38.Bölüm:Rotasız Gemi

1.4K 136 28
                                    

Duman : Kırmış Kalbini.

"Hayallerimi bir hiç uğruna kaybettim.
Umutlarım, en güzel sevmelerim, en güzel yaralarım, bir hiç uğruna bitmiş. Gitmiş..."

-

Bedenim, usulca sürüklenirken suyun içinde, nefesimi tuttum. Dudaklarımdan yukarıya doğru süzülen balonlar, su üzerine ulaşan saçlarım... Bedenimi zehir gibi delip geçen, değdiği her noktayı donduran suyu hissedebiliyordum. Batmaya yüz tutmuş güneşten süzülen ışınlar suyun içine yansımıştı.

Kafamı sağa çevirdim, sonra da sola. Kimse yoktu. Görebildiğim tek şey, suyun dibine sürüklenen o araba olmuştu. Nefesimin tükendiğini hissedebiliyordum, burası çok sessizdi. Sanki gürültü kirliliği bir anda kesilmişti suyun altında. Sadece bir melodi yayılmıştı kulaklarıma, suyun o rahatlatıcı tonu.

Kollarımı hareket ettirerek yukarı doğru yükseldim, ayaklarımı palet gibi kullanarak su üzerine çıktığım an o derin melodi yok olmuştu. Şehrin o kirli kokusu melodisine sinmişti, uzaklardan gelen araba sesleri, rüzgarın ağaçlara uyguladığı kuvvet... Her şey çok kirliydi.

Nefes alış verişim hız kazanırken etrafa bakındım, benden birkaç saniye sonra diğerleri de teker teker su üzerine süzülmüşlerdi. Başımı hızla iki yana sallayarak elimle yüzümü sıvazladım. Ardından parmaklarımı bir tarak edasıyla saçlarıma daldırıp yeriye taradım.

"Üşüyorum."

Ece'nin isyankar ses tonuna kulak asmayıp kıyıya doğru yüzmeye başladım. Bende üşüyordum, ancak bu kimin umrunda? Bu işi de atlattık. O polisler izimizi tamamen kaybetti.

İçi su dolu ayakkabının içine hapsolan ayaklarım toprağı hissettiği an dizlerimin üzerine çöküp kendimi bıraktım. Islak bedenim toprağın üzerine yayılmış, ruhum ise bir kez daha ölümü alt ettiği için zafer naraları atıyordu.

Tıpı benim gibi kıyıya gelen Mete ve Bora'da kendini toprağa attı. Ve diğerleride. "Bunu da atlattığımıza göre artık ABD ajanı olarak göreve başlayabiliriz." Küçük bir kahkahanın ardından Sefa'nın sözlerini onaylarcasına başımı salladım.

"Ay hiç uğraşamam, bunun yerine annemin kısır partisinde Şengül teyzenin ilginç kahkahasını dinlemeyi tercih ederim."

"Kısır partisi mi?" dedim kafamı Ece'ye çevirirken. "Aynen kanka. Teyzeler on beş günde bir bizim evde ortam yapıyor."

"Altın günü olmasın o?"

"Altın günlerinde elli beş yaşında bir kadının kolbastı oynadığını görmedim, bu nedenle ben Kısır Partisi diyorum prasa kafa." Kaşlarımı çatarak, "Ulan bana bir daha prasa kafa dersen seni yamulturum." dediğimde boş boş gözlerime bakıp gözlerini gökyüzüne çevirdi.

"Eve gidince iyi bir banyo yapsak iyi olacak." Zeynep'in önerisi üzerine Sefa söze girdi. "O banyoyu biz gölde yaptık Zeyno sen rahat ol."

"Emin misin?"

"He..."

"İyi, dinle o zaman. Bu göl yakınlardaki bir fabrikanın atıklarıyla dolu. Gölün diğer tarafında toprağın altından gelen gider boruları var. Muhtemelen kimyasallar bu göle boşaltılıyor, yani mutasyona uğramadan banyo şart."

Yüzümü buruşturarak ellerime baktım, elimin üzerindeki yağlanmayı fark etmiştim. Zaynep haklı. "Siktir!" Ellerimi indirip sesin sahibine, yani Sefa'ya baktığımda ayaklanmış ellerine bakıyordu. Onunla birlikte Ece'de ayaklandı.

PARAMPARÇA 2 | BencilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin