Deniz Toprak - Resul Dindar : Sebebi Sensin.
"Belkide bu hikaye hiç başlamamalıydı..."
-
Ruhumun derinliklerinde, karanlığa siper etmiş bir suret. Yansıması belirlenemeyen, kimliği belirsiz şahıs. Unutulmuş, ya da boşverilmiş tecih dışı bir geçmiş. Bomboş sokakların, yorgun bedeni. Geçmişin izlerini bedeninde gururla taşıyan o yabancı..
Huzursuz, tedirgin, şüpheci bir ruh hali. Kendini sorgulayan bir düşünce yapısı. O, aslında kendine yabancı yıkık dökük hayatın geriye kalmış paramparça suretiydi.
İçimdeki huzursuzluk daha da artarken aramayı cevapladım. "A-alo? Kimsin?" dediğimde bir süre ses gelmedi. Kalbimim ritmi artarken nefes alışverişim hız kazandı.
"Kimseye güvenme Ceyda. Etrafındaki o insanlar seni kandırıyor." Sıkıntıyla kıpırdanırken içimdeki korku sinyalleri dışa vuruyordu. "Sen kimsin?" Göğsüm ağır ağır ileri geri giderken dudaklarımı birbirine bastırdım. Gerçekden böyle korkak biri miydim acaba? Bitmek bilmeyen sessizlik. Saniyeler.. Saniyeler..
Zaman mı yavaş ilerliyordu yoksa ben mi aceleciydim?
"Ben, senin gerçek dostunum. Ailen olduğunu iddia eden insanlar sana yaklaşmama izin vermiyor." Yutkundum. Kim dost kim düşman? Hiçbir fikrim yokdu. "Benden ne istiyorsun?" Yine bir türlü sonu gelmeyen amansız bir sessizlik. Neden korkuyorum? Neden! "Hiçbir şey. O insanlar mefaat karşılığında sana yardım ederken ben sadece sana senin için yardım etmek istiyorum. Seni kandırıyolar."
"O insanların benimle derdi ne? Neye dayanarak böyle bir şey iddia ediyorsun?" Dediğimde yine derin bir sessizlik etkisini sürdürmeye devam etti, düşünerek konuşuyordu. Kim olduğunu bilmediğim bu kız planlı hareket ederek sorularımın cevabını dikkatlice veriyordu.
"Eğer bunların cevabını merak ediyorsan yarın sabah çık evden, ve odanın camından netce görebildiğin sokakda yavaşça yürü. Gerisini sadece bana bırak, tabii eğer sana komplo kuran o insaların asıl maksadını merak ediyorsan."
Kaşlarım biraz daha çatılırken, "Sana neden güveneyim?" dedim. Bu defa derin bir sessizlik girmedi araya, "Çünkü güvenmek zorundasın. Korkuyorsun değil mi? İçinde, nedenini bilmediğin bir korku timsali var." Bu doğru, nedensizce her şeyden korkuyordum. "İşte o korkularının bir nedeni var Ceyda, sana son bir yılı ve yaşadıklarını anlatacağım."
Sustum. İçimdeki derin korkular öylesine dipsizdiki, ancak rotasının geçmişim olduğunu biliyordum. Hissediyordum. Yaşadığım korkunç bir olaydan kaynaklanan bir korku kenetlenmişdi içime, beynime. Kemiriyordu adeta.
Aramayı sonlandırıp usulca cama ilerledim. O sokak şimdi bomboştu, kimdim ben? Geçmişte, beni bu denli derinden etkileyecek ne yaşadım? Korkumun arkasında gizlenen o asi kız kimdi?
***
-Ertesi gün.
Zeynep'den
Usulca tepeye yerleşen güneş ışığı ile gözlerimi kıstım. Gömleğimin yakasını sarmalayan kravatı gevşettikden sonra elimi yelpaze görevinde kullanarak serinlemeye çalışdım. Ama nafile. Bahar bu defa erken gelmişdi, aslında bu havaya güven olmaz iki gün sonra sağnak yağmur haberlerini görmezsem bende neyim.
"Günaydın." Bana doğru gelen Ömer'e kısaca bakıp, "Sanada." dedim elimdeki sırt çantasını yerde sürüklemeye devam ederken. "Kavgayı duydun mu?" Kravatı biraz daha gevşetip, "Ne kavgası lan benden habersiz? Uydurma, git başımdan." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARAMPARÇA 2 | Bencil
Teen Fiction#58 "Kirli ruhun, tutsak bedenleri..." Doğrular ya da yanlışlar. Kurallar ve yasaklar... Hayatın kendisiyle tanışan bir grup gencin çevreleriyle olan sınavında zorluklar katlanılamaz hâle gelir, kendi hayat mücadelerinde hedefleri için savaş verenle...