Mabel Matiz : Kerem gibi. (Bu şarkı Kerem'e gelsin :D )"Boyundan büyük işlere kalkışma, öyle bir tercihin yok."
-
"Ceyda, iyi misin?" dudaklarım hafifçe aralandı, gözlerimdeki ıslaklığı hissedebiliyordum, ancak henüz bir damla dahi süzülmemişti gözlerimden. Kilitlenmiştim. "Ceyda... Bana bak, hey?"
Tırnaklarım öylesine keskindi ki, avuç içlerimi parçalıyordu. "Ceyda! Kendine gel." gözlerimi o boş noktadan ayıramıyordum, o bomboş noktada görebildiğim bir karanlık sahne vardı. Esra'nın cinayeti, onu öldürmem. Ona defalarca vurmam, ve onu ateşe mahkum etmem... Onu ve diğerlerini. Ben bir hata yaptım, berbat bir hata, içinden asla çıkılamayacak bir hata... Kendimi bir uçurumdan aşağı attım ve beraberimde suçu olmayan insanlarıda sürükledim. Ben katildim.
"Ceyda, bak. O- o bir şey yapamaz. İspatlayamaz, kedine gel. Bir şey de. Bana Kerem'den korktuğunu söyleme."
Ondan korkmak... Kerem'den korkuyor muydum? Beni hayatımla sınıyordu, korkmam gerek. Korkma! içimdeki; o haylaz, söz dinlemez, başaçıkılamaz çocuk resmen kükremişti. Korkma! Neden korkmayayım ki? Hayatım onun ellerinde.
Küçükken de hayatın camını taşladığın insanların ellerindeydi. Annene bir şey söylerlerse yaz tatilini evde geçecektin, ama korkuyor muydun?
Hayır.
Peki ne yapıyordun?
Beni anneme şikayet ettikleri için onlardan intikam almak istiyordum. Alıyordum da, onlar beni tüm yaz tatilimi evde geçirememle karşı karşıya getirirken ben pes etmiyor, arabalarını çiziyordum.
O zaman şimdi de öyle yap! Korkak olma.
Korkak olma...
Hızla oturduğum sandalyeden ayakladım. Karşımda oturan Ece bir an ne olduğunu anlamasa da sonradan anlamıştı. "Hayır, sakın bir saçmalık yapma." kolumu tuttuğunda bedenini sertce geriye itekleyip kantinin çıkışına yöneldim. Gözlerimden bir damla yaş süzülmüştü ama korkumdan değil, öfkemden.
"Ceyda!" Ece'nin peşimden koşturması öfkemi dindirmiyor aksine içimdeki azgın alevlere benzin ekliyordu. "Ben bu değilim." dedim dişlerimin arasından. "Hiç olmadımda." ben asla değişmedim, asla olgunlaşmadım. Ben asla uysal olmadım, çocukken nasılsam şimdi de öyleyim! Kimse benimle oynayamaz.
Ellerimi yumruk haline getirerek tüm bahçeyi süzdüm, bana başın belada deyip gitmişti. Bir anakuzusu mu beni tehdit edecek! Dişlerimi daha da sıktım, gözüm bankın yanında bir kızla konuşan Kerem'i bulduğunda adımlarımı hızlandırdım.
"Ceyda! Hayır." Ece'nin bağırışları umurumda değildi. Ben hâlâ o uslanmaz Ceyda'yım, olgunlaşmadım. Beni anneme şikayet edenlerin arabasını çizecek kadar uslanmadım. Uslanmam da!
Sağ elimde toplanan öfkemle kolunu tutup kendime çevirdim. Parlayan yeşil gözler bir an ne olduğunu anlamasa da tekrar kendini topladı. Yanındaki kız anlamsızca bana bakıyordu.
"Sen beni tehdit edemezsin." dedim dişlerimin arasından. Her ne kadar göremesem de gözlerimin öfkeyle parladığını biliyordum. Parlayan yeşil gözler durgundu. "Git burdan." gülümsedim, bu tehditgar bir gülümsemeydi.
"Seni de öldürürüm." yüzündeki tüm ifade solup gitmişti. Ancak yeşil gözleri gözlerimden bir an olsun ayrılmamıştı. "N'oluyor be! Sen kimsin?" yanındaki kızın yönelttiği soru üzerine gözlerimi Kerem'den ayırmadan, "Kapat çeneni." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARAMPARÇA 2 | Bencil
Teen Fiction#58 "Kirli ruhun, tutsak bedenleri..." Doğrular ya da yanlışlar. Kurallar ve yasaklar... Hayatın kendisiyle tanışan bir grup gencin çevreleriyle olan sınavında zorluklar katlanılamaz hâle gelir, kendi hayat mücadelerinde hedefleri için savaş verenle...