45.Bölüm:Yeşeren İhtimaller

1.1K 119 22
                                    

"Neden mi yalnızım? Çünkü sen yaşadıkça herkesi öldürdüm."

-

Bora'dan

Sigarayı ağzımdan ayırıp dudaklarımı hafifçe araladım. Gri duman ağırca yayılırken gözlerimi kısıp, başımı sağa ardından sola yatırdım. "Cümleye günün anlam ve önemini belirten sözlerle başlayacak değilim, her şeye sıfırdan başlıyoruz demeye de niyetim yok."

Birbirlerine kısa bakışlar atan çete üyeleri tekrar dikkatini bana verdi. "Paraya ihtiyacımız var. Gidin yakın, yıkın, haraç toplayın... Zamanı geldi, liderliğin zamanı geldi."

"Peki ya Patron?" gözlerim arka sıralardaki serseriyi bulurken soğukça gülümsedim. "Onun cesedini istiyorum, ama sizin elinizden değil. Cesedi benim ellerimde can verecek."

"Polis?"

"Eski düzen yok artık, polise koz verin ama delil vermeyin. Hemen, şimdi gidin ve tüm semte Çatılının tekrar kurulacağını gösterin ve onlara karanlık sokağı tekrar hatırlatın." başlarını hafifçe sallarken sigarayı dudaklarıma yaklaştırdım, "Patron'nun adamları... Gizlendikleri mekanları yakın, haraç aldıkları mekan sahiplerini tehdit edin. O haraçların iki katı bize verilecek... Vermeyin mekanını yakın gitsin."

Sigaradan bir nefes çekip konuşmaya devam ettim, "Patron'nun uyuşturucu deposu, orayı ateşe verin. Ne kadar çok zarara girerse gücü o kadar azalır." Tıpkı benim gibi sigarasını yudumlayan orta yaşlı motorcu, "Peki ya kuzenin?" dediğinde kısaca etrafa bakındım. "O da bize maddi destek sağlayacak, Patron adına sattığı uyuşturucu paralarını bana verecek."

Kül haline gelmiş barın merdiven basamağına oturup sigara izmaritini yere attım. "Hadi, gidin ve sokakları yağmalayın." orta yaşlı motorcu başını birkez sallayıp arkasındaki grupa el harekeriyle motorlara yönelmesini söyledi. Onlar motorlara yönelirken, tinerci grubu lideri, "İşe koyulalım." diyerek Çatılı çıkışına yöneldi. Onların peşine de üç kız takıldı.

Diğer çete üyeleri de yavaş yavaş çıkışa yönelirken başımı geriye yatırdım. Çok değil, birkaç saat sonra Çatılı ilan edilmiş olacak...

*

-1 Gün sonra...

"Patron'nun iki mekanına el koyduk, haraç aldığı mekanları bastık. Üç mekan sahibi haraç vermeyi kabul etti, diğer kabul etmeyen altı mekanı birbirine kattık." başımı hafifçe salladım, ardından gözlerim tinerci çeteye kaydı.

"Biz de sokakaları yağmaladık, birkaç evin camını indirdik ve duvarlara Çatılının imzasını bıtaktık." dudağımın kenarı hafifçe kıvrıldı, "Bu sabah gazetede biz, daha doğrusu Çatılı var." Ceren elindeki gazeteyi sallarken açıklama yapmasını bekledim. "Sokakların eskisi gibi yağmalandığını, serserilerin tekrardan sokaklara indiğini söylüyor. Polis hareket geçmiş, ilk işi Çatılıyı aramak olacak."

Gözlerimi ilgisizce Çatılıya çevirdim, yangından sonra duvarları siyahlaşan eski evler... Eskisinden daha karanlı bir sokak, kullanılmayacak haldeydi. Ama biz kullanacaktık. Beyaz saraya ihtiyacımız yoktu sonuçta, insanların girmeye çekindiği bir yer olsun yeter. "Evlerdeki tünelleri kontrol edin. Orada saklanacağız-"

"Bora!" benimle birlite çete üyeleri de sesin sahibine dönerken kaşlarım çatıldı. "Senin burda ne işin var?" dedim soğuk bir sesle. Sinirli görünüyordu, önüne geleni sertçe ittirip karşıma dikildi. Ona çatık kaşlarla bakarken elindeki gazeteyi sertçe yere atıp gürledi.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen!" yüksek çıkan ses tonuyla kaşlarım daha da çatıldı. Ancak karşımdaki Erkek Fatma en az benim kadar öfkeliydi. "Sokaktaki suçsuz insanların evlerini, iş yerlerini birbirine katmakta ne demek? Senin liderlik ilanın bu mu!" merdivenin basamağını inip tam karşınına dikildim, "Bana hesap soracak özgüveni nerden buldun?"

PARAMPARÇA 2 | BencilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin