Esma içeride adamın ağzından laf almaya çalışırken, Hakkı Özben'i tanıyıp tanımadığını ya da yerini bilip bilmediğini öğrenmeye çalışırken sinirinden köpürüyordu içten içe. Ya bu genç yaşta bütün işvesini kaybetmişti, ya da bu adam arkadaşına inanılmaz derecede sadıktı. Esma tüm cilvesiyle onu etkilemeye çalışırken kılı kıpırdamıyordu adamın! Esma'yı en çok cinnet geçirten ise eğer kendisi başarılı olamazsa Dağhan'ın sekreter kızı ayartmaya çalışacak olmasıydı. Nedense bu fikre tahammülü yoktu. Aklına böyle bir şey olma fikri geldikçe bir şeyleri parçalayası geliyordu!
-Size söyledim. Hakkı beyle en son görüşmemiz bir doğum günü partisinde oldu. Ondan sonra ondan hiçbir haber almadım. Zaten öyle samimi dostlar da değildik. Bunları bana neden sorduğunuzu bilmiyorum ama benim söyleyeceklerim bu kadar.
-Bakın ..... bey, ben uzun zamandır böyle işlerle uğraşıyorum ve kimin gerçeği kimin yalanı söylediğini bilecek kadar tecrübeliyim. Ve tecrübelerime dayanarak söylüyorum ki siz bizden bir şeyler saklıyorsunuz.
-Size şu kadarını söyleyeyim Esma Hanım, tecrübeleriniz bu sefer sizi yanılttığı için üzülmeye başlasanız iyi olur. Çünkü ben gerçekleri söylüyorum. O adamı uzun yıllardır görmüyorum, konuşmuyorum ve nerede olduğunu bilmiyorum. Size yardımcı olamadığım için özür dilerim, dedi adam. Esma sinirini belli etmeden oturduğu yerden kalktı. Adamın önündeki fotoğrafı yavaşça önüne çekti.
-Bu fotoğrafta kaç yaşındasınız, oldukça genç görünüyorsunuz?
-Otuz iki, neden?
-Yanınızda Hakkı Özben'i göremiyorum, oysaki daha gençken beraber vakit geçirdiğinizi söylemiştiniz.
-Hala da aynısını söylüyorum. Niçin görmeniz gerekiyor ki? Her resimde o adamı yanımda taşımıyordum! Ya zaten biz sizin düşündüğünüz kadar samimi de değildik dediğim gibi.
-Doğum gününde epey samimi görünüyordunuz ama.
-Yeniden başa döndük. İçkinin verdiği bir enerji vardı ve insan alkollüyken en nefret ettiği insanla bile kol kola halay çekebiliyor.
-Onunla en son ne zaman görüştünüz?
-Sorgulanıyor muyum?
-Öyle de denebilir.
-Bildiğim kadarıyla siz ajansınız, sorguyu ise polis ya da dedektif yapar. Kaldı ki sorgulanıyorsam daha fazla konuşmayacağım çünkü bazı haklarım var, dedi adam. Esma öfkesini belli etmemeye çalışarak ayağa kalktı. Adama iyice yaklaşıp:
-Bu soruyu cevaplamaktan neden kaçındığınızı öğrenebilir miyim, diye sordu soruyla hiç ilgisi olmayan seksi bir sesle. Adam ondan etkilenmemek için kafasını geriye itti.
-Çünkü bu özelime giriyor ve cevaplamak istemiyorum. Böyle bir zorunluluğum olmadığı için de cevaplamayacağım. Tamamen kişisel bir karar, önemli bir sebebi yok, dedi alayla. Esma birden geri çekildi.
-Peki o halde, size iyi günler diliyorum. Daha fazla vaktinizi almayayım, dedi.
-Çok iyi olur çünkü bir yığın işim var. Ve zaten benden de ulaşabileceğiniz hiçbir bilgi yok. Sizin için de zaman kaybıyım, dedi adam.
-Şimdilik yok. Şuanda gitmem yine görüşmeyeceğimiz anlamına gelmiyor, dedi Esma ve adam gülümserken, adama kısaca, tekrar iyi günler dileyip odadan çıktı.
Aşağı katta onu bekleyen Dağhan'ın yanına gittiğinde onun meraklı bakışlarıyla karşılaştı. Ona başarılı olmadığını itiraf etmek her şeyden, belki de ölümden bile beterdi. Dağhan onun beceriksizliğiyle aylarca dalga geçebilecek bir kapasiteye sahipti çünkü!