20-Günümüz Nilay

5 1 0
                                    

Arabada giderken ikisi de sessizdi. Somurtuyorlardı. Nilay'ın en son istediği şey bu arabada olmaktı. Artık Kadir için de öyleydi. Nilay onun ne umutlarla odasına geldiğini ama ne bulup hayal kırıklığına uğradığını düşündü. Gerçi bu umrunda bile değildi. Sonuçta kimse onun duygularını umursamıyordu, o da Kadir'inkini umursamayacaktı. Onunla artık aynı ekipte olabilirlerdi ama asla onunla arkadaş olmayacaktı, asla. Asla onun Alper'in yerini almasına izin vermeyecekti. "Sanki bu röportaj çok önemliydi. Kayıt yapsaydım ve sonra gazeteye yazsaydım olmaz mıydı? Kamerayla görüntülemenin ne âlemi var? Saçmalık." Diye söylendi içinden öfkeyle.

-Şunun sesini biraz kıs, diye tısladı Kadir'e. Müziğin sesi iyiydi aslında ama Kadirle birlikteyken her şey batıyordu ona. Kadir ona ters ters baktı ve inadına daha da açtı. Nilay öfkesinin doruğa çıktığını hissetti.

-Geri zekâlı mısın yoksa embesil falan mı, diye bağardı. Kadir ona öfkeli bir ifadeyle baktı ama:

-Hayır, zekâm gayet yerinde. Bunu sana düşündüren ne oldu, diye sordu sakin bir sesle. Nilay onun bunu böylesine sakince sormasına gülmek istedi ama kendisini toparladı.

-Söylediğimi anlamıyorsun da ondan. Bu yaptığın hareket aç dediğim zaman yapılır. Kıs dediğim zaman tam tersi yapılır, dedi Nilay sanki gerçekten bir embesil beyinle konuşuyormuş gibi. Kadir dişlerini sıktı.

-Bana emir veremeyeceğini sana öğretmek istedim. Benden rica etmediğin müddetçe istediğin hiçbir şeyi yapmam, dedi.

-Kimseyle kibarlaşacak halim yok. Canın cehenneme, diye bağırdı Nilay.

-Senin gerçekten tedavi olman lazım. Hastasın sen, dedi Kadir.

-Bu ne cüret...

-Sen kendini kraliçe falan mı sanıyorsun? Bu ne cüret demen için benden epey üst olman gerekiyor sanırım. Gerçekten tedavi olmalısın. Sana acıyorum.

-Görüşlerini kendine sakla, dedi Nilay sertçe. Ve teybin sesini kıstı. Ama Kadir anında geri açtı.

-Sen saklarsan, ben de saklarım neden olmasın, dedi. Nilay yine teybin sesini kıstı. Bu sefer Kadir sertçe teybin kapat tuşuna bastı ve teybi susturdu.

-Böyle daha iyi sanırım, dedi.

Röportaj yapacakları insan Beşiktaşlı futbolcu Nihat Kahveciydi. Nilay için herhangi birisinden farkı yoktu ama Kadir için öyle olmadığı kesindi. Çünkü Nihat'ın yanına geldiklerinde Nilay'la atışmalarını çoktan unutmuştu ve heyecandan ölmek üzereydi.

-Merhaba Nihat Bey, nasılsınız, derken heyecanı gözlerinden okunuyordu. Sanırım Gay falandı bu çocuk! Nihat kahveci gülümsedi ve her ikisiyle de tokalaştı. Sonra:

-İyiyiz işte. Antrenman, maçlar falan uğraşıyoruz, dedi.

-Çok yoruluyor olmalısınız, dedi Kadir. Sonra:

-Ben sizin eskiden beri büyük hayranınızım. Yani her maçınızı kaçırmadan izlemişimdir. O kadar süper oynuyordunuz ki, dedi.

-Sanrım böylelikle ne kadar yaşlı olduğum ortaya çıkmış oldu. Hem oynuyordunuz ne demek. Şimdi oynamıyor muyum, dedi Nihat.

-Hayır, yanlış anladınız, şimdi de süpersiniz. Sadece..., Kadir'in konuşması Nilay'ın boğaz temizlemesiyle bölündü.

-Nihat Bey, konuşmanızı bölüyorum ama röportaja geçebilir miyiz acaba, diye sordu nazikçe.

-Tabii, dedi Nihat kahveci. Ve Kadir de kamerayı çalıştırdı.

Geri dönüş yolunda Nilay sırıtmasını zor tutarak:

-Baksana, sen Nihat Kahveci'ye âşık falan mıydın, diye sordu. Kadir hışımla başını çevirdi ona.

-Yok artık! Kişiliğime saldırıda son nokta. Ben gay değilim!

-Ama öyle gibi...

-Nihat Kahveci'ye eskiden beri hayranım. Yani onun futboluna. Sen hiç bir futbolcuya hayranlık beslemedin mi?

-Hayır. Futbolla aram yok. Bana göre çok gereksiz bir uğraş.

-İşte bu yüzden anlayamıyorsun. Her erkeğin hayran olduğu bir futbolcu vardır. Bu onun eş cinsel olduğunu göstermez. Sadece, onun gibi futbol oynamak ister ve ona hayranlık duyar.

-Aman neyse, bir soru sordum. Uzatmanın âlemi yok, dedi Nilay. Kadir sinirle içini çekti ve yola konsantre oldu.

;v#A

Geçmişin ArdındakilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin