Multimedya : Ece
"Şimdi hayaller bile ucuz."
-
Olduğum yerde donakalırken, akreple yelkovan birbirlerine çivilenmiş gibiydi. Zaman durmuştu sanki, hafif esen rüzgârın savurduğu o küçük yaprak dahi havada asılı kalmıştı. Kulağımdaki çınlamayla birlikte kalbimin ritmi göğüs kafesimi zorluyor, hapsolduğu bedenimin kalın duvarlarına öldürücü darbeler indiriyordu.
"Siktir..." sırtımda hissettiğim ses Zeynep'e aitti. Arkası bana dönük olan Mete hareket dahi etmiyordu, kilitlenmiş bir biçimde dikkatle üç polis memuruna bakıyordu. Omuz üstünden hemen arkadma duran Bora'ya baktığımda çenesine belirginleşmiş her kası görebiliyordum, ruhuna işleyen gerginliği her açıdan seçilebilirdi.
Gözlerim Ece ve Sefa'ya kaydığında ikisinin de yüzünde, şaşkınlığın dehşetle harmanlanmış bir ifadesi mevcuttu. Hissettiğim kırıprtıyla önüme döndüğüm an Mete hızla bize dönüp koşmaya başlamıştı bile.
"Koş!"
Kilitlenen bedenimi saran titreme ile birkaç saniye duraksadım, ardından bize doğru koşmaya başlayan polislerin varlığını sindirmeyi başardığım an, tıpkı Mete gibi arkamı dönüp koşmaya başladım. En arkada ben vardım ve kısa sürede öne geçebilirdim. Ancak polisleri oyalama şansım da vardı.
"Ceyda! Koş!"
"Siz gidin, ben onları oyalarım." dediğim sırada Mete, Bora ve Sefa yavaşlamaya başladı. "Saçmasapan konuşma, hızlan. Biz hallederiz." Sefa'ya ters bir bakış atıp arkamızdaki polisleri konrtol ettim. "Ulan erkeklik taslamanın zamanı mı? Basın gidin işte! Sizde silah var, ben polisi oyalarken siz silahları yok edin."
"Dur!" polis memurunun ikazı ile dördümüzde kısaca peşimizdeki polislere bakındık. "Üç polisi bir anda halledemezsin?" Sefa ve Bora'nın önerisini beni çileden çıkarmaya yetmişti. "Tepemin tasının attırmayın! Basın gidin lan işte, en hızlı koşanınız benim." üçüde tereddütle bana bakarken, "Hadi!" diye gürledim.
Sefa ve Bora hızlanıp öndekilere yetişmeye başladığı sırada Mete benimle birlikte koşmaya devam ediyordu. "Lan oğlum sen ne yapıyorsun?" dediğimde giderek bize yetişmeye baslayan polislere bakındı. "Kapat çeneni, üç polisi tek başına oyalayamazsın."
"Sende silah var!" dediğimde ses tonumu Mete'nin duyabileceğin şekilde ayarlamaya çalıştım. Kısaca arkaya bakıp önüne döndü. "Hallederiz."
"Mete! Sinirlendirme ben-"
"Hızlan!" lafımın yarıda kesilmesi beni sinir etse de dediğini yapıp hızlandım, ilerideki sokaktan sağa saparken, "Şimdi düş, polislerin seni yakalamasına ramak kala ayağı kalk ve bana yetiş. Gerisi kolay." ona anlamayarak bakarken çoktan hızlanmış ve beni geçmişti bile. "Mal çocuk!" diye bağırdım arkasıdan tüm gücümle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARAMPARÇA 2 | Bencil
Teen Fiction#58 "Kirli ruhun, tutsak bedenleri..." Doğrular ya da yanlışlar. Kurallar ve yasaklar... Hayatın kendisiyle tanışan bir grup gencin çevreleriyle olan sınavında zorluklar katlanılamaz hâle gelir, kendi hayat mücadelerinde hedefleri için savaş verenle...