20.Bölüm: Anılar

1.8K 147 14
                                    

Ferhat Göçer:Unutmuş Çoktan

"Biz güzel insanlarız."

-

Ece'den

Kinci bakışlar üzerimde gezinirken önümdeki sehpadan suyu alıp kafaya diktim. Ardından tekrar Sefa'ya verdim dikkatimi. Son yarım saattir ortada dönen muabbetten bağımsız birbirimize kinci bakışlar sergiliyorduk.

Pişman mıyım? Kesinlikle hayır. Sefa'nın kayıp ilanını vermek dahice bir intikam planıydı, asıl hesaba katmadığım sey ise: oturduğumuz semtin duvarlarında bulunan 223 ilanda Sefa'nın numarasının bulunmasıydı. Kayıp ilanından sonra telefon sapıklığı başlamışdı. Otuz kırk yaşlarındaki adamlar Sefa'ya telefon sapıklığı yapıyordu. Tabii sonradan erkek olduğunu anlayıp telefonu yüzüne kapatıyorlardı, o ayrı bir konu.

Ama o fotoğrafı İnstagram'da paylaşmayacakdı. Arkadaşlarımın güzel çıkdığı fotoğraflarda antilop gibi çıkmak benim suçum değil. Ben kötü çıkdıysam o fotoğraf yok edilmeli. Nokta.

"Yani beni hatırlıyor musun?" Kısık gözlerim Zeynep'e kayarken sinsi bakışlar sergiliyordum. Neden millete şüpheyle bakıyorum, inanın bende bilmiyorum. Gerçi sorun yok, nasıl olsa kimse beni takmıyor. "Aslında geçmişte yaşadığımız olayı biraz hatırlıyorum, bu nedenle sizi hatırlar gibiyim."

"Neden biraz? Anlatsana biraz." Ceyda'nın gözleri bana kayarken Mete söze girdi, "En azından içinde bize dair bir şüphe yok. Öyle değil mi?" Başıyla onaylayıp kollarını bedenine sardı. "En çok seni hatırlıyorum Mete, çünkü bunları seninle yaşadık."

"Neden Mete? Anlatsana biraz." Ceyda tekrar bana bakarken bu defa söze Nur girdi. "Şu yaşadığın olaylarda yanında olamadım. Özür dilerim." Ceyda hafifçe gülümseyip, "Sıkıntı yok, zaten yalnız kalmak isyordum, o anlarda sadece kafamı toprağın altına sokup dünya ile bağlantımı koparmak istiyordum." dedi.

"Niye sen devekuşu musun?" Ceyda üçüncü defa dikkatini bana verdiğinde gözlerimi kısıp şüpheci bir edayla kaşlarımı çattım. "Sen ne ayaksın lan?" dedi diklenircesine. "Harbiden sen ne diyorsun?" kafamı Zeynep'e çevirip, omuz silktim. "Hepinizden nefret ediyorum. İğrenç yaratıklar."

Nur'la Ceyda anlamayarak birbilerine bakarken Sefa hâlâ kısık gözlerini üzerimde gezidiriyordu. "Sen ne ağabeyini 81 yerinden bıçaklayan görümcesini görmüş kız kardeş gibi bakıyorsun be!" dedim çirkefleşerek. Sefa biraz daha gözlerini kısıp oturuşunu dikleştirdi. "Yapdığın bu eşek şakası hiç hoş değildi biliyorsun değil mi bacım?" Hah! O fotoğrafı paylaşmak çok hoştu zaten.

"Yo, bence dahiceydi."

"Nedense o dahice yönünü biz göremedik."

"Sen anlamazsın bizim oğlan."

Sefa tam bir şey söyleyecekken Bora söze girdi, "Ceyda... Esra, onu hatırlıyor musun?" Bora'nın bu sorusu bir anda ortama gergin dalgalar estirmişti. Herkes oturuşunu dikleştirirken bacaklarımı sehpaya uzattım tabii o sırada Zeynep'in uyarı dolu bakışlarına denk gelince oturuşumu düzelttim. "Evet. Hatırlıyorum." dedi Ceyda kısa ve öz bir şekilde.

Bora ellerini diz kapaklarına yerleştirip dudağını ıslattı. "O zaman sana bir soru soracağım, ve bana asla yalan söylemeyeceksin. Tamam mı?" Ceyda'nın kaşları çatılırken Mete'nin sorgulayıcı bakışları Bora üzerinde geziniyordu.

"Tamam. Sor." Sefa kinci bakışlarını üzerimden çekip dikkatini Bora'nın dudaklarından dökülecek olan kelimelere verdi. "Sen ve Esra arasında bir bağlantı kuracak birisi ile tanıştın mı? Sana Esra'dan bahseden birileri oldu mu yakınında?" O an, salon sessizliğe gömüldü ve herkes dikkatini Ceyda'ya verdi. Ceyda ise tereddütle Bora'ya bakıyordu.

PARAMPARÇA 2 | BencilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin