13.Bölüm: Kimse

1.9K 154 23
                                    

Bora Duman: Yan yana.

"Kimseye güvenme..."

-

Yasemin'den

Gözlerimi dakikalardır boş tavana dikmiş, başka şeyler düşünerek aklımı meşgul etmeye çalışıyordum. Ancak içimdeki huzursuzluk ruhumu çılgına çeviriyordu, uykusuzluk tüm bedenimi etkisi altına almışdı, uyumak istiyordum ama başaramıyordum.

Bora haklıydı, o zehrin bağımlısı oldum. Zaten kullandığım birçok madde vardı, ama bu farklıydı içindeki her neyse etkisi fazlasıyla büyükdü. O malları lise önünde o çocuklara satmak zalimceydi, itiraf etmek gerekirse Bora'yla giderek dibe batıyorduk ve işin en kötü yanı bu defa mâsum insanları da karanlığa sürüklüyorduk.

Çatılıdan sonra itaat etmeyi öğrendik, Çatılının sahibi Bora Vural ve ben itaat etmeyi öğrenmişdik. Hayat öylesine garip ki, çoğu zaman planda olmayan şeyler yaşarsın. Bu vahim halime rağmen en çok da Bora'ya üzülüyordum, o bunları hak etmiyordu. O birilerinden emir alarak yaşamayı hak etmiyordu.

Hayat bize, her şeye hazırlıklı olmamız gerekdiğini öğretmişdi. Geçen seneki patlamadan sonra hepimiz bambaşka yerlere sürgün edilmişdik, herbirimiz kaderin gücüne boyun eğmişdik. Aslında her şey bundan sonra başlayacakdı..

Uzandığım yatakdan doğrulurken dişlerimi birbirine bastırdım, ayaklarım yeri yoklarken yatakdan destek alarak ayağı kalkdım. Bir elimde duvardan destek alırken, diğer elimle karnımı tutuyordum. Önümdeki tahta kapıyı çift görüyordum, bir an düşecek gibi olurken son anda önümdeki dolapdan destek alarak dengemi korumuşdum.

Bora'nın burada olmaması ne büyük şanssızlıkdı, ama yaşamak için boyun eğmesi gerek biri vardı. Tabii o kişiye, yani yeni liderimize tek boyun eğen ben ve Bora değildik. Bu defa bu pisliğe Mete'yi de bulaştırmışdık.

Bazen hayatın öylesine çıkılmaz bir hal alır ki, seni sadece para denen o kağıt parçası kurtarabilirdi. İşte hal böyleyken, kaderin sana kazık atar ve para kimdeyse ona tap emrini verir. Çatılı yok olmuşdu, ben ve Bora tamamen evsiz kalmışdık. Aslında benim sözde bir ailem vardı, üvey babam. Çok fazla edebiyat yapmaya gerek yok aslında, hangi insan belanın ta kendisine tahammül edebilir ki? Babam da öyle yapdı zaten, bana tahammül edemedi ve bir daha geri dönmemek üzere evi terk ettim.

Üvey babamı seviyordum aslında, ona kızmıyordum bile. O üvey sıfatına rağmen her zaman iyliğimi düşünmüşdü, ama ne olacağıma çokdan karar vermişdim. Onu daha fazla üzmeye hakkım yokdu, sessiz sedasız öylece çıkdım hayatından.

Ve sokakdan kalmışdım, tıpkı benim gibi kimsesiz Bora ile birlikde sokakda kalmışdık. Tabii bu defa bize polislerden kaçan, kanun kaçağı Mete'de katılmışdı. Aslında şu koca bir yıl bizim için Tanrı'nın sınavıydı, şu koca şehirde yapayalnız üçümüz kalmışdık.

İşte o an, paraya muhtaç olduğumuzu anladık. Ve boyun eğmemiz gerekdiğini de öyle. Sadece bir anda karşımıza çıkan bir adam bize hayatımız karşılığında ona itaat etmemizi teklif etmişdi. Bize uzatılan o elin ardından çok şey yatıyordu ve biz bunu çok iyi biliyorduk, buna rağmen teklifi kabul ettik.

İlk önce kurtulan Mete oldu, işlediği suçun bedelini devlete ödedi. Karşılığında ise sahibi olduğu barda barmenlik yapmasını istedi, tabii istediği barmenlik değildi barmenliğin arkdasında yatan kirli işlerdi. Mete için her saniye kritikdi, başı tahmin edemeyeceği derecede beladaydı. Tek yalnışında ayağını kaydırabilirlerdi.

Ardından bizi sokaklardan kurtarıp para karşılığında uyusturucu ticareti yapmamızı istedi. Tabii ben ve Bora'da girdiğimiz bataklıkdan kurtulmak için karanlığı seçtik.

PARAMPARÇA 2 | BencilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin