaydı bu. Onu içinde hissetmek kadar güzel bir şey yoktu. Dağhan defalarca girip çıkarken, her defasında biraz daha kendisinden geçiyordu.
Dağhan'ın da ondan farkı yoktu tabi. Esma'nın içinde hareket ederken, Esma'nın vücudu da onunla bir hareket ediyor ve bu onu daha da derinlere dalmaya teşvik ediyor, daha da hızlanmaktan alıkoyamıyordu kendini. Dağhan yorulana kadar, bu zevki doyasıya tadana kadar Esma'nın içinde hareket etti. Boşalmayı en sona sakladı. Ve artık tam doruk noktasına geldiğinde boşaldı. Esma'yı çok özlemişti ve bu gece bu özlemi tam anlamıyla gidermişti. Önce ruhuyla sahip olmuştu ona, şimdi ise vücuduyla sahip olarak son noktayı koymuştu.
-Seni çok seviyorum, dedi nefes nefese bir sesle.
-Çok seviyorum.
-Ben de seni çok seviyorum, dedi Esma da nefes nefese bir sesle.
td�;�/�A�
