"Ölümü damarlarına kadar hissetmek, ruhunu teslim etmekle bir mi?"-
Yasemin'den
Ruh, bedeni terk ettiği zaman kendini ona adayan hayaller, ucuz bir dalganın peşine takılıp gidiyordu. Eceli gelen kelimelerin harfleri, kendini güneşin cesedinden sakınıyor hayallerin üzerine taş atıyordu.
Kirlenmiş düşler hiçliği göze alarak adım attığı kimsesizliğe muhtaçtı. Yalnızlığın, üzerine sindiği toprak kokusu, ölü denizin kıyısındaki mezarlığı sarmıştı. Hiçliğin bir nefes gibi sardığı bu mezarlık ölü kelimelerden ibretti.
Boşlukta kanat çırpan kargalar rüzgârın hortumuna kapılmış sessizliğin fırtınasına savrulan cesetlere dönüşmüşlerdi. Şimdi, sadece derin bir sessizlik izliyordu silinen hayalleri...
Aynadaki o yansıma bundan ibaretti. Yok olmaya muhtaç suretim buğunun arkasına sinmişti. Sağ elimi kaldırdım, dudaklarımdan süzülen dumanı seyrederken. Sıyırdığım o buğunun arlasındaki cansız bedeni görünce kaşlarım çatıldı. O, bendim.
Mor halkaların çevrelediği soğuk, yeşil gözler. Rengin kaybetmiş dudaklar... Ve bembeyaz olan ten. Elimi indirip ıslak saçlarımın çıplak bedenimi ıslatmasına izin verdim.
Karşımdaki o yansıma hareket etmiyordu, her ne kadar ben hareket etsemde... Yavaşça elimi kaldırıp yansımaya bakmaya devam ettim, hareket etmiyordu o yansıma! Olduğu yerde durmuş, soğuk bir ifadeyle bana bakıyordu.
Sen deliriyorsun!
Hayır! Delirmiyorum.
Hastasın sen, hasta.
Değilim!
Aynadaki yansımaya odaklandım daha da, dudaklarında soğuk bir gülümseme vardı ya da... Bu zihnimin bir tuzağıydı. Belleğime kazınanı silmek istercesine musluğu açıp soğuk suyu yüzüme çarptım, uyuyan zihnim uyanmalı ve kaybettiğim benliğimi geri getirmeli. Getirmeliydi...
Getirmedi.
Getirmeyecek...
Kafamı tekrar kaldırdığımda yansımamın yanında duran ikinci bir yansımam dehşete kapılmama neden oldu, dengesizce geriye doğru yalpandım. Gülümsedi. Hızla kafamı iki yana sallayarak tekrar yansımaya baktım. Ordaydı, gülümsüyordu.
Yüzümü ellerimin arasına alıp derin derin nefes almaya başlamıştım. "Git, git!" gözlerimi her aynayla buluşturduğumda ikinci yansımayla göz göze geliyordum, çığlık atarak elime geçen her şeyi aynaya savurdum. Deli bir gürültünün ardından yine sessizlik hakimiyet kurmuştu. Sadece aldığım derin nefesin sesi duyuluyordu. Gözlerim yine parçalara ayrılmış aynaya kaydığında görebildiğim tek şey cansız suretimdi. Bir anda etraf karanlığa büründüğünde kalbim yerinden çıkacak gibiyi, derin derin nefes alarak etrafa bakıdım.
"Sakin ol, sadece elektrikler gitti..."
Dizlerim benden bağımsız bir biçimde pes edince olduğum yere çöküp ellerimle kulaklarımı kapattım. Ben delirmiyorum...
-
Ceyda'dan
Hissettiğim o dehşet veren korku sinayelleri zihnimde rahatsız edici bir sese neden olmuştu. Birkaç adım gerilerken parmaklarım beton zemine kenetlenmişti. Derin bir nefes alıp korkuyla etrafa bakındım, "Büyük hata yaptın!" tekrar irkilerek kafamı sesin merkezine çevirdim. Bir sandalyeye bağlı kadın ve iki yanında dikilen silahlı adamlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARAMPARÇA 2 | Bencil
Teen Fiction#58 "Kirli ruhun, tutsak bedenleri..." Doğrular ya da yanlışlar. Kurallar ve yasaklar... Hayatın kendisiyle tanışan bir grup gencin çevreleriyle olan sınavında zorluklar katlanılamaz hâle gelir, kendi hayat mücadelerinde hedefleri için savaş verenle...