3-Şimdi Ahmet

5 1 0
                                    

Ahmet canının çok sıkkın olduğunu hissediyordu. Çok iğrenç bir gündü önünde uzanan. Kamera izleyerek birinin yerini tespit etmek. Bundan daha az zevkli bir iş olamazdı. Pek çok kamera vardı. Hangisindeydi ki bu lanet adam. Hem Ahmet'in yüz tane gözü de yoktu. Bazen neden bu kadar az adamla çalıştıklarını düşünmüyor değildi. Yani daha kalabalık olsalardı, işler daha kolay olacaktı. Ama tabi bu imkânsız gibi bir şeydi çünkü buraya pek çok elemeden sonra, sadece çok özel, seçilmiş insanlar geliyordu. İtinayla testlerden geçiriyorlardı seçilirken. Ahmet seçilirken nasıl stres olduğu, nasıl zorlandığını daha dün gibi hatırlıyordu. Dağhan denen salakla da o gün tanışmışlardı, daha ilk gün. Dağhan onu tanıdığı yıllar boyunca takınacağı o kendine güvenen hareketlerinin, o çokbilmiş havasının, orada seçilmeden önce de ilk sinyallerini vermişti.

-Bizi seçmeyeceklerde kimi seçecekler. Bu kadar panik olmasana. Biraz kendine güven. Biz en iyiyiz, biz süperiz. Bunu unutma, demişti Ahmet'e. Ahmet onun bu rahat duruşuna hayret etmiş, sonraki zamanlarda ise gıcık kapmıştı. Ne kadar itici bir çocuk olduğunu çok sonralardan öğrenecekti. Ama öğrendiğinde de arkadaşlığını bozmamıştı. Çünkü Dağhan'la arkadaşlığını devam ettirmek çıkarına gelmişti her zaman. En gözde elemanın arkadaşı olmayı kim istemezdi. Üstelik Esma'nın en yakını da Dağhan'dı. "Esma." Diye düşündü sırıtarak. Esma da tarihe karışmış, yepyeni biri ortaya çıkmıştı. Ahmet'in tam isteyeceği türden biri. Ela! Dağhan'ın o günkü telefon konuşmasında Esma için nasıl da yalvardığı geldi aklına birden. Keyiflendi. O adamı bir şey için yalvartmak o kadar güzeldi ki. Ondan neden bu kadar gıcık alıyordu o da bilmiyordu ama gıcık alıyordu işte Ahmet. Dağhan'ın çaresiz oluşu, her şeyin Ahmet'e bağlı olması mükemmel ötesi bir şeydi.

-Ahmet yok mu bir şeyler koçum, diyen şef geldi o sırada yanına. Ahmet şöyle bir düşündü. Biran için dalma gafletine düşmüştü. Acaba o sırada adam geçmiş olabilir miydi? Görmemiş olabilir miydi? Öyle bir şey olduysa şef onu kıtır kıtır keserdi. O yüzden daldığını hiç söylememeye karar verdi. Olmadı, gözünden kaçtığını söylerdi, insanın o anda gözünden kaçabilirdi, olabilirdi. Ama dalma hakkı olmazdı, yani dalması, gözünden kaçmasından daha kötüydü. Tamam, gözünden kaçırdığında da azar yiyecekti. Çünkü onlar özel seçilmişlerdi, gözlerinden kaçırmasınlar, diğerlerinin yaptıkları hataları yapmasınlar diye vardılar. Ama daldığı öğrenilirse çok daha büyük bir azar onu bekliyor olacaktı. Hem belki de adam hiç geçmemişti, neden en kötüsünü düşünüyordu ki hemen?

-Hayır şef, kimse geçmedi henüz. Her şey bildiğiniz gibi, dedi doğal bir sesle. Rol yapmayı iyi becerirdi. Buna Ela'ya yaptığı roller sayesinde iyi alışmıştı. Acaba Ela o tanıdığı kişinin gerçek isminin Ahmet olduğunu ve MİT için çalıştığını düşünse ne yapardı?!? "Tamam, dalma artık. Dalmak yasak. Bu sefer şef gerçekten öldürür seni." Dedi içinden.

;G|

Geçmişin ArdındakilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin