Özel Bölüm : Top

1K 97 34
                                    

Not | Gerçek kurguyla hiçbir alakası yok.

Bir not daha | Birazdan okuyacaklarınız size saçma gelebilir, hatta beyin hücreleriniz yanabilir, belkide kafanınız içindeki o dosya çökebilir. Neyse, bana bu devirde saçma olmayan bir detay gösteremezsiniz zaten. İyi okumlar. ❤
-

"At şu topu, aptal!" gözlerimi kıstım, aralanan dudaklarımdan savrulan nefes rüzgâra karışırken ensemde hissettiğim el dişlerimi sıkmama neden oldu. "Hey! Sana diyorum. Duymuyor musun beni, bücür." ah, bana bücür dedi, kendi cüssesinden habersiz. Bana doğru gelen çocuklarla bilrikte gerildim ancak, ardımdaki şişko ikinci bir duvardı.

"Biliyor musun? Bu top benim ve onu almaya geldim." şişko alayla gülümsediği sırada, yanındaki başındaki şapkayı ters taktı. Kulağındaki küpe bir saniyeliğine dikkatimi çekmeyi başarmıştı. "Bak, ufaklık... Senin yerin burası değil, şurası." dedi, çimlerin diğer tarafındaki çocuk parkını işaret ederek.

İki elimin arasında sıkıştırdığım topu daha da güçlü tuttum, gözlerim bir saniyeliğine Burak'ı parka getiren anneme takılırken omzumdaki el bedenimi sarstı. "Ver şu topu! Antremanımız yarım kaldı," kolumda hissettiğim acıyla kaşlarım çatıldı. "Canım acıdı mal!" elimdeki topla karşımdaki çocuğun karnına sert bir darbe indirip olabildiğince hızlı koşmaya başladım.

"Hey! Buraya gel."

"Bu top benim dediysem, benim!"

Çocuk parkının ortasına dalmam ve kardeşim Burak'la çarpışmam bir olmuştu. Elimdeki top annemin omzuna giderken düştüğüm yerden hızla ayaklanıp topa yöneldim. O sırada pamuk şekerini yemeye çalışan Ece'ye çarpan top, pamuk şekerler birlikte yuvarlanmaya başladı. Parkın ortasındaki havuza giren top çoktan suyla birlikte ilerlemeye başlamıştı.

"Topum!" dedi, buraya doğru gelen çocuk.

"O benim topum!" kaşlarım çatıldı.

"Pamuk şekerim..." diyen Ece'nin bakışları bana kaydı. "Yine mi sen? Sadece, sadece üç ay senin suratını görmem ve tatilimi normal insanlar gibi geçiririm dedim ama yine sen! Neden sen? Neden bir başkası değilde, sen! Ver lan parasını." yanağına sağlam bir tokat atıp yönümü havuza çevirdim. "Kapat çeneni, topu almam lazım."

Top, suyla birlikte parkın neredeyse diğer ucuna kadar sürükleniyordu. "Çekilin, çekilin." derken, çimlere serilmiş bir piknik sofrasını tam üzerinden geçmem peşime birkaç öfkeli insan takmama neden olmuştu. Ama yine de, o top benim! "Seni yakalarsam! Terbiyesiz çocuk," omuz üstünden peşimdeki adama kısaca bakınıp koşmaya devam ettim.

"Ya he he, yakalarsın."

Yolumun önünde duran bisikleti fark edince öfkeyle soludum, "Topumu kaçıracağım, çekin şu bisikleti." bisiklete attığım tekmenin ardından, bileğimi sıkıca kavrayan çocuk beni oyalıyordu. "Bıraksana kolumu, salak!" koyu kahverengi gözleri olan çocuğun öfkeli bakışları daha da sinirlerimi bozuyordu. "Bırakma onu evladım. Tut, tut!" bu tarafa doğru koşarak gelen kalabalığın içinden seslenen adamın sözleri çoçuğu duraksattı. Kolumu bırakmıyordu. Tişörtünün etek kısmını kavrayıp tüm gücümle onu suyun içine savurdum. Dengesini kaybedip havuzun içine düştüğünde koşmaya devam ettim.

"O pamuk şekerin parasını vereceksin, ucuz sıra arkadaşı!" Ece'nin sesiyle birlikte daha da hızlandım. "Bir daha yanıma oturma lan, bonus kafa!" havuzun sonuna gelen topu fark edince hızla suya uzanıp elime almayı başardım. Islak topun damlalarının dirseklerime akması her ne kadar sinirlerimi bozsa da, parkın çıkışına ulaşmam sevinmeme neden olmuştu. Peşimdeki kalabalığa karışan annemin sesi gözlerimi devirmeme neden oldu.

PARAMPARÇA 2 | BencilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin