#58
"Kirli ruhun, tutsak bedenleri..."
Doğrular ya da yanlışlar. Kurallar ve yasaklar... Hayatın kendisiyle tanışan bir grup gencin çevreleriyle olan sınavında zorluklar katlanılamaz hâle gelir, kendi hayat mücadelerinde hedefleri için savaş verenle...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mabel Matiz | Gök Nerede?
"İçimdeki dağ orman..."
- Ece'den
"Hım... İlk önce kedime bakacağım, sonrada siz eziklere. Bir saniye," gözlerimi kısıp halının üzerindeki tablete odaklandım. "Bir saniye... Of! Tipsiz Mete, internetin çok yavaş." Mete'nin umursamaz bakışlarının üzerimde silik gezişini hissetsem de umursamadım, "Hah! Çıktı."
"Ece, bırak şu tableti. Bak kızım yemin ediyorum elimde kalırsın... Ciddiyim, lan!" Zeynep'e tek kaşımı kaldırarak alayla baktım, "Boğa burcu, yayla anlaşamazmış. Neden biliyor musun?" dedim ve devam ettim, "Çünkü boğa burçları çok itici. Herkesi kendi kurallarında uydurmak isterler ve bu imkânsız, aptal."
"Ne diyorsun lan sen?" kısaca suratına bakıp halının üzerindeki tablete çevirdim kafamı, "Yay ve Aslan. Ben ve Önder..." hızla ellerimi havaya kaldırıp sevinçle alkışladım, "Yes be! Yay ve Aslanın uyumu mükemmel." sevinçle parlayan gözlerim bana bakan ruhsuz gözleri buldu. Ceyda düz bir ifadeyle suratıma bakıyor, Bora ve Zeynep'te ona eşlik ediyordu. Ancak Mete ve Sefa ellerindeki telefonlara odaklanmışlardı.
"Ece dedim." dişlerinin arasından uyarı dolu tonla ismimi tekrarlayan Zeynep'in sesiyle omuz silktim. "Bu kadar agresif olma Zey... Sana bir sevgili yapma zamanı geldi, evet evet! Sana bir sevgili yapacağım." Zeynep'in çatık kaşlarını es geçip sözlerime devam ettim. "Bizim karşı apartmanda bir çocuk var, ismi Doğukan. Bence onu sana yapmalıyız, tabii önce burcunu öğrenelim. Uyum önemli öyle değil mi?"
"Öhm, öhm." yalandan öksüren Bora'ya çevirdim kafamı, bir süre suratına bakıp tekrar Zeynep'e baktım. "Ne dersin? İsmide güzel, Doğukan... Doğukan... Doğukan..."
"Ece, kapat şu tableti. İşimiz var." Bora'nın sözleri tekrar ona bakmama zorladı, "Hım... Bir boğa kiminle anlaşır?" her ne kadar Bora'ya baksam da kafamda bambaşka düşüncem vardı. "Başak. Evet, bir boğa kadını en iyi bir başak erkeği ile anlaşır." hızla gözlerimi Zeynep'e çevirdim. "Sana bir başak bulmalıyız. Ama tanıdığım bir başak erkeği var o da, sokağın aşağısındaki marketin sahibi olan Salih amca. Salih amcayla çıkar mısın?"
Zeynep'in gözleri nedense Bora'ya kaymıştı, Bora ise düz bir ifadeyle onu karşıladı. Dudağında soğuk bir gülümseme eşliğinde oturduğu koltuğa yayıldı. "Bir boğa kadını en iyi başakla ha?"
"Sizin aranızda bir şey mi var?" pat diye sorduğum bu soru ortamda derin bir gerginlik dalgasının yayılmasına neden olmuştu. Aslında gerilen sadece Zeynep ve Bora'ydı. Diğerleri -Sefa hariç Ceyda ve Mete dalgınca birbirlerine bakıyorlardı. Sefa ise sıkıntılı bir biçimde telefonla ilgileniyordu. Ciddi ciddi bir problemi var gibiydi.
"Biz işimize bakalım. Kapat şu burçlar sayfasını, Leda bar yaz arama motoruna." Bora'nın tek bir cümleyle konuyu kapatmaya çalışması dikkatimi çekse de, boşverip konumuza baktım. "Orası neresi? Oha, baramı gidiyoruz!" oturduğu koltuktan ayaklanıp karşıma dikildi, "Yaz şunu."
